Ana SayfaKültür & SanatÇilem Dilber söyleşisi: Gerçekten daha gerçek, kuyruklu, kurmaca yalanlarımız

Çilem Dilber söyleşisi: Gerçekten daha gerçek, kuyruklu, kurmaca yalanlarımız

-

Çilem Dilber ile ilk kitabı Kuyruklu Yalan üzerine gerçekleştirmiş olduğum söyleşi kitapta bulunan on bir öykünün hem birbirine değmeyen hem de değdiği anda olayların, ifadelerin, duyguların yönünü bambaşka bir yöne çeviren kuyruklu öykülerin odağında yapıldı. “Bir araya geldiklerinde kurmacanın en eski söylemine sırtlarını dayadılar. Yalanlara. Gerçekten daha gerçek, kurmaca yalanlara.” Çilem Dilber Kuyruklu Yalan kitabı için söyleşi boyunca gerçekten daha gerçek bu ifadelerle düşündüklerini ve hissettiklerini paylaşıyor bizimle. Kuyruklu yalanlarımız kurmacayı da çok gerçek kılıyor olmasın sakın?(!)

Çilem Dilber ile gerçekleştirmiş olduğum söyleşi için buyurun lütfen.

Aynur Kulak: Mesleğiniz İngilizce öğretmenliği. Halihazırda aktif olarak yaptığınız bir mesleğiniz var bildiğim kadarıyla. Önce çeşitli dergilerde yayımlanan öyküleriniz sonrasında ilk kitabınız Kuyruklu Yalan. Edebiyatla hemhal haliniz ta çocukluğunuzdan itibaren sizi etkilediği aşikar fakat burada başka bir konuyu konuşmak isterim sizinle. Farklı bir dili öğrenirken, mesleki olarak da bu dilde bir hayat kurarken bu durumun edebiyat içerisindeki yolculuğunuzu nasıl etkilediği?

Çilem Dilber: Yabancı bir dili öğrenmek için öncelikle kendi dilini iyi bilmek gerektiğini düşünüyorum. Bunu öğrencilerime de söylüyorum. Cümlenin öğelerine, dilbilgisine hâkim olmayan öğrencilerimin yabancı dili öğrenme konusunda zorlandıklarını rahatlıkla gözlemleyebiliyorum. Dil canlı, yaşayan bir unsur, edebiyat da buna bağlı olarak hareketli. Ancak aktarım için dil tek başına yeterli olmayabilir bana göre. Zaten edebiyat da dilin estetik duygular uyandıracak ve zihni harekete geçirecek şekilde kullanımıyla mümkün olabilir. Ben dilin bu canlı yönüne ve edebiyatın olmazsa olmazı olarak gücüne hayranım. Bu hayranlığım elbette edebiyat yolculuğuma katkı sağlamış olmalı. Bir okur olarak estetik peşinde olmasam ortaya bir ürün koyma noktasına ulaşamayabilirdim sanırım.

Aynur Kulak: Kuyruklu Yalan. İlk kitabınız. İçinde 11 öykü var. Salt olarak Kuyruklu Yalan’ın yolculuğunun ve bir kitap olarak karşımıza çıkarken geçirdiği aşamaların yolculuğunu sormak istiyorum. Bir gün bir kitap, neden olmasın, diye mi yazıyordunuz öyküleri mesela ya da yazmak istiyordum ve yazıyordum, bu arada bir yolculuğun içindeymişim mi dersiniz? Kitabın kapağı dikkatimi çekiyor. Sandalyenin üstünde bir kedi açık camdan dolunaya bakıyor. Ne düşünüyor acaba?

Çilem Dilber: Bir gün bir kitap olur mu acaba’dan ziyade sözcüklerin ve sözcüklerle aralanan dünyaların büyüsüne kapıldım aslında. Her öykü bir hayat parçası. Önünü ardını sen tamamla, diyor okura. Okumalarım beni bunca heyecanlandırmasa, o dünyalardan ben de yaratmak ister miydim, bilmiyorum. Öykülerimin çoğunda kendini gösteren o gizemli, tekinsiz kedi Kuyruklu Yalan’ın kapağında yerini aldı.  Sırtı dönük, gözlerini görmüyoruz. Aklından ne geçiyor, bunu tahmin etmek zor. Ancak mücadeleye hazır, kendinden emin bir cesaretle duruşu, belki de dolunayın ışığıyla güçlenmiş hali bana -ev ya da sokak fark etmez- kendisi olabileceği bir yer aradığını düşündürüyor. Ya da kuyruğunun götürdüğü yere gitme isteğini. Kuyruklu Yalan da zaten buradan çıkıyor. Kitapta yüreğinin götürdüğü yere gitmekten çok kuyruğunun götürdüğü yere gidenlerin hikâyeleri çoğunlukta.  Ayaklarına dolanan, paçalarından çekiştiren ama görünmeyen kuyrukları var karakterlerimin. Travmaları, korkuları, kaygıları, unutamadıkları ve sindiremedikleri. Bir araya geldiklerinde kurmacanın en eski söylemine sırtlarını dayadılar. Yalanlara. Gerçekten daha gerçek, kurmaca yalanlara.

Aynur Kulak: Suzey. “Fısır fısır konuştuk önce.” Anlatıcının genelde “Ben” “Sen” “O” olduğu “Biz” anlatılarının çok olmadığı, genelde ”Biz” in “Onlar” olarak karşımızda belirdiği metinlere alışığızdır. Ama Suzey’de farklı. Öyküde anlatıcı da dahil herkes, yani “Biz” işin içindeyiz. Tekinsiz, karanlık, gölgeli bir vahşetin içinde. Böyle bir şeyin içinde asla olamayacağımızı düşündüğümüzden, kendimizi dışarı konumlar, kendimizi işin içinden sıyırır ve öyle bahsederiz olup bitenden. Ama Suzey öyküsünde böyle bir şey olmuyor. “En son karşı yamaçtaki eve yöneldi muhtar. Biz de onun peşine.” Toplumsal gerçeklik normlarının bir öyküyü nasıl karanlık bir tünele sokup, tekinsizleştirebileceğini konuşmak isterim sizinle. “Fısır fısır konuştuk” üstü kapalı eyleminden tutalım da, “Biz de onun peşinden” kontrolsüzlüğüne baştan sona yaşanılanların korkunçluğu insanın yarattığı kuyruklu yalanlarının sonunun insan fıtratından kaynaklı şekilde gelmeyeceğini bize gösteriyor sanki.

