Kibutz, İsrailli gönüllü insan topluluklarının herhangi bir biçimde birbirleriyle rekabet amacı olmadan birlikte çalışarak yaşanılan ve bağımsız bir toplum oluşturma gayesinde olan eşitlik, toplumsal adalet ve toplumsal kazanımlar gibi konulara dikkat çekilen topluluklardır. Kibutz kelimesi İbranicede ”ortak yerleşim” anlamına geliyor. Toplumsal hedef gibi kavramların İsrail için yeni olmadığını da biliyoruz.
Dünyanın farklı yerlerinde de örneklerine rastlanan kolektif biçimdeki işletme şekillerinden en uzun ömürlü olanı ve en geniş katılımcıya sahip olanı Kibutzlardır. 19’uncu yüzyıldaki Osmanlı ve Filistin ile yaşanan siyasal sorunlar, sosyalist yaşam tarzı kurma isteğiyle birleşince bu çeşit yapılanmalar görülmeye başlanmış.
Kibutzların İsrail Devleti’nin kurulmasında önemli bir rol oynadığı da biliniyor. 1960’lı yıllarda Kibutzların, nüfusun 3.4 gibi bir oranını oluşturduğu ve parlamentoda yer aldığı da görülüyor.
Marksizm kuramı görülür
Toplumsal yaşamda her aile kendisine verilen alanda kendi gelirini elde ederek çalışır ve emek kiralama gibi metotlara yer verilmez. Tarımsal üretim toplu olarak hazırlanır, bireysel ve toplumsal tüketim maddeleri toplu olarak satın alınır. Siyonizm, dine değil toplumcu ideolojiye dayandırılır ve Kibutz’un temel başlangıcında Marksizm kuramı görülür: Herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinimine göre.
Kibutz’un dayandığı tek ve en önemli ahlaki değer emeğin ahlaki değeridir. Kibutz amaç olarak her bireyin birbiriyle tam uyumunu, her bireyin en üst düzeyde gelişimini ve ahlaki değerlere gerektiği önemin verilmesini hedefler. Kibutz geniş aile yapısında bir topluluktur.
Tüm üyeler örgütleşmeye katılırlar ve aynı zamanda Kibutz’un tüm sorunlarında söz sahibi olan yönetimin birer üyeleridirler. Yıllık bütçe, genişleme ve genel olarak topluluğu etkileyen her türlü sorun burada tartışılır. Demokrasiyi en iyi şekilde sağlayabilmek için belirli bir yasama organı oluşturmamışlardır. Sürekli tartışmak Kibutz yaşantısının önemli öğelerinden biridir. Çünkü onlara göre sürekli tartışma olmazsa yaşantı sıkıcı bir hale gelir ve uyuşmazlıklar baş gösterir. Dinsel ve siyasal topluluklar olmaları ve çoğu Kibutz’un bir birlik halinde örgütlenmesinden ötürü buralarda siyasal eylemler yaşanmaz.
Elde edilen gelir paylaşılır
Kibutzlar ilk olarak tarımsal faaliyetlerde bulunmuş fakat zaman geçtikçe endüstrileşenler de olmuştur. Kibutzlarda aileler toprağı kolektif olarak işleyip, elde edilen geliri paylaşırlar. Öte yandan, Kibutz dışında çalışanların gelirleri Kibutz bütçesine doğrudan aktarılır. Tüm ekonomik, sosyal ve kültürel faaliyetler birlikte gerçekleştirilir. Gelirleri tarımsal üretime dayanır ve bunun yanında farklı yan gelir kaynakları (fabrika, turizm ve benzeri) da vardır. Ekonomik olarak var olma adına kadın ve erkeğin iş gücünün üretken olması gerektiği düşünülmüştür. Bu yüzden Kibutzlar arası farklılık gösteren çocuk bakım düzenleri görülür.
Genel olarak tüm toplumlar gibi Kibutzlar da değişim içindedirler. Özel mülkiyet yavaş yavaş kendini göstermekte. Fakat Kibutz’da var olmak için karşılıklı yardım çok önemli bir konudur. Ayrıca birçok Kibutz göçmenleri de kabul ediyor. Kısaca Kibutz, toplumsal barışın, ekonomik eşitliğin temelini oluşturduğu organik bir toplumdur. Toplumu sevmek, işbirliği yapmak ve bencilliktense başkalarını da düşünebilmek bu topluluğun temel düşünce sistemini oluşturur.
Kaynak: Kibbutz’un Toplumsal İdeolojisi ve Yapısı, Prof. Dr. İbrahim Yasa