The Boys, süper kahramanların güçlerini ve şöhretlerini kötüye kullandığı bir evrende geçiyor. Kendilerini süper kahramanların yaptığı cinayetleri çözmeye ve adaleti uygulamaya adayan, “The Boys” olarak adlandırılan bir grup insan, yozlaşmış süper kahramanları ortadan kaldırmak için zorlu bir yolculuğa çıkar.
Preacher’ın yazarı Garth Ennis ile Derick Robertson’ın kaleme aldığı çizgi romandan uyarlanan dizi, Supernatural’ın yaratıcısı Eric Kripke’nin imzasını taşıyor. Yönetmen koltuğunda ise en son Preacher’da birlikte çalışan Evan Goldberg ile Seth Rogen var.
Süper kahramanlar ya da dizide geçtiği şekliyle “SÜP” sekiz kişilik bir ekip. Sekize seçilmek çok önemli bir hedef özellikle de gençler arasında. Toplumda SÜP ekibini kahraman olarak görmeye devam ediyoruz çünkü süper kahramanları çalıştıran firma (Vought) milyar dolarlara sahip. Bu maddi güç birçok şeyi manipüle etmesine ve toplumsal bir algı yaratmasına olanak veriyor.
Ancak bizim çocukların herbirinin süper kahramanlarla ilgili bir sorunu var. En son katılan ve ilk başlarda cesaret eksikliğini oynayan arkadaşımız Hugie, kaldırımda sevgilisiyle öpüşürken içinden A-Train geçince yaşadığı travma ile ekibe dahil oluyor. Vought firması (Süper kahramanları çalıştıran ve diğer politik işlerde de kullanan firma) olayı kapatmak için 50k dolar önerir Hugie’ye ve babasına. Babası teklifi alıp olayı kapatmasını istese de, adamımız kahramanın yolculuğuna çıkmak istemektedir. Olay, Billy’nin onu bulmasıyla başlar ve Billy ekibi toplar.
İçinde güzel göndermelerin ve kahramanların duygularının da olduğu bir dizi. Jim Carey’nin “Dilerim herkes bir gün zengin ve ünlü olur ve hayalini kurduğu her şeye kavuşur; böylece aranılan esas cevabın bu olmadığını anlar.” sözünü bir bakıma işlemişler gibi. Ünlü olmanın yalnızlığı ve dostluk duygusunun olamayışı da incelenmiş.
SÜP kısmındaki adamımız homelander, kendisinin değişik fetişleri var. Ancak o kısmı izleyiciye bırakalım. 8 Tage kadar Alman konulu bölümleri olmasa da bizi üzmüyorlar, ancak tatmin psikolojik seviyede.
Doğa ile paylaştığımız hayatın yaratıcı kollarından birisi de cinsel enerji. An’ın içine Immortan Joe ve Mothers Milk kavramı düştü. Zaten Billy’den sonraki ikinci adamın adı da MM yani Mother’s Milk. Konuyu Burning Man’a ve Jedi’lere bağlamadan buralardan gidelim.