Çilem Dilber: Suzey’i toplumun kötülük bağlamında bir eleştirisi olarak görüyorum ben. En azından benim aktarmak istediğim buydu. Ve anlatıcı da evet, o kötülüğün bir parçası. Toplumda işlenen her suçun dolaylı da olsa parçası konumunda olduğumuzu kabul etmek istemeyebiliriz biz ama Suzey’in anlatıcısı soğukkanlılıkla aktarıyor işte. Cılız seslerin birleşerek nasıl güçlendiğini, aklıselimden uzaklaşmanın nasıl hızlı olduğunu, sürü psikolojisinin nasıl da sezdirmeden kendini gösterdiğini dinliyoruz ondan.  Vuran kalabalığın arasına karışınca tekmelerimiz de güçleniyor yumruklarımız da. Erke sırtını dayamış olmanın verdiği suni bir güç gösterisi sergiliyoruz. ‘Biz’ olmak kötülüğe hizmet ettiğinde sahiden de korkunç bir hal alıyor ve bu korkunçluğun tam ortasındayız aslında. 

Aynur Kulak: Yolculuk öyküsü ve Tarihi Duvar Bakiyesi. Her ne kadar birbirinden farklı öyküler olsalar da yaşadıklarımız,- özellikle de kayıplarımız, kaybettiklerimiz üzerinden- zamanın içinden çıkarak bizi yeniden buluyor. İnsanın içinde hep bir gitme dürtüsü varken -özellikle kayıplar vermeye başladığımızda- artık çok da uzağa gidemiyoruz sanırım.  Zihin kaybettiği insanın ve duygunun zaman dilimi içerisinde kalıyor sanki. Ne dersiniz? Mesela Kocanene’nin çok geçmişte kaybettiği eşine doğru giderken “Acele etmeliydi. Neye?”  hissiyatı, Tarihi Duvar Bakiyesi’nde henüz yeni olan anne kaybını düşünürken; “Paldır küldür toplanmıştı herkes. Uzak akrabalar, yakın dostlar, ilgili komşular hep birden çukura koyup üstünü örtmüşlerdi”  hissiyat olarak farklı bir yere konumlansa da çok sevdiğin bir şeyin kaybını ne zaman yaşarsan yaşa veya üzerinden ne kadar geçerse geçsin dinmeyen bir acının göstergesi gibi.

Çilem Dilber: “Zihin kaybettiği insanın ve duygunun zaman dilimi içerisinde kalıyor sanki.” Evet bu çok yerinde bir tespit. Bir yaşamı kendini bütünlemeye, olmaya çalışarak geçirirken, kendi kabına sığmadığını düşünürken kayıp, sert bir darbe olup iniyor. Sonrasında bir daha hiç tam olamam hissi. Kocanene’nin yolculuğu geriye doğruydu aslında. İleri gittikçe geriye saplanıyor, çıkıp bir adım daha attığında daha geriye sıçrıyor.  Bütünlenmek için aradığı, çoktandır kayıp olan. Galip’in duygusu da bu yönde. Geriye giderek ilerleme çabası. Sanırım kayıp duygusu ne kadar çabalarsan çabala ileri giderken bile geriden koparmıyor seni. Sisifos’un kayasına çıkıyor yol.

Aynur Kulak: Dilsiz Kahin. Yalan hayatlar kuruyoruz. Üstelik kuyruklu yalanlar, uzayıp giden, sonra da belleğimizde beklenmedik anlarda çıkarak omuzlarımıza yük olan. Bir yandan da zaman o kuyruğu ortaya çıkarıyor işte, aslında hiç kaybolmamış. Dilsiz Lelyo bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama gece gibi karanlık bir zamanı tercih ettiği için mi göremiyoruz, anlayamıyoruz ne demek istediğini? Bir yandan da düşünmeden edemiyorum; neden kurduğumuz hayatları değil de kuramadıklarımızı daha çok düşünüyoruz?     

Çilem Dilber: Yaşadıklarımızın bir kısmı kapalı, örtük. Hatırlamak istemediğimiz anların belleğimizde flu olarak bile yer almasına razı gelmiyoruz. Belki de bir tür savunma mekanizması. Unutmanın sağladığı konfor alanını koruma çabası. Ancak ne kadar gizlenirse gizlensin en etkili olacağı anı, en zayıf halimizi yakalayıp ortaya çıkıyor. Kilit vurduğumuz kapılar açılıyor ve ortaya dökülüyor kaçtıklarımız. Lelyo’nun kehaneti kilit altında uzun zaman beklemiş. Kahramanımızın en beklemediği anda karanlık bir sahneye adımını atar gibi ortaya çıkıyor ve başrolü alıyor. O an sahnedeki oyunun bir önemi yok onun için. Kurduğumuz hayatlar kuramadıklarımızın arasındaki en güçlü ihtimalin gerçeğe dönmüş hali değil mi nihayetinde? Ama bu da başrol oyuncusunun umurunda değil. Ancak yine de kuramadığımız hayatları düşünmemizi, karadeliklerimizin farkına varmamızı sağladığı da bir gerçek diyebilirim.

Aynur Kulak:  Kuyruklu Yalan. Kitaba da ismini veren öykü. Var ama yok olan babayı, yok edilse, paramparça edilse bile kaybolmayacak olan baba imgesini, zihnimizdeki bu kaybolmayacak imgeyi yok etmek adına kediden çıkıp aslana dönüşmemizi, nefret ettiğimiz şeyi yok ederken, parçalarken soğukkanlılıkla kendimizi izliyor oluşumuzu konuşalım. Her çocuk özel olduğunu düşünür, kayıtsız şartsız sevilmek ister. Bu gerçekleşmediğinde ne olur? Kuyruklu yalanların, olmayan ebeveynlerin, -varken üstelik olmayan ebeveynlerin- (gücü, sırtını yaslamayı temsil eden babanın özellikle olmayışı) nelere sebebiyet veriyor? Kitabın kapağında da olduğu gibi açık pencereden dünyayı görüyor ama onu, orayı hiçbir zaman tam kavrayamıyoruz sanırım desem.

