Amazon ormanlarında yabancı şirketlerin yağması devam ediyor. İklim dokusu itibariyle ekosistemin devamlılığına katkı sağlayan yeryüzüne nefes aldıran en önemli yaşam alanlarından biri Amazon ormanları.
Son atmış yılda Amazonlara göz diken büyük şirketler türlü projelerle Amazon ormanlarını adete bir talan merkezi haline getirdiler. Başta su kaynakları olmak üzere binlerce ağaç çeşidinin bulunduğu yağmur ormanları illegal kesim yapan şirketlerin sürekli tehdidi altında. Bu aynı zamanda ormanda yaşayan yerliler ve hayvanlar üzerindede ciddi bir tehdit ve kıyıma neden olmakta. Örneğin, ABD’li petrol şirketi Chevron’un bölgede 1962-1992 yılları arasında açtığı ham petrol kuyusu ve çevresinde oluşan havuzlar en büyük delili oluşturmakta. Giysilerini nehir suyunda yıkayan ve çiftçilik yaparak geçinen yerlilerin yaşamı Chevron’un 30 yıl süren faaliyeti nedeniyle cehenneme dönüşmüş durumda. Zira petrol içme suyuna ve nehirlere karışmakla kalmamış, petrol kuyularının yakınlarında oluşan binlerce petrol havuzu toprağın altına işlemiş. Yerli halkın içtiği suya, ektiği toprağa zehir karışmış. Zamanla da asit yağmurları, çocukların oynadıkları topraklarda ayakkabılarının yapışmasına neden olan atıklar, yavaş yavaş ölen hayvanlar, zehirle olgunlaşan meyveler, engelli doğan çocuklar, düşük yapan kadınlar artmış. En çok da kanser… Pek çok türde kanser.
ALSTOM’un “Ölüm Barajı”
Fransızların en büyük enerji şirketi ALSTOM’un projelendirdiği Belo Monte Barajı Amazon Havzası gezegenimizdeki tropik yağmur ormanlarının %60’ına ev sahipliği yapıyor. Yedi kilometrelik uzunlukta bi gövdesi olması düşünülen Belo Monte Barajı 668 km2’lik orman alanını yok edecek. Bu alanın 400 km2’si endemik ve nesli tehlike altındaki canlılara ev sahipliği yapıyor. Baraj yerli halklar da dahil olmak üzere 20 binden fazla insanın yerinden edilmesine sebep olacak. Chevron ve Alstom’un dışında Amazon ormanlarına en çok zarar veren mobilya şirketi, isviçre menşeili İKEA. Yılllardır Amazon tropikal ormanlarını kesen İKEA, yağmur ormanlarının hayvansızlaştırılmasının da baş sorumlusudur. Ve, Amazon ormanlarını kesen Burger King… Pek çoğumuzun aklına dahi gelmezdi değil mi? Burger King’in Amazonlarda ne işi olabilirdi?
Ne işi varmış bir bakalım…
Amazon ormanlarında son 25 yıl içinde yaklaşık 200 aktivist katledildi. Ağaç hayvan ve su kaynakları üzerinde gerçekleştirilen bu katliamları engellemek için mücadele eden yerli aktivistlerden yaklaşık 200 kişi bu katliama dahil edildiler. Ribeiro ve Santo cinayeti, ormanlık düzenlemesi değişikliğinin getirdiği tehlike ile birlikte, Brezilya’nın Amazon ormanlarında başını çektiği yıkımın göstergesi. Bazılarına göre; kütük sokumu, büyük tarım çiftlikleri ve soya fasulyesi operasyonlarının genişlemesi, ekonomik ilerleme doğrultusunda atılması gereken kaçınılmaz adımlar. Fakat başkalarına göre; gezegen hayatta kalacaksa başka türlü bir ilerlemeye ihtiyaç var. Chico Mendes’in 1998’de, ölümünde sadece günler önce açıkladığı gibi: “Yıkım olmadan ilerlemenin mümkün olduğunu göstermek istiyorum.”
José Cláudio Ribeiro da Silva ve karısı Maria do Espírito Santo da Silva, 24 Mayıs sabahının erken saatlerinde, Brezilya Amazonu’nun kuzeyinde, 20 yılı aşkındır üzerinde çalıştıkları doğal rezerv yakınlarında motorlarına bindiler. İkili, motosikletlerini hayatlarını korumaya adadıkları balta girmemiş orman ötesine sürdüklerinde, köprünün yakınlarında gizlenen silahlı bir kişi ateş açarak her ikisini de öldürdü.
