Alakır Vadisi’nde yaşamını teknolojiden ve modern hayatın diğer etkilerinden uzakta sürdüren yaşam savunucularından Elif Arığ’ın ardından Tuğba Günal da hakkındaki suç duyurusu kapsamında Antalya Bahçelievler Karakolu’nda ifade verdi.
Antalya Valiliği ÇED ve Çevre İzinleri Şube Müdürü İbrahim Özçelik’in Tuğba Günal hakkında, “Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden kendisine hakaret edildiği, hedef gösterici, küçük düşürücü ve rüşvetçi memur konumuna sokulduğu…” gerekçesiyle savcılığa bulunduğu suç duyurusunda bulunulan Günal yaşam mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
“Alakır’da yargı kararları uygulanmamaktadır”
Tuğba Günal yaptığı açıklamada; “ÇED müdürünü tanımam etmem. Alakır Vadisi’nde yaşadığım yerde bırakın interneti, telefon dahi zor çekiyor. Facebook kullanmam. Bu şahıs nereden elde ettiyse benim telefon numaramı bulup savcıya ‘Bu numaradan Facebook’a giriliyor. Biz tespit ettik…’ diyerek suç duyurusunda bulunmuş. Kim bunlar? ‘Biz tespit ettik’ ne demek? ‘Biz’ dedikleri kim?” dedi.
Kanunun düzgün bir şekilde uygulanmadığını vurgulayan Günal, “Hiçbir hukuki izin, soruşturma… olmadan benim özel telefonumu tespit ettikleri iddiası ile nasıl suç duyurusunda bulunabiliyorlar ve kendilerini savcı yerine koyabiliyorlar? Hedef gösterici, suçlayıcı bu yalanlar karşısında ve hukuk dışı bu ‘tespit’lerle ilgili tüm hukuki girişimleri yapacağım. Ayrıca bu tarz suçlamalar, baskı politikaları ve Alakır’da yetkililerin denetimsizliği ile devam etmekte olan şirket ekokırımlarına karşı yaşam mücadelesinden hiçbirimizi vazgeçiremezler. Alakır Vadisi’nin Danıştay tarafından da onanmış olan 1. dereceden Doğal SİT Alanı kararı var. Derdi sadece Alakır’daki canlıların yaşamını korumak olan bizlerle uğraşacaklarına, bu memurlar önce görevlerini yapıp yargı kararlarının yürütmesini uygulasınlar. 1 seneyi aşkın süredir Alakır’la ilgili bu yargı kararı uygulanmamaktadır ve bu hukuksuzluk ve denetimsizlik yüzünden yüz binlerce canlı zarar görmektedir” ifadelerini kullandı.
Alakır’da yaşamı savunmaya devam…
Alakır Vadisi’ne ve orada yaşamı savunanlara gelen tehditler her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz ay Tuğba ve Birhan’ın evlerinin önünde silah ile ateş edilmiş ve yetkililer bu konuya herhangi bir açıklık getirmemişti. Ayrıca süreç boyunca Tuğba ve Birhan’a yöneltilen suçlama, iftira ve kötü muamelenin de hiçbir tutar dalı olmadığı hâlde hukuki bir boyut da atlanamadı.
Ayrıca Elif Arığ’ın yaşam alanına uygulanan tacizin ardından yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verilirken kendisi hakkında hakaret ettiği gerekçesiyle Kumluca Savcılığı’na verilen suç duyurusu onaylanmıştı. Arığ, 7 Eylül’de hakkında açılan dava kapsamında ifade verdi.
Doğayı katletmek isteyenlere karşı, Alakır Vadisi’ni ve hayatı savunan Tuğba ve Birhan’ın, daha sonra onlara katılan Elif ve oğlu Cana Işık’ın hayatlarını bir şekilde zorlaştırmaya çalışanların ise bölgeden rant elde edecek şirketler ve onların destekçileri olduğu apaçık. Ancak Alakır Nehri Kardeşliği, tüm tehditlere ve baskılara rağmen sınırları aştı ve bozkırın ortasına Ankara’ya dek ulaştı. Doğayı ve doğalı savunmaktan hiçbir koşulda vazgeçmeyen dostlarımızın her zaman yanındayız.