Çilem Dilber: Kuyruklu Yalan da bir eksikliğin, tam olamamanın hikâyesi bu açıdan bakıldığında.  Özellikle kritik dönemlerde elzem ihtiyaçlardan yoksun olmanın verdiği ikili kişilik ve yaşam deneyiminin yansıması. Parçalanmış ailelerin çocuklarının çoğunun duygularının daha güçlü, hayatı yorumlama şekillerinin farklı,  öfkelerinin tehlikeli olduğunu düşünüyorum. İhtiyaç halinde sırtlarını dayayacakları ebeveynlerden yoksun olmaları sert, güvensiz, şüpheci, sorgulayıcı bir ruh hali veriyor onlara. Pencereler onlar için çok karmaşık ve belirsiz bir alana açılıyor da diyebiliriz. Kavramak kolay değil. Anlatıcı uysal bir kız çocuğu olarak kediyle özdeşim kuruyor ve o kedinin güçlenip dönüşmesiyle değişim geliyor. Kendi olma, boşluğu doldurma, tamam olma haline ulaşma çabasını izliyoruz. Tetikleyicinin baba olması, Jung’un Elektra kompleksi okumasına da müsait bir durum oluşturuyor. 

Aynur Kulak: Kral ve Adamları, Şah Mat, Siz Hepiniz Ben Tek. Bu üç öykü odağında bizim, modern insanın geldiği noktayı konuşmak istiyorum.  Zihnimizin paranoyaları. Kuyruklu yalanlardan ziyade kuyruklu paranoyalar mevzu bahis. Yer yer yaşadıklarımız, yer yer bize yaşatılanlardan dolayı zihnimiz paralize olmuş durumda. Kral ve Adamları’ndaki koca, Şah ve Mat’ta tetikçi olmaya can atan kişi, Siz Hepiniz Ben Tek öyküsünde modern hayatla boğuşan çalışan beyaz yakalı insan tipi; her biride bir şekilde büyük sistemin içinde bir paranoyanın içine düşmüş debeleniyorlar sanki. Hepimiz gibi.. (Burada zihnim Suzey öyküsündeki o “Biz” anlatıcısına dönüyor sürekli. Masalsı, mitolojik zamanın içinden çıkmış gibi anlatılan Suzey’in şimdiki zamanı anlatan öykülerden ne farkı var? Oradaki “Biz” ile buradaki “Biz” hep aynı, hikaye, durum, zaman, anlatımlar hissiyatlar çok farklı olsa da aynılık kokusu çok tanıdık.)  

Çilem Dilber: Modern insan demek benim için birçok yönünün yanında hareket etmekten çok debelenen, yoğun iş temposu, sosyalleşme sorunsalı, suni ilişkiler, kırılgan aile bağlarıyla örülü insan demek. Aynı zamanda Jung’un Persona’sı açısından bakarsak toplum içinde taktığı maskelerle var olmaya çalışan birey demek. Sanrıları, rüyaları, hayalleriyle varlar ama onları gösterirlerse maskelerini deforme edebilirler. Bu kaygıyla  bastırıldıkça daha da güçleniyor o sıkışmışlık.  Bu üç öyküde de köşeye sıkışmışlığı görebiliriz.  Kahramanların hareket alanları dar ama bir şekilde kurtulmaları gerekiyor travmalarından. Ya da travmaları onlardan kurtulacak. Varlık-yokluk durumu bir yerde.  Siz Hepiniz Ben Tek’in Faruk’u örneğin, kendi sınırını aşma cesaretini gösterene kadar birlikte kuyruğuyla. Suzey’le ortak yönü olarak ‘biz’liği düşünürsek  maskelerimizle birbirimize daha çok yaklaşıp, safları sıkılaştırıp biz oluyoruz. Atmosferler farklı olsa da sürü haline gelme noktasında aynılık var. Bence masalları, mitleri gerçeklikten çok da ayrı düşünmemek gerek.

Aynur Kulak: Yukarıdaki soruda parantez içindeki “aynılık” yorumuma istinaden pandemi döneminin bir şeyleri değiştireceğini veya yenileyeceğini düşünüyor musunuz diye sormak istiyorum. Ne tür öyküler okumaya başlayacağız sizce? Kurgusal, dilsel, hikaye anlatımı açısından veya ifade ediş biçimleriyle bir şeyler değişecek mi? Sizin yazmaya devam edeceğinizi düşünerek de soruyorum bu soruyu aslında. Bu noktada genç ve ilk kitabını çıkarmış bir yazar olarak tüm bu olup bitenler karşısında merakınızı nelerin cezbetmeye başladığını sorsam, ne dersiniz?

Çilem Dilber: Pandemi sürecinde insanların okuma alışkanlıklarının değiştiğini gözlemledim. Odaklanma sorunu yaşayıp hacim olarak daha küçük kitaplara yöneldi bazı okurlar. Bende böyle bir durum olmadı. Yazarların da kısadan uzuna yöneldiğini düşünüyorum. Bu dönemde yeni çıkan romanların hacimli, öykülerin de uzun öyküye dönüştüğünü gözlemledim. Bunun da yazarın odaklanma sorunu yaşadığının işareti olduğunu söyleyebilir miyiz, bilemiyorum. Kendi adıma aynı şekilde, öykü türünden, devam edeceğimi söyleyebilirim. Kurgu ya da dil açısından ne tür eserler okuyacağımızı zaman gösterecek bize. Açıkçası ben de çok merak ediyorum bu distopik dönemin ne tür eserler ortaya çıkaracağını. Global bir yalnızlaşma, kabuğuna saklanma hali belki de zihinsel süreçlerin daha ön plana çıktığı, bilinç dışı unsurların daha belirgin olduğu kurmacalara götürecek bizi. Ya da imgelerin dile daha belirgin yerleştiği, şiirsel duygu durum ifadeleri artacak belki de. Bilemiyorum. Bekleyip göreceğiz