Brezilya kolluk kuvveti yetkilileri, cinayetin kiralık katil işine benzediğini söyledi, çünkü kurbanların her ikisinin birer kulağı kesilmişti. Genellikle bu, cinayet için ödemede bulunanlara işin halledildiğini göstermek için yapılır…
Sizleri, aşağıdaki, Burger King’in verdigi zararlarla ilgili yazıyı okumaya davet ediyorum… The Guardian’ın 1 Mart 2017 tarihli yazısını Kırmızı Tilki Türkçeye çevirip yayınladı.
Mighty Earth adlı araştırma şirketi, fast food devi Burger King’in soya üretilecek tarlalara yer açmak için Brezilya ve Bolivya’daki ormanları tropik ormanları yakarak yok ettiğini ortaya çıkardı.
Grubun insansız hava araçlarıyla (drone) elde ettiği görüntüler, uydudan alınan veriler ve sürdürdüğü saha araştırması, 2011 ile 2015 yılları arasında Burger King için 700 bin hektar ormanlık arazinin yakıldığı ortaya çıkardı.
Ormanları yakan: Burger King’in tahıl tedarikçileri Cargill ve Bunge
Bölgede faal olan, büyük araziler satın almış ve çiftçilerden başta soya olmak üzere tarım ürünü ve et üretimi için kritik bitkisel yağ tedarik eden iki büyük şirket var: Cargill ve Bunge. Her ikisi de Burger King’in ana tedarikçilerinden. Raporda, ormanların bu şirketin yereldeki taşeronları aracılığıyla yakıldığı iddia ediliyor.
Mighty Earth adlı araştırma şirketinin CEO’su Glenn Hurowitz, “Bağlantılar ortada. Bunge ve Cargill, Burger King ve diğer fast food zincirlerine tahıl tedarik ediyor. McDonald’s, Subway ve KFC de masum değil, ancak bu boyutta bir orman katline bulaşmış değiller. Burger King, insanlara sunduğu yemeğin nereden geldiğini derhal açıklamalı ve bu işe bir son vermeli,” şeklinde konuştu.
Amazon ormanları yok ediliyor
Raporda adı geçen, yok edilen tropik ormanların ve bozkırların büyük kısmı Bolivya’nın düzlük arazilerinde ve Brezilya’nın Cerrado bölgesinde yer alıyor. Bu bölgelerdeki Amazon ormanları da yakmalardan etkileniyor.
Geçen sene, Brezilya’da 2 milyon hektar ormanlık arazi yok oldu. 2015’te yok olan ormanlık arazi 1.5 milyon hektar. Bolivya’da ise 865.000 hektarlık orman yakıldı.
Habitat yıkımı ve orman katliamı sofrada başlıyor
Et endüstrisini daha kârlı hale getirmek için yapılan katliamlar, eti için öldürülen hayvanlarla ve ormanlarla sınırlı değil: Amazon ormanlarında başta yerli türlerden jaguar, karıncayiyen ve tembelhayvan olmak üzere on binlerce yaban hayvanının yanarak öldüğü tahmin ediliyor.
Et endüstrisine, ona içkin hak ihlallerine karşı mücadele eden hayvan özgürlükçüleri ve aktivistler ise, Burger King’in hamburger üretimi için ormanların yakılmasının, hayvan sömürüsünün küresel kapitalizmin temelinde yattığını bir kez daha kanıtladığını düşünüyor. Eleştirilerin temelinde, et üretiminin neden olduğu sömürü, hak ihlallerini ve katliamların, dünyanın içine sürüklendiği çevre felaketlerinin, habitat yıkımının, türlerin yok edilmesinin, ormansızlaşmanın, tüm çevre felaketlerinin sofrada başladığı fikri yer alıyor.
Et üretiminin artan kanser vakalarıyla ilgisine dair araştırmalar devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda da McDonalds’ın “et” ve hamburgerlerinde kimyasallar, amonyak ve kanserojen bileşenler bulunduğu ortaya çıkmıştı.
Ormanları yakmaları için köylülere teşvik veriliyor
Ormanların yakılmasında rol oynayan Burger King dışında da şirketler var. Ancak Mighty Earth’ün raporuna göre, operasyon yürüttükleri bölgelerdeki ormansızlaşmanın ana sorumlusu fast food devleri ve onun tedarikçileri.
Şirketlerin, orman yakmaları için köylülere teşvik vermesi ise yerli kalkınma modellerini alt üst ediyor.
Bunge ve Cargill, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarla Mighty Earth grubunun raporundaki bulguları ve iddiaları reddetti. Ancak insansız hava araçlarıyla ve uydudan elde edilen görüntüler, Cerrado’nun doğal bitki örtüsünün yarıdan fazlasının yok edildiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu da Amazon ormanlarının yüzde %25’ine denk geliyor.
Alıntı: Kedistan