\n

\u00c7ilem Dilber ile ilk kitab\u0131 Kuyruklu Yalan \u00fczerine ger\u00e7ekle\u015ftirmi\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fi kitapta bulunan on bir \u00f6yk\u00fcn\u00fcn hem birbirine de\u011fmeyen hem de de\u011fdi\u011fi anda olaylar\u0131n, ifadelerin, duygular\u0131n y\u00f6n\u00fcn\u00fc bamba\u015fka bir y\u00f6ne \u00e7eviren kuyruklu \u00f6yk\u00fclerin oda\u011f\u0131nda yap\u0131ld\u0131. \u201cBir araya geldiklerinde kurmacan\u0131n en eski s\u00f6ylemine s\u0131rtlar\u0131n\u0131 dayad\u0131lar. Yalanlara. Ger\u00e7ekten daha ger\u00e7ek, kurmaca yalanlara.\u201d \u00c7ilem Dilber Kuyruklu Yalan kitab\u0131 i\u00e7in s\u00f6yle\u015fi boyunca ger\u00e7ekten daha ger\u00e7ek bu ifadelerle d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcklerini ve hissettiklerini payla\u015f\u0131yor bizimle. Kuyruklu yalanlar\u0131m\u0131z kurmacay\u0131 da \u00e7ok ger\u00e7ek k\u0131l\u0131yor olmas\u0131n sak\u0131n?(!) <\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber ile ger\u00e7ekle\u015ftirmi\u015f oldu\u011fum s\u00f6yle\u015fi i\u00e7in buyurun l\u00fctfen.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Mesle\u011finiz \u0130ngilizce \u00f6\u011fretmenli\u011fi. Halihaz\u0131rda aktif olarak yapt\u0131\u011f\u0131n\u0131z bir mesle\u011finiz var bildi\u011fim kadar\u0131yla. \u00d6nce \u00e7e\u015fitli dergilerde yay\u0131mlanan \u00f6yk\u00fcleriniz sonras\u0131nda ilk kitab\u0131n\u0131z Kuyruklu Yalan. Edebiyatla hemhal haliniz ta \u00e7ocuklu\u011funuzdan itibaren sizi etkiledi\u011fi a\u015fikar fakat burada ba\u015fka bir konuyu konu\u015fmak isterim sizinle. Farkl\u0131 bir dili \u00f6\u011frenirken, mesleki olarak da bu dilde bir hayat kurarken bu durumun edebiyat i\u00e7erisindeki yolculu\u011funuzu nas\u0131l etkiledi\u011fi?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Yabanc\u0131 bir dili \u00f6\u011frenmek i\u00e7in \u00f6ncelikle kendi dilini iyi bilmek gerekti\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Bunu \u00f6\u011frencilerime de s\u00f6yl\u00fcyorum. C\u00fcmlenin \u00f6\u011felerine, dilbilgisine h\u00e2kim olmayan \u00f6\u011frencilerimin yabanc\u0131 dili \u00f6\u011frenme konusunda zorland\u0131klar\u0131n\u0131 rahatl\u0131kla g\u00f6zlemleyebiliyorum. Dil canl\u0131, ya\u015fayan bir unsur, edebiyat da buna ba\u011fl\u0131 olarak hareketli. Ancak aktar\u0131m i\u00e7in dil tek ba\u015f\u0131na yeterli olmayabilir bana g\u00f6re. Zaten edebiyat da dilin estetik duygular uyand\u0131racak ve zihni harekete ge\u00e7irecek \u015fekilde kullan\u0131m\u0131yla m\u00fcmk\u00fcn olabilir. Ben dilin bu canl\u0131 y\u00f6n\u00fcne ve edebiyat\u0131n olmazsa olmaz\u0131 olarak g\u00fcc\u00fcne hayran\u0131m. Bu hayranl\u0131\u011f\u0131m elbette edebiyat yolculu\u011fuma katk\u0131 sa\u011flam\u0131\u015f olmal\u0131. Bir okur olarak estetik pe\u015finde olmasam ortaya bir \u00fcr\u00fcn koyma noktas\u0131na ula\u015famayabilirdim san\u0131r\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Kuyruklu Yalan<\/strong>. \u0130lk kitab\u0131n\u0131z. \u0130\u00e7inde 11 \u00f6yk\u00fc var. Salt olarak Kuyruklu Yalan\u2019\u0131n yolculu\u011funun ve bir kitap olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131karken ge\u00e7irdi\u011fi a\u015famalar\u0131n yolculu\u011funu sormak istiyorum. Bir g\u00fcn bir kitap, neden olmas\u0131n, diye mi yaz\u0131yordunuz \u00f6yk\u00fcleri mesela ya da yazmak istiyordum ve yaz\u0131yordum, bu arada bir yolculu\u011fun i\u00e7indeymi\u015fim mi dersiniz? Kitab\u0131n kapa\u011f\u0131 dikkatimi \u00e7ekiyor. Sandalyenin \u00fcst\u00fcnde bir kedi a\u00e7\u0131k camdan dolunaya bak\u0131yor. Ne d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyor acaba?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Bir g\u00fcn bir kitap olur mu acaba\u2019dan ziyade s\u00f6zc\u00fcklerin ve s\u00f6zc\u00fcklerle aralanan d\u00fcnyalar\u0131n b\u00fcy\u00fcs\u00fcne kap\u0131ld\u0131m asl\u0131nda. Her \u00f6yk\u00fc bir hayat par\u00e7as\u0131. \u00d6n\u00fcn\u00fc ard\u0131n\u0131 sen tamamla, diyor okura. Okumalar\u0131m beni bunca heyecanland\u0131rmasa, o d\u00fcnyalardan ben de yaratmak ister miydim, bilmiyorum. \u00d6yk\u00fclerimin \u00e7o\u011funda kendini g\u00f6steren o gizemli, tekinsiz kedi Kuyruklu Yalan\u2019\u0131n kapa\u011f\u0131nda yerini ald\u0131.  S\u0131rt\u0131 d\u00f6n\u00fck, g\u00f6zlerini g\u00f6rm\u00fcyoruz. Akl\u0131ndan ne ge\u00e7iyor, bunu tahmin etmek zor. Ancak m\u00fccadeleye haz\u0131r, kendinden emin bir cesaretle duru\u015fu, belki de dolunay\u0131n \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131yla g\u00fc\u00e7lenmi\u015f hali bana -ev ya da sokak fark etmez- kendisi olabilece\u011fi bir yer arad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcr\u00fcyor. Ya da kuyru\u011funun g\u00f6t\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc yere gitme iste\u011fini. Kuyruklu Yalan da zaten buradan \u00e7\u0131k\u0131yor. Kitapta y\u00fcre\u011finin g\u00f6t\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc yere gitmekten \u00e7ok kuyru\u011funun g\u00f6t\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc yere gidenlerin hik\u00e2yeleri \u00e7o\u011funlukta.  Ayaklar\u0131na dolanan, pa\u00e7alar\u0131ndan \u00e7eki\u015ftiren ama g\u00f6r\u00fcnmeyen kuyruklar\u0131 var karakterlerimin. Travmalar\u0131, korkular\u0131, kayg\u0131lar\u0131, unutamad\u0131klar\u0131 ve sindiremedikleri. Bir araya geldiklerinde kurmacan\u0131n en eski s\u00f6ylemine s\u0131rtlar\u0131n\u0131 dayad\u0131lar. Yalanlara. Ger\u00e7ekten daha ger\u00e7ek, kurmaca yalanlara.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Suzey. \u201cF\u0131s\u0131r f\u0131s\u0131r konu\u015ftuk \u00f6nce.\u201d<\/em> Anlat\u0131c\u0131n\u0131n genelde \u201cBen\u201d \u201cSen\u201d \u201cO\u201d oldu\u011fu \u201cBiz\u201d anlat\u0131lar\u0131n\u0131n \u00e7ok olmad\u0131\u011f\u0131, genelde \u201dBiz\u201d in \u201cOnlar\u201d olarak kar\u015f\u0131m\u0131zda belirdi\u011fi metinlere al\u0131\u015f\u0131\u011f\u0131zd\u0131r. Ama Suzey\u2019de farkl\u0131. \u00d6yk\u00fcde anlat\u0131c\u0131 da dahil herkes, yani \u201cBiz\u201d i\u015fin i\u00e7indeyiz. Tekinsiz, karanl\u0131k, g\u00f6lgeli bir vah\u015fetin i\u00e7inde. B\u00f6yle bir \u015feyin i\u00e7inde asla olamayaca\u011f\u0131m\u0131z\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fczden, kendimizi d\u0131\u015far\u0131 konumlar, kendimizi i\u015fin i\u00e7inden s\u0131y\u0131r\u0131r ve \u00f6yle bahsederiz olup bitenden. Ama Suzey \u00f6yk\u00fcs\u00fcnde b\u00f6yle bir \u015fey olmuyor. \u201cEn son kar\u015f\u0131 yama\u00e7taki eve y\u00f6neldi muhtar. Biz de onun pe\u015fine.\u201d<\/em> Toplumsal ger\u00e7eklik normlar\u0131n\u0131n bir \u00f6yk\u00fcy\u00fc nas\u0131l karanl\u0131k bir t\u00fcnele sokup, tekinsizle\u015ftirebilece\u011fini konu\u015fmak isterim sizinle.\u00a0\u201cF\u0131s\u0131r f\u0131s\u0131r konu\u015ftuk\u201d<\/em> \u00fcst\u00fc kapal\u0131 eyleminden tutal\u0131m da, \u201cBiz de onun pe\u015finden\u201d<\/em> kontrols\u00fczl\u00fc\u011f\u00fcne ba\u015ftan sona ya\u015fan\u0131lanlar\u0131n korkun\u00e7lu\u011fu insan\u0131n yaratt\u0131\u011f\u0131 kuyruklu yalanlar\u0131n\u0131n sonunun insan f\u0131trat\u0131ndan kaynakl\u0131 \u015fekilde gelmeyece\u011fini bize g\u00f6steriyor sanki.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Suzey\u2019i toplumun k\u00f6t\u00fcl\u00fck ba\u011flam\u0131nda bir ele\u015ftirisi olarak g\u00f6r\u00fcyorum ben. En az\u0131ndan benim aktarmak istedi\u011fim buydu. Ve anlat\u0131c\u0131 da evet, o k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn bir par\u00e7as\u0131. Toplumda i\u015flenen her su\u00e7un dolayl\u0131 da olsa par\u00e7as\u0131 konumunda oldu\u011fumuzu kabul etmek istemeyebiliriz biz ama Suzey\u2019in anlat\u0131c\u0131s\u0131 so\u011fukkanl\u0131l\u0131kla aktar\u0131yor i\u015fte. C\u0131l\u0131z seslerin birle\u015ferek nas\u0131l g\u00fc\u00e7lendi\u011fini, akl\u0131selimden uzakla\u015fman\u0131n nas\u0131l h\u0131zl\u0131 oldu\u011funu, s\u00fcr\u00fc psikolojisinin nas\u0131l da sezdirmeden kendini g\u00f6sterdi\u011fini dinliyoruz ondan.  Vuran kalabal\u0131\u011f\u0131n aras\u0131na kar\u0131\u015f\u0131nca tekmelerimiz de g\u00fc\u00e7leniyor yumruklar\u0131m\u0131z da. Erke s\u0131rt\u0131n\u0131 dayam\u0131\u015f olman\u0131n verdi\u011fi suni bir g\u00fc\u00e7 g\u00f6sterisi sergiliyoruz. \u2018Biz\u2019 olmak k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011fe hizmet etti\u011finde sahiden de korkun\u00e7 bir hal al\u0131yor ve bu korkun\u00e7lu\u011fun tam ortas\u0131nday\u0131z asl\u0131nda. <\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Yolculuk \u00f6yk\u00fcs\u00fc ve Tarihi Duvar Bakiyesi. Her ne kadar birbirinden farkl\u0131 \u00f6yk\u00fcler olsalar da ya\u015fad\u0131klar\u0131m\u0131z,- \u00f6zellikle de kay\u0131plar\u0131m\u0131z, kaybettiklerimiz \u00fczerinden- zaman\u0131n i\u00e7inden \u00e7\u0131karak bizi yeniden buluyor. \u0130nsan\u0131n i\u00e7inde hep bir gitme d\u00fcrt\u00fcs\u00fc varken -\u00f6zellikle kay\u0131plar vermeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131m\u0131zda- art\u0131k \u00e7ok da uza\u011fa gidemiyoruz san\u0131r\u0131m.  Zihin kaybetti\u011fi insan\u0131n ve duygunun zaman dilimi i\u00e7erisinde kal\u0131yor sanki. Ne dersiniz? Mesela Kocanene\u2019nin \u00e7ok ge\u00e7mi\u015fte kaybetti\u011fi e\u015fine do\u011fru giderken \u201c<\/strong>Acele etmeliydi. Neye?\u201d<\/em><\/strong>  hissiyat\u0131, Tarihi Duvar Bakiyesi\u2019nde hen\u00fcz yeni olan anne kayb\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken; <\/strong>\u201cPald\u0131r k\u00fcld\u00fcr toplanm\u0131\u015ft\u0131 herkes. Uzak akrabalar, yak\u0131n dostlar, ilgili kom\u015fular hep birden \u00e7ukura koyup \u00fcst\u00fcn\u00fc \u00f6rtm\u00fc\u015flerdi\u201d <\/em><\/strong> hissiyat olarak farkl\u0131 bir yere konumlansa da \u00e7ok sevdi\u011fin bir \u015feyin kayb\u0131n\u0131 ne zaman ya\u015farsan ya\u015fa veya \u00fczerinden ne kadar ge\u00e7erse ge\u00e7sin dinmeyen bir ac\u0131n\u0131n g\u00f6stergesi gibi.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>\u201cZihin kaybetti\u011fi insan\u0131n ve duygunun zaman dilimi i\u00e7erisinde kal\u0131yor sanki.\u201d Evet bu \u00e7ok yerinde bir tespit. Bir ya\u015fam\u0131 kendini b\u00fct\u00fcnlemeye, olmaya \u00e7al\u0131\u015farak ge\u00e7irirken, kendi kab\u0131na s\u0131\u011fmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken kay\u0131p, sert bir darbe olup iniyor. Sonras\u0131nda bir daha hi\u00e7 tam olamam hissi. Kocanene\u2019nin yolculu\u011fu geriye do\u011fruydu asl\u0131nda. \u0130leri gittik\u00e7e geriye saplan\u0131yor, \u00e7\u0131k\u0131p bir ad\u0131m daha att\u0131\u011f\u0131nda daha geriye s\u0131\u00e7r\u0131yor.  B\u00fct\u00fcnlenmek i\u00e7in arad\u0131\u011f\u0131, \u00e7oktand\u0131r kay\u0131p olan. Galip\u2019in duygusu da bu y\u00f6nde. Geriye giderek ilerleme \u00e7abas\u0131. San\u0131r\u0131m kay\u0131p duygusu ne kadar \u00e7abalarsan \u00e7abala ileri giderken bile geriden koparm\u0131yor seni. Sisifos\u2019un kayas\u0131na \u00e7\u0131k\u0131yor yol.<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Dilsiz Kahin. Yalan hayatlar kuruyoruz. \u00dcstelik kuyruklu yalanlar, uzay\u0131p giden, sonra da belle\u011fimizde beklenmedik anlarda \u00e7\u0131karak omuzlar\u0131m\u0131za y\u00fck olan. Bir yandan da zaman o kuyru\u011fu ortaya \u00e7\u0131kar\u0131yor i\u015fte, asl\u0131nda hi\u00e7 kaybolmam\u0131\u015f. Dilsiz Lelyo bize bir \u015feyler anlatmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yor ama gece gibi karanl\u0131k bir zaman\u0131 tercih etti\u011fi i\u00e7in mi g\u00f6remiyoruz, anlayam\u0131yoruz ne demek istedi\u011fini? Bir yandan da d\u00fc\u015f\u00fcnmeden edemiyorum; neden kurdu\u011fumuz hayatlar\u0131 de\u011fil de kuramad\u0131klar\u0131m\u0131z\u0131 daha \u00e7ok d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyoruz?     <\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Ya\u015fad\u0131klar\u0131m\u0131z\u0131n bir k\u0131sm\u0131 kapal\u0131, \u00f6rt\u00fck. Hat\u0131rlamak istemedi\u011fimiz anlar\u0131n belle\u011fimizde flu olarak bile yer almas\u0131na raz\u0131 gelmiyoruz. Belki de bir t\u00fcr savunma mekanizmas\u0131. Unutman\u0131n sa\u011flad\u0131\u011f\u0131 konfor alan\u0131n\u0131 koruma \u00e7abas\u0131. Ancak ne kadar gizlenirse gizlensin en etkili olaca\u011f\u0131 an\u0131, en zay\u0131f halimizi yakalay\u0131p ortaya \u00e7\u0131k\u0131yor. Kilit vurdu\u011fumuz kap\u0131lar a\u00e7\u0131l\u0131yor ve ortaya d\u00f6k\u00fcl\u00fcyor ka\u00e7t\u0131klar\u0131m\u0131z. Lelyo\u2019nun kehaneti kilit alt\u0131nda uzun zaman beklemi\u015f. Kahraman\u0131m\u0131z\u0131n en beklemedi\u011fi anda karanl\u0131k bir sahneye ad\u0131m\u0131n\u0131 atar gibi ortaya \u00e7\u0131k\u0131yor ve ba\u015frol\u00fc al\u0131yor. O an sahnedeki oyunun bir \u00f6nemi yok onun i\u00e7in. Kurdu\u011fumuz hayatlar kuramad\u0131klar\u0131m\u0131z\u0131n aras\u0131ndaki en g\u00fc\u00e7l\u00fc ihtimalin ger\u00e7e\u011fe d\u00f6nm\u00fc\u015f hali de\u011fil mi nihayetinde? Ama bu da ba\u015frol oyuncusunun umurunda de\u011fil. Ancak yine de kuramad\u0131\u011f\u0131m\u0131z hayatlar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmemizi, karadeliklerimizin fark\u0131na varmam\u0131z\u0131 sa\u011flad\u0131\u011f\u0131 da bir ger\u00e7ek diyebilirim.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

Aynur Kulak: <\/strong> Kuyruklu Yalan. Kitaba da ismini veren \u00f6yk\u00fc. Var ama yok olan babay\u0131, yok edilse, parampar\u00e7a edilse bile kaybolmayacak olan baba imgesini, zihnimizdeki bu kaybolmayacak imgeyi yok etmek ad\u0131na kediden \u00e7\u0131k\u0131p aslana d\u00f6n\u00fc\u015fmemizi, nefret etti\u011fimiz \u015feyi yok ederken, par\u00e7alarken so\u011fukkanl\u0131l\u0131kla kendimizi izliyor olu\u015fumuzu konu\u015fal\u0131m. Her \u00e7ocuk \u00f6zel oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr, kay\u0131ts\u0131z \u015farts\u0131z sevilmek ister. Bu ger\u00e7ekle\u015fmedi\u011finde ne olur? Kuyruklu yalanlar\u0131n, olmayan ebeveynlerin, -varken \u00fcstelik olmayan ebeveynlerin- (g\u00fcc\u00fc, s\u0131rt\u0131n\u0131 yaslamay\u0131 temsil eden baban\u0131n \u00f6zellikle olmay\u0131\u015f\u0131) nelere sebebiyet veriyor? Kitab\u0131n kapa\u011f\u0131nda da oldu\u011fu gibi a\u00e7\u0131k pencereden d\u00fcnyay\u0131 g\u00f6r\u00fcyor ama onu, oray\u0131 hi\u00e7bir zaman tam kavrayam\u0131yoruz san\u0131r\u0131m desem.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Kuyruklu Yalan da bir eksikli\u011fin, tam olamaman\u0131n hik\u00e2yesi bu a\u00e7\u0131dan bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda.\u00a0 \u00d6zellikle kritik d\u00f6nemlerde elzem ihtiya\u00e7lardan yoksun olman\u0131n verdi\u011fi ikili ki\u015filik ve ya\u015fam deneyiminin yans\u0131mas\u0131. Par\u00e7alanm\u0131\u015f ailelerin \u00e7ocuklar\u0131n\u0131n \u00e7o\u011funun duygular\u0131n\u0131n daha g\u00fc\u00e7l\u00fc, hayat\u0131 yorumlama \u015fekillerinin farkl\u0131,\u00a0 \u00f6fkelerinin tehlikeli oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. \u0130htiya\u00e7 halinde s\u0131rtlar\u0131n\u0131 dayayacaklar\u0131 ebeveynlerden yoksun olmalar\u0131 sert, g\u00fcvensiz, \u015f\u00fcpheci, sorgulay\u0131c\u0131 bir ruh hali veriyor onlara. Pencereler onlar i\u00e7in \u00e7ok karma\u015f\u0131k ve belirsiz bir alana a\u00e7\u0131l\u0131yor da diyebiliriz. Kavramak kolay de\u011fil. Anlat\u0131c\u0131 uysal bir k\u0131z \u00e7ocu\u011fu olarak kediyle \u00f6zde\u015fim kuruyor ve o kedinin g\u00fc\u00e7lenip d\u00f6n\u00fc\u015fmesiyle de\u011fi\u015fim geliyor. Kendi olma, bo\u015flu\u011fu doldurma, tamam olma haline ula\u015fma \u00e7abas\u0131n\u0131 izliyoruz. Tetikleyicinin baba olmas\u0131, Jung\u2019un Elektra kompleksi okumas\u0131na da m\u00fcsait bir durum olu\u015fturuyor.\u00a0<\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Kral ve Adamlar\u0131, \u015eah Mat, Siz Hepiniz Ben Tek. Bu \u00fc\u00e7 \u00f6yk\u00fc oda\u011f\u0131nda bizim, modern insan\u0131n geldi\u011fi noktay\u0131 konu\u015fmak istiyorum.  Zihnimizin paranoyalar\u0131. Kuyruklu yalanlardan ziyade kuyruklu paranoyalar mevzu bahis. Yer yer ya\u015fad\u0131klar\u0131m\u0131z, yer yer bize ya\u015fat\u0131lanlardan dolay\u0131 zihnimiz paralize olmu\u015f durumda. Kral ve Adamlar\u0131\u2019ndaki koca, \u015eah ve Mat\u2019ta tetik\u00e7i olmaya can atan ki\u015fi, Siz Hepiniz Ben Tek \u00f6yk\u00fcs\u00fcnde modern hayatla bo\u011fu\u015fan \u00e7al\u0131\u015fan beyaz yakal\u0131 insan tipi; her biride bir \u015fekilde b\u00fcy\u00fck sistemin i\u00e7inde bir paranoyan\u0131n i\u00e7ine d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f debeleniyorlar sanki. Hepimiz gibi.. (Burada zihnim Suzey \u00f6yk\u00fcs\u00fcndeki o \u201cBiz\u201d anlat\u0131c\u0131s\u0131na d\u00f6n\u00fcyor s\u00fcrekli. Masals\u0131, mitolojik zaman\u0131n i\u00e7inden \u00e7\u0131km\u0131\u015f gibi anlat\u0131lan Suzey\u2019in \u015fimdiki zaman\u0131 anlatan \u00f6yk\u00fclerden ne fark\u0131 var? Oradaki \u201cBiz\u201d ile buradaki \u201cBiz\u201d hep ayn\u0131, hikaye, durum, zaman, anlat\u0131mlar hissiyatlar \u00e7ok farkl\u0131 olsa da ayn\u0131l\u0131k kokusu \u00e7ok tan\u0131d\u0131k.)  <\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Modern insan demek benim i\u00e7in bir\u00e7ok y\u00f6n\u00fcn\u00fcn yan\u0131nda hareket etmekten \u00e7ok debelenen, yo\u011fun i\u015f temposu, sosyalle\u015fme sorunsal\u0131, suni ili\u015fkiler, k\u0131r\u0131lgan aile ba\u011flar\u0131yla \u00f6r\u00fcl\u00fc insan demek. Ayn\u0131 zamanda Jung\u2019un Persona\u2019s\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan bakarsak toplum i\u00e7inde takt\u0131\u011f\u0131 maskelerle var olmaya \u00e7al\u0131\u015fan birey demek. Sanr\u0131lar\u0131, r\u00fcyalar\u0131, hayalleriyle varlar ama onlar\u0131 g\u00f6sterirlerse maskelerini deforme edebilirler. Bu kayg\u0131yla\u00a0 bast\u0131r\u0131ld\u0131k\u00e7a daha da g\u00fc\u00e7leniyor o s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015fl\u0131k.\u00a0 Bu \u00fc\u00e7 \u00f6yk\u00fcde de k\u00f6\u015feye s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015fl\u0131\u011f\u0131 g\u00f6rebiliriz.\u00a0 Kahramanlar\u0131n hareket alanlar\u0131 dar ama bir \u015fekilde kurtulmalar\u0131 gerekiyor travmalar\u0131ndan. Ya da travmalar\u0131 onlardan kurtulacak. Varl\u0131k-yokluk durumu bir yerde.\u00a0 Siz Hepiniz Ben Tek\u2019in Faruk\u2019u \u00f6rne\u011fin, kendi s\u0131n\u0131r\u0131n\u0131 a\u015fma cesaretini g\u00f6sterene kadar birlikte kuyru\u011fuyla.<\/em>\u00a0Suzey\u2019le ortak y\u00f6n\u00fc olarak \u2018biz\u2019li\u011fi d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrsek\u00a0 maskelerimizle birbirimize daha \u00e7ok yakla\u015f\u0131p, saflar\u0131 s\u0131k\u0131la\u015ft\u0131r\u0131p biz oluyoruz. Atmosferler farkl\u0131 olsa da s\u00fcr\u00fc haline gelme noktas\u0131nda ayn\u0131l\u0131k var. Bence masallar\u0131, mitleri ger\u00e7eklikten \u00e7ok da ayr\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmemek gerek.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure><\/div>\n\n\n\n

Aynur Kulak:<\/strong> Yukar\u0131daki soruda parantez i\u00e7indeki \u201cayn\u0131l\u0131k\u201d yorumuma istinaden pandemi d\u00f6neminin bir \u015feyleri de\u011fi\u015ftirece\u011fini veya yenileyece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyor musunuz diye sormak istiyorum. Ne t\u00fcr \u00f6yk\u00fcler okumaya ba\u015flayaca\u011f\u0131z sizce? Kurgusal, dilsel, hikaye anlat\u0131m\u0131 a\u00e7\u0131s\u0131ndan veya ifade edi\u015f bi\u00e7imleriyle bir \u015feyler de\u011fi\u015fecek mi? Sizin yazmaya devam edece\u011finizi d\u00fc\u015f\u00fcnerek de soruyorum bu soruyu asl\u0131nda. Bu noktada gen\u00e7 ve ilk kitab\u0131n\u0131 \u00e7\u0131karm\u0131\u015f bir yazar olarak t\u00fcm bu olup bitenler kar\u015f\u0131s\u0131nda merak\u0131n\u0131z\u0131 nelerin cezbetmeye ba\u015flad\u0131\u011f\u0131n\u0131 sorsam, ne dersiniz? <\/strong><\/p>\n\n\n\n

\u00c7ilem Dilber: <\/strong>Pandemi s\u00fcrecinde insanlar\u0131n okuma al\u0131\u015fkanl\u0131klar\u0131n\u0131n de\u011fi\u015fti\u011fini g\u00f6zlemledim. Odaklanma sorunu ya\u015fay\u0131p hacim olarak daha k\u00fc\u00e7\u00fck kitaplara y\u00f6neldi baz\u0131 okurlar. Bende b\u00f6yle bir durum olmad\u0131. Yazarlar\u0131n da k\u0131sadan uzuna y\u00f6neldi\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Bu d\u00f6nemde yeni \u00e7\u0131kan romanlar\u0131n hacimli, \u00f6yk\u00fclerin de uzun \u00f6yk\u00fcye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc g\u00f6zlemledim. Bunun da yazar\u0131n odaklanma sorunu ya\u015fad\u0131\u011f\u0131n\u0131n i\u015fareti oldu\u011funu s\u00f6yleyebilir miyiz, bilemiyorum. Kendi ad\u0131ma ayn\u0131 \u015fekilde, \u00f6yk\u00fc t\u00fcr\u00fcnden, devam edece\u011fimi s\u00f6yleyebilirim. Kurgu ya da dil a\u00e7\u0131s\u0131ndan ne t\u00fcr eserler okuyaca\u011f\u0131m\u0131z\u0131 zaman g\u00f6sterecek bize. A\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131 ben de \u00e7ok merak ediyorum bu distopik d\u00f6nemin ne t\u00fcr eserler ortaya \u00e7\u0131karaca\u011f\u0131n\u0131. Global bir yaln\u0131zla\u015fma, kabu\u011funa saklanma hali belki de zihinsel s\u00fcre\u00e7lerin daha \u00f6n plana \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131, bilin\u00e7 d\u0131\u015f\u0131 unsurlar\u0131n daha belirgin oldu\u011fu kurmacalara g\u00f6t\u00fcrecek bizi. Ya da imgelerin dile daha belirgin yerle\u015fti\u011fi, \u015fiirsel duygu durum ifadeleri artacak belki de. Bilemiyorum. Bekleyip g\u00f6rece\u011fiz<\/p>\n\n\n\n

<\/p>\n","post_title":"\u00c7ilem Dilber s\u00f6yle\u015fisi: Ger\u00e7ekten daha ger\u00e7ek, kuyruklu, kurmaca yalanlar\u0131m\u0131z","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"cilem-dilber-soylesisi-gercekten-daha-gercek-kuyruklu-kurmaca-yalanlarimiz","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-06-09 09:53:54","post_modified_gmt":"2021-06-09 06:53:54","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=117089","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":117089}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "904"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "226"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol