Ana SayfaKültür & SanatEdebiyatDeniz Gezgin Söyleşisi: Ahraz; İnsanın ve Doğanın Duymadığımız Kuytulardaki Sesi

Deniz Gezgin Söyleşisi: Ahraz; İnsanın ve Doğanın Duymadığımız Kuytulardaki Sesi

-

Ahraz ile tanışıklığımız yedi yıl öncesine dayanmakta. Yedi yıl sonra tekrar karşılaşıyor oluşumuz, uzun süredir görülmeyen çok değerli bir dosta rastlamak gibi, mutluluk ve heyecan verici. Ahraz, çok iyi bir metnin yıllar geçtikçe nasıl daha da değerli olabildiğini anlayabilmemiz açısından çok kıymetli. Hele de hikayesi Ahraz olan bir metnin göremediğimiz fakat orada olduğunu bildiğimiz köklerinin toprağın altında yıllar geçtikçe nasıl da güçlendiğini hissediyor olmak bir okuyucu için ayrıca besleyici bir deneyim. Ahraz’ı var eden şey doğanın ta kendisi çünkü. Hatta doğanın bilmediğimiz, kendini gizleyen, belki de hiçbir zaman bilemeyeceğimiz gizemli noktalarının, kuytu köşelerinin hikayesi. Yani Ahraz, aynı doğa gibi insanın kendisi ile ilgili hiçbir zaman keşfedemeyeceği kuytu köşelerini bize fısıldayan, değerini sadece ve sadece kendisiyle karşılaştırabileceğimiz bir metin.

Ahraz’dan sonra gelen YerKuşAğı için de aynı tespitleri yapabilmek mümkün. Çünkü Deniz Gezgin şimdiye kadar yazdığı her metinle, her kitabıyla bambaşka bir yerde durduğunu, derdinin şimdiye kadar bildiklerimiz dışında, bize öğretilenlerin aksine bambaşka olduğunu anlatabilmiş bir yazar olarak karşımıza çıktı. İyi ki de çıktı. İyi ki de yazdı.

Kendisiyle yapmış olduğum bu söyleşinin benim için anlamını, değerini buraya yazabilmem çok zor. Sadece bu çok güzel söyleşiyi, sorularıma karşılık verilmiş olan içtenlikli cevapları okumanızı çok istediğimi bilmenizi isterim. Deniz Gezgin kitapları -ve tabii ki kendisi- bir okuyucu olarak hayatımın en önemli detayı olacaklar. Daima…

Buyurun lütfen…

Aynur Kulak: 2007 yılında Bitki, Su ve Hayvan Mitosları kitaplarınız yayımlandı. Ahraz 5 yıl sonra geldi ve aslında roman olmasından dolayı salt bir edebiyat metniyle ilk defa karşımıza çıkmış oldunuz. Bu anlamda neden mitosları yazmakla başlamak istediniz? Derdiniz neydi veya neyleydi; dille miydi, söylencelerle miydi, tarih öncesi dönemle miydi ya da tarih öncesi tanrılarıyla mıydı? Mitoslarla aranızdaki bağı nasıl anlatırsınız? Çünkü okuyucularınız Ahraz’la ilgili bir şeyden bahsederken mesela hala Bitki Mitosları ve Hayvan Mitosları kitaplarınızdan da bahsetmeye devam ediyorlar.

Deniz Gezgin: İnsanın doğayla kurduğu ilişki ve ona dair algısıyla hep ilgiliydim. İçinde bulunduğumuz kültürü, insanı anlamanın, dil ve sınırlar üzerine düşünmenin mitoloji üzerinden olması kavrayışımda büyük bir rol oynadı şüphesiz. Bu aynı zamanda hayatımı nasıl yönlendireceğime dair de bir karardı çünkü her şeyin başındaydım henüz. Hayvan Mitosları, Bitki Mitosları ve Su Mitosları’nın yazılma süreci bir arkeolojik kazı çalışmasına benzetilebilir, çünkü malzememi oluşturan mitoslar binlerce yıllık dilsel buluntular. Bugün türümüze kendimize dair algımızı, dünyaya açıklığımızı, dilimizi, içinde yaşadığımız kültürü, inancımızı yönlendiren mitosları nasıl okuduğumuz çok önemli. Bütün yerleşik çıkmazlarımızın, değer ve yargılarımızın kökeni mitoslarda. Binlerce yıllık anlatıları derlerken onları üreten yapıyı da başka bir açıklıkla görebildiğimi sanıyorum. Bu üç kitaplık doğa mitosları dizisi bu konuda birer kaynak oluşturma isteğimin yanı sıra bana itirazı nereden yapacağımı da göstermiş oldu. Bu dilin tersine gidecektim. İlk romanımın bu çalışmalardan sonra gelmesi edebiyata yer açmanın zorluğuyla ilişkili. Yoksa bu çalışmaların çok öncesinde de bir yazı dünyam vardı ancak bir edebi metni yazabilecek zamanı “dünya zamanından” kopartmak kolay olmadı.

– Ahraz kafanızda nasıl şekillendi? Bu soruyu sormaktaki derdim şu: İçinizde Ahraz’ın hikayesini nasıl biriktirmeye başladınız; kaç yıl sürdü ya da ay? Böyle bir hikayeyi karakterlerini, doğa olaylarını, çöp dağlarını, denizini, dilini, dili olmasına rağmen ifade edilemeyen cümlelerini ve buna karşılık -insanın saf kötülüğünü de katarak- kötülük kusulan cümlelerini; Ahraz ile ilgili bunca şeyi yani, içinizde nereye sığdırdınız ve yazmaya başlayana kadar ne kadar süreyle taşıdınız?

Deniz Gezgin: Bizi biz yapan bağlar ve toplumsal sınırlar bir tür söz ve suç birliğinden besleniyor. Toplum ve ona temel oluşturan aile varlığını muhtaç olduğu ötekilere borçlu. Onları bir arada tutan şey kan bağı ve mülk sahipliği ama bir o kadar da dil birliği. Bu yüzden soysuzlar, dilsizler, yeri yurdu olmayanlar, yabancılar ve öteki canlılar toplumun kendi varlığını güçlendirmek için dışladığı, kara çaldığı günâh keçilerine dönüştürülüyorlar. Kötülüğü hep dışarıda arayanlar bizzat dışarıyı yaratanlardır. Sesi duyulmayan, varlığı görülmeyenlerin sürüldüğü yer de burası. Ahraz hem içeridekilerin sünmüş bağlarını hem de dışarıda bırakılan kimsesizlerin başka dünyalarını mesele ediyor. Bu kendimi bildim bileli dert edindiğim şeydi. Ahraz’ı duyarak yazdım diyebilirim, zaman aldı, beş yıla yakın bir süreçti.

-“Ağır bir karanlık göğü örtmeye hazırlanıyordu.” cümlesiyle başlıyor hikaye. Aslında bu cümle ile çok ilgilenmiyorum. Siz bu cümle ile başlayan hikayenin -daha doğrusu bahsettiğiniz ağır karanlığın- üstüne avcunuzun dolusuyla tuz serpiyorsunuz. Denize batmış bir kasabaya, tuz içinde kalmış yaşamlara hazırlıyorsunuz bizleri. Roman ilerledikçe burnumuza gelecek olan kokuyu bu şekilde bastırmak mı istiyorsunuz? İsrafil de henüz doğmamışken üstelik. Aslında kokuları bastırmak gibi de bir niyetiniz yok değil mi? Aksine ilk paragraflardan itibaren kasabayı saran kesif ve iğrenç kokuyu solumaya başlıyoruz. O halde tuz bütün hikaye içerisinde neyi sembolize ediyor?

Deniz Gezgin: Çağlar boyu kötülük kovma ritüellerinde hep tuz var. Ahraz, günâh keçilerinin tarafından yazılmış bir roman, denize kovulanların, rüzgârda savrulanların göze görünmeseler de orada oldukları ve bir gün elbet kıyaya vuracakları ortada. Kapıları sımsıkı örtülü bir toplumdan söz ediyoruz, içeri gireceklerin korkusundan kötülükle birlikte hapsolmuşlar, kendilerinden başka her şeyi herkesi dışarıda bırakmışlar, tuz da bunlardan biri. Ahraz’da tuzun neyi sembolize ettiğini söylemek bana düşsün istemem, İsrafil’den Adile’den Mavi’den ve diğerlerinden sonra dile getireceklerim hep bir fazlalık olacak sanki.

-Bizi hikayeye dört gün önce kuzeyden esmeye başlayan rüzgar hazırlıyor ve aynı zamanda söz konusu olan bir mevsim dönümü de var. Bu kitap boyunca sürüyor. Hikayenin kırılma noktalarına, eşik atlama yerlerine öncelikle hep doğa yardımıyla hazırlanıyoruz. Daha doğrusu doğa bize duyuruyor. İlkin rüzgarın sesiyle, denizin gürültüsüyle, toprağın uğultusuyla dinlemeye başlıyoruz hikayeyi. Ahraz’ı doğanın döngüsü üzerine kurguladım diyebilir misiniz?

Deniz Gezgin: Bu Ahraz’ın kendiliğinden oluşturduğu bir şey. Nasıl her metin kendi diliyle doğuyorsa aynı biçimde kendi doğasını, ışığını, mevsimini, coğrafyasını da beraberinde getiriyor, en azından benim için yazmak böyle bir şey, tüm duyuların açıklığıyla mümkün aksi halde cansız, hayatsız bir şey olurdu.

-Yine olaylar patlak vermeden önce yatılan uykular ve uyanmadan hemen önce görülen rüyalar var. Bu rüyalarda beliren hayvanlar var. Doğanın içinde genelde çok da haz etmediğimiz hayvanlar bunlar. Ahraz içerisinde bu rüyaların yorumları hiç de hayra alamet olamıyor bu yüzden. Rüyalar bir şeyler olacak hissini uyandırıyor elbet ama asıl olarak kasabanın yani toplumun kimselere göstermediği, aslında kendilerinin de çok farkında olmadıkları (Grup Psikolojisi) bilinçaltını tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Rüyalar ve rüyalarda beliren hayvanlar hikayenin perde arkasını göstermek için mi var?

Deniz Gezgin: Bilemiyorum, ben bir metni bu şekilde kurgulamıyorum. Demek istediğim rüyadaki hayvanlar bir şeyi ifşa ediyorsa bu hayatta da böyle olduğu içindir. Mitoslar nasıl toplumsal bilinçdışının ürünleriyse rüyalar da bireylerin bilinçdışından doğar. Dile getirilmeyenlerin, korkuların, bastırılmış arzuların türlü biçimde açığa çıktığı kontrolsüz ayrıca arkaik de bir alandır rüya. Ahraz’daki rüya ağırlığını belki şöyle açıklayabilirim, yok sayılanlar yok olmazlar, bir kasaba halkı sus birliğiyle görmezden geldiklerini, yerinden ettiklerini karanlıkta karşısında bulur, rüzgârın sesiyle, depremin sarsıntısıyla yanı başında duyar. Çünkü karanlık ve sessizlik tıpkı rüya yüzeyi gibi kültür dışıdır, yabanıl ve kontrol edilemezdir, her şeyi geçirir.

-Bir söyleşinizde; “Sağır, dilsiz İsrafil’i yazmaya başlamış, birden sırtında dünya yüküyle dolaşan Adile adlı bir kadınla karşı karşıya kalmıştım.” diye belirtmişsiniz. İsrafil için bir anne düşünmemiş miydiniz en başta? Sağır, dilsiz, anasız, babasız bir İsrafil! Bayağı zorlanırdınız, çok yük yüklenmiş olurdunuz diye düşünüyorum Adile çıkıp gelmeseydi. Dünyanın yükünü sırtında taşıyan Adile yükünüzü hafifletti mi yoksa hayır daha da bir yük bindi omuzlarıma mı dersiniz?

Deniz Gezgin: Söylediğim gibi ilk başta Adile’yle karşılaşacağımı düşünmemiştim. Sağır dilsiz kağıt toplayan İsrafil’i anlatacak onun sessizliğiyle duyacaktım. Öyle de oldu, İsrafil önce Adile’yi tutup getirdi sonra da ağaçadam Yusuf’u, Mavi’yi ve diğerlerini yani dünyayı, dünyasını. Adile’yi yük olarak görmedim hiç ama onunla karşılaştığım andan itibaren hep benimle kalacağı aşikârdı. Bununla baş edebilmek başlangıçta çok kolay olmadı tabii.

\n

Ahraz ile tan\u0131\u015f\u0131kl\u0131\u011f\u0131m\u0131z yedi y\u0131l \u00f6ncesine dayanmakta. Yedi y\u0131l sonra tekrar kar\u015f\u0131la\u015f\u0131yor olu\u015fumuz, uzun s\u00fcredir g\u00f6r\u00fclmeyen \u00e7ok de\u011ferli bir dosta rastlamak gibi, mutluluk ve heyecan verici. Ahraz, \u00e7ok iyi bir metnin y\u0131llar ge\u00e7tik\u00e7e nas\u0131l daha da de\u011ferli olabildi\u011fini anlayabilmemiz a\u00e7\u0131s\u0131ndan \u00e7ok k\u0131ymetli. Hele de hikayesi Ahraz olan bir metnin g\u00f6remedi\u011fimiz fakat orada oldu\u011funu bildi\u011fimiz k\u00f6klerinin topra\u011f\u0131n alt\u0131nda y\u0131llar ge\u00e7tik\u00e7e nas\u0131l da g\u00fc\u00e7lendi\u011fini hissediyor olmak bir okuyucu i\u00e7in ayr\u0131ca besleyici bir deneyim. Ahraz\u2019\u0131 var eden \u015fey do\u011fan\u0131n ta kendisi \u00e7\u00fcnk\u00fc. Hatta do\u011fan\u0131n bilmedi\u011fimiz, kendini gizleyen, belki de hi\u00e7bir zaman bilemeyece\u011fimiz gizemli noktalar\u0131n\u0131n, kuytu k\u00f6\u015felerinin hikayesi. Yani Ahraz, ayn\u0131 do\u011fa gibi insan\u0131n kendisi ile ilgili hi\u00e7bir zaman ke\u015ffedemeyece\u011fi kuytu k\u00f6\u015felerini bize f\u0131s\u0131ldayan, de\u011ferini sadece ve sadece kendisiyle kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131rabilece\u011fimiz bir metin.<\/p>\n\n\n\n

Ahraz\u2019dan sonra gelen YerKu\u015fA\u011f\u0131 i\u00e7in de ayn\u0131 tespitleri yapabilmek m\u00fcmk\u00fcn. \u00c7\u00fcnk\u00fc Deniz Gezgin \u015fimdiye kadar yazd\u0131\u011f\u0131 her metinle, her kitab\u0131yla bamba\u015fka bir yerde durdu\u011funu, derdinin \u015fimdiye kadar bildiklerimiz d\u0131\u015f\u0131nda, bize \u00f6\u011fretilenlerin aksine bamba\u015fka oldu\u011funu anlatabilmi\u015f bir yazar olarak kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131kt\u0131. \u0130yi ki de \u00e7\u0131kt\u0131. \u0130yi ki de yazd\u0131. <\/p>\n\n\n\n

Kendisiyle yapm\u0131\u015f oldu\u011fum bu s\u00f6yle\u015finin benim i\u00e7in anlam\u0131n\u0131, de\u011ferini buraya yazabilmem \u00e7ok zor. Sadece bu \u00e7ok g\u00fczel s\u00f6yle\u015fiyi, sorular\u0131ma kar\u015f\u0131l\u0131k verilmi\u015f olan i\u00e7tenlikli cevaplar\u0131 okuman\u0131z\u0131 \u00e7ok istedi\u011fimi bilmenizi isterim. Deniz Gezgin kitaplar\u0131 -ve tabii ki kendisi- bir okuyucu olarak hayat\u0131m\u0131n en \u00f6nemli detay\u0131 olacaklar. Daima\u2026 <\/p>\n\n\n\n

Buyurun l\u00fctfen\u2026 <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak<\/strong>: 2007 y\u0131l\u0131nda Bitki, Su ve Hayvan Mitoslar\u0131 kitaplar\u0131n\u0131z yay\u0131mland\u0131. Ahraz 5 y\u0131l sonra geldi ve asl\u0131nda roman olmas\u0131ndan dolay\u0131 salt bir edebiyat metniyle ilk defa kar\u015f\u0131m\u0131za \u00e7\u0131km\u0131\u015f oldunuz. Bu anlamda neden mitoslar\u0131 yazmakla ba\u015flamak istediniz? Derdiniz neydi veya neyleydi; dille miydi, s\u00f6ylencelerle miydi, tarih \u00f6ncesi d\u00f6nemle miydi ya da tarih \u00f6ncesi tanr\u0131lar\u0131yla m\u0131yd\u0131? Mitoslarla aran\u0131zdaki ba\u011f\u0131 nas\u0131l anlat\u0131rs\u0131n\u0131z? \u00c7\u00fcnk\u00fc okuyucular\u0131n\u0131z Ahraz\u2019la ilgili bir \u015feyden bahsederken mesela hala Bitki Mitoslar\u0131 ve Hayvan Mitoslar\u0131 kitaplar\u0131n\u0131zdan da bahsetmeye devam ediyorlar. <\/h4>\n\n\n\n

Deniz Gezgin<\/strong>: \u0130nsan\u0131n do\u011fayla kurdu\u011fu ili\u015fki ve ona dair alg\u0131s\u0131yla hep ilgiliydim. \u0130\u00e7inde bulundu\u011fumuz k\u00fclt\u00fcr\u00fc, insan\u0131 anlaman\u0131n, dil ve s\u0131n\u0131rlar \u00fczerine d\u00fc\u015f\u00fcnmenin mitoloji \u00fczerinden olmas\u0131 kavray\u0131\u015f\u0131mda b\u00fcy\u00fck bir rol oynad\u0131 \u015f\u00fcphesiz. Bu ayn\u0131 zamanda hayat\u0131m\u0131 nas\u0131l y\u00f6nlendirece\u011fime dair de bir karard\u0131 \u00e7\u00fcnk\u00fc her \u015feyin ba\u015f\u0131ndayd\u0131m hen\u00fcz. Hayvan Mitoslar\u0131, Bitki Mitoslar\u0131 ve Su Mitoslar\u0131\u2019n\u0131n yaz\u0131lma s\u00fcreci bir arkeolojik kaz\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmas\u0131na benzetilebilir, \u00e7\u00fcnk\u00fc malzememi olu\u015fturan mitoslar binlerce y\u0131ll\u0131k dilsel buluntular. Bug\u00fcn t\u00fcr\u00fcm\u00fcze kendimize dair alg\u0131m\u0131z\u0131, d\u00fcnyaya a\u00e7\u0131kl\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131, dilimizi, i\u00e7inde ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z k\u00fclt\u00fcr\u00fc, inanc\u0131m\u0131z\u0131 y\u00f6nlendiren mitoslar\u0131 nas\u0131l okudu\u011fumuz \u00e7ok \u00f6nemli. B\u00fct\u00fcn yerle\u015fik \u00e7\u0131kmazlar\u0131m\u0131z\u0131n, de\u011fer ve yarg\u0131lar\u0131m\u0131z\u0131n k\u00f6keni mitoslarda. Binlerce y\u0131ll\u0131k anlat\u0131lar\u0131 derlerken onlar\u0131 \u00fcreten yap\u0131y\u0131 da ba\u015fka bir a\u00e7\u0131kl\u0131kla g\u00f6rebildi\u011fimi san\u0131yorum. Bu \u00fc\u00e7 kitapl\u0131k do\u011fa mitoslar\u0131 dizisi bu konuda birer kaynak olu\u015fturma iste\u011fimin yan\u0131 s\u0131ra bana itiraz\u0131 nereden yapaca\u011f\u0131m\u0131 da g\u00f6stermi\u015f oldu. Bu dilin tersine gidecektim. \u0130lk roman\u0131m\u0131n bu \u00e7al\u0131\u015fmalardan sonra gelmesi edebiyata yer a\u00e7man\u0131n zorlu\u011fuyla ili\u015fkili. Yoksa bu \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n \u00e7ok \u00f6ncesinde de bir yaz\u0131 d\u00fcnyam vard\u0131 ancak bir edebi metni yazabilecek zaman\u0131 \u201cd\u00fcnya zaman\u0131ndan\u201d kopartmak kolay olmad\u0131. <\/p>\n\n\n\n

- Ahraz kafan\u0131zda nas\u0131l \u015fekillendi? Bu soruyu sormaktaki derdim \u015fu: \u0130\u00e7inizde Ahraz\u2019\u0131n hikayesini nas\u0131l biriktirmeye ba\u015flad\u0131n\u0131z; ka\u00e7 y\u0131l s\u00fcrd\u00fc ya da ay? B\u00f6yle bir hikayeyi karakterlerini, do\u011fa olaylar\u0131n\u0131, \u00e7\u00f6p da\u011flar\u0131n\u0131, denizini, dilini, dili olmas\u0131na ra\u011fmen ifade edilemeyen c\u00fcmlelerini ve buna kar\u015f\u0131l\u0131k -insan\u0131n saf k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc de katarak- k\u00f6t\u00fcl\u00fck kusulan c\u00fcmlelerini; Ahraz ile ilgili bunca \u015feyi yani, i\u00e7inizde nereye s\u0131\u011fd\u0131rd\u0131n\u0131z ve yazmaya ba\u015flayana kadar ne kadar s\u00fcreyle ta\u015f\u0131d\u0131n\u0131z? <\/h4>\n\n\n\n

Deniz Gezgin<\/strong>: Bizi biz yapan ba\u011flar ve toplumsal s\u0131n\u0131rlar bir t\u00fcr s\u00f6z ve su\u00e7 birli\u011finden besleniyor. Toplum ve ona temel olu\u015fturan aile varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 muhta\u00e7 oldu\u011fu \u00f6tekilere bor\u00e7lu. Onlar\u0131 bir arada tutan \u015fey kan ba\u011f\u0131 ve m\u00fclk sahipli\u011fi ama bir o kadar da dil birli\u011fi. Bu y\u00fczden soysuzlar, dilsizler, yeri yurdu olmayanlar, yabanc\u0131lar ve \u00f6teki canl\u0131lar toplumun kendi varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00fc\u00e7lendirmek i\u00e7in d\u0131\u015flad\u0131\u011f\u0131, kara \u00e7ald\u0131\u011f\u0131 g\u00fcn\u00e2h ke\u00e7ilerine d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fcl\u00fcyorlar. K\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc hep d\u0131\u015far\u0131da arayanlar bizzat d\u0131\u015far\u0131y\u0131 yaratanlard\u0131r. Sesi duyulmayan, varl\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fclmeyenlerin s\u00fcr\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc yer de buras\u0131. Ahraz hem i\u00e7eridekilerin s\u00fcnm\u00fc\u015f ba\u011flar\u0131n\u0131 hem de d\u0131\u015far\u0131da b\u0131rak\u0131lan kimsesizlerin ba\u015fka d\u00fcnyalar\u0131n\u0131 mesele ediyor. Bu kendimi bildim bileli dert edindi\u011fim \u015feydi. Ahraz\u2019\u0131 duyarak yazd\u0131m diyebilirim, zaman ald\u0131, be\u015f y\u0131la yak\u0131n bir s\u00fcre\u00e7ti. <\/p>\n\n\n\n

-\u201cA\u011f\u0131r bir karanl\u0131k g\u00f6\u011f\u00fc \u00f6rtmeye haz\u0131rlan\u0131yordu.\u201d c\u00fcmlesiyle ba\u015fl\u0131yor hikaye. Asl\u0131nda bu c\u00fcmle ile \u00e7ok ilgilenmiyorum. Siz bu c\u00fcmle ile ba\u015flayan hikayenin -daha do\u011frusu bahsetti\u011finiz a\u011f\u0131r karanl\u0131\u011f\u0131n- \u00fcst\u00fcne avcunuzun dolusuyla tuz serpiyorsunuz. Denize batm\u0131\u015f bir kasabaya, tuz i\u00e7inde kalm\u0131\u015f ya\u015famlara haz\u0131rl\u0131yorsunuz bizleri. Roman ilerledik\u00e7e burnumuza gelecek olan kokuyu bu \u015fekilde bast\u0131rmak m\u0131 istiyorsunuz? \u0130srafil de hen\u00fcz do\u011fmam\u0131\u015fken \u00fcstelik. Asl\u0131nda kokular\u0131 bast\u0131rmak gibi de bir niyetiniz yok de\u011fil mi? Aksine ilk paragraflardan itibaren kasabay\u0131 saran kesif ve i\u011fren\u00e7 kokuyu solumaya ba\u015fl\u0131yoruz. O halde tuz b\u00fct\u00fcn hikaye i\u00e7erisinde neyi sembolize ediyor? <\/h4>\n\n\n\n

Deniz Gezgin<\/strong>: \u00c7a\u011flar boyu k\u00f6t\u00fcl\u00fck kovma rit\u00fcellerinde hep tuz var. Ahraz, g\u00fcn\u00e2h ke\u00e7ilerinin taraf\u0131ndan yaz\u0131lm\u0131\u015f bir roman, denize kovulanlar\u0131n, r\u00fczg\u00e2rda savrulanlar\u0131n g\u00f6ze g\u00f6r\u00fcnmeseler de orada olduklar\u0131 ve bir g\u00fcn elbet k\u0131yaya vuracaklar\u0131 ortada. Kap\u0131lar\u0131 s\u0131ms\u0131k\u0131 \u00f6rt\u00fcl\u00fc bir toplumdan s\u00f6z ediyoruz, i\u00e7eri gireceklerin korkusundan k\u00f6t\u00fcl\u00fckle birlikte hapsolmu\u015flar, kendilerinden ba\u015fka her \u015feyi herkesi d\u0131\u015far\u0131da b\u0131rakm\u0131\u015flar, tuz da bunlardan biri. Ahraz\u2019da tuzun neyi sembolize etti\u011fini s\u00f6ylemek bana d\u00fc\u015fs\u00fcn istemem, \u0130srafil\u2019den Adile\u2019den Mavi\u2019den ve di\u011ferlerinden sonra dile getireceklerim hep bir fazlal\u0131k olacak sanki. <\/p>\n\n\n\n

-Bizi hikayeye d\u00f6rt g\u00fcn \u00f6nce kuzeyden esmeye ba\u015flayan r\u00fczgar haz\u0131rl\u0131yor ve ayn\u0131 zamanda s\u00f6z konusu olan bir mevsim d\u00f6n\u00fcm\u00fc de var. Bu kitap boyunca s\u00fcr\u00fcyor. Hikayenin k\u0131r\u0131lma noktalar\u0131na, e\u015fik atlama yerlerine \u00f6ncelikle hep do\u011fa yard\u0131m\u0131yla haz\u0131rlan\u0131yoruz. Daha do\u011frusu do\u011fa bize duyuruyor. \u0130lkin r\u00fczgar\u0131n sesiyle, denizin g\u00fcr\u00fclt\u00fcs\u00fcyle, topra\u011f\u0131n u\u011fultusuyla dinlemeye ba\u015fl\u0131yoruz hikayeyi. Ahraz\u2019\u0131 do\u011fan\u0131n d\u00f6ng\u00fcs\u00fc \u00fczerine kurgulad\u0131m diyebilir misiniz? <\/h4>\n\n\n\n

Deniz Gezgin<\/strong>: Bu Ahraz\u2019\u0131n kendili\u011finden olu\u015fturdu\u011fu bir \u015fey. Nas\u0131l her metin kendi diliyle do\u011fuyorsa ayn\u0131 bi\u00e7imde kendi do\u011fas\u0131n\u0131, \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131n\u0131, mevsimini, co\u011frafyas\u0131n\u0131 da beraberinde getiriyor, en az\u0131ndan benim i\u00e7in yazmak b\u00f6yle bir \u015fey, t\u00fcm duyular\u0131n a\u00e7\u0131kl\u0131\u011f\u0131yla m\u00fcmk\u00fcn aksi halde cans\u0131z, hayats\u0131z bir \u015fey olurdu. <\/p>\n\n\n\n

-Yine olaylar patlak vermeden \u00f6nce yat\u0131lan uykular ve uyanmadan hemen \u00f6nce g\u00f6r\u00fclen r\u00fcyalar var. Bu r\u00fcyalarda beliren hayvanlar var. Do\u011fan\u0131n i\u00e7inde genelde \u00e7ok da haz etmedi\u011fimiz hayvanlar bunlar. Ahraz i\u00e7erisinde bu r\u00fcyalar\u0131n yorumlar\u0131 hi\u00e7 de hayra alamet olam\u0131yor bu y\u00fczden. R\u00fcyalar bir \u015feyler olacak hissini uyand\u0131r\u0131yor elbet ama as\u0131l olarak kasaban\u0131n yani toplumun kimselere g\u00f6stermedi\u011fi, asl\u0131nda kendilerinin de \u00e7ok fark\u0131nda olmad\u0131klar\u0131 (Grup Psikolojisi) bilin\u00e7alt\u0131n\u0131 t\u00fcm \u00e7\u0131plakl\u0131\u011f\u0131yla g\u00f6steriyor. R\u00fcyalar ve r\u00fcyalarda beliren hayvanlar hikayenin perde arkas\u0131n\u0131 g\u00f6stermek i\u00e7in mi var? <\/h4>\n\n\n\n

Deniz Gezgin<\/strong>: Bilemiyorum, ben bir metni bu \u015fekilde kurgulam\u0131yorum. Demek istedi\u011fim r\u00fcyadaki hayvanlar bir \u015feyi if\u015fa ediyorsa bu hayatta da b\u00f6yle oldu\u011fu i\u00e7indir. Mitoslar nas\u0131l toplumsal bilin\u00e7d\u0131\u015f\u0131n\u0131n \u00fcr\u00fcnleriyse r\u00fcyalar da bireylerin bilin\u00e7d\u0131\u015f\u0131ndan do\u011far. Dile getirilmeyenlerin, korkular\u0131n, bast\u0131r\u0131lm\u0131\u015f arzular\u0131n t\u00fcrl\u00fc bi\u00e7imde a\u00e7\u0131\u011fa \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 kontrols\u00fcz ayr\u0131ca arkaik de bir aland\u0131r r\u00fcya. Ahraz\u2019daki r\u00fcya a\u011f\u0131rl\u0131\u011f\u0131n\u0131 belki \u015f\u00f6yle a\u00e7\u0131klayabilirim, yok say\u0131lanlar yok olmazlar, bir kasaba halk\u0131 sus birli\u011fiyle g\u00f6rmezden geldiklerini, yerinden ettiklerini karanl\u0131kta kar\u015f\u0131s\u0131nda bulur, r\u00fczg\u00e2r\u0131n sesiyle, depremin sars\u0131nt\u0131s\u0131yla yan\u0131 ba\u015f\u0131nda duyar. \u00c7\u00fcnk\u00fc karanl\u0131k ve sessizlik t\u0131pk\u0131 r\u00fcya y\u00fczeyi gibi k\u00fclt\u00fcr d\u0131\u015f\u0131d\u0131r, yaban\u0131l ve kontrol edilemezdir, her \u015feyi ge\u00e7irir. <\/p>\n\n\n\n

-Bir s\u00f6yle\u015finizde; \u201cSa\u011f\u0131r, dilsiz \u0130srafil\u2019i yazmaya ba\u015flam\u0131\u015f, birden s\u0131rt\u0131nda d\u00fcnya y\u00fck\u00fcyle dola\u015fan Adile adl\u0131 bir kad\u0131nla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kalm\u0131\u015ft\u0131m.\u201d diye belirtmi\u015fsiniz. \u0130srafil i\u00e7in bir anne d\u00fc\u015f\u00fcnmemi\u015f miydiniz en ba\u015fta? Sa\u011f\u0131r, dilsiz, anas\u0131z, babas\u0131z bir \u0130srafil! Baya\u011f\u0131 zorlan\u0131rd\u0131n\u0131z, \u00e7ok y\u00fck y\u00fcklenmi\u015f olurdunuz diye d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum Adile \u00e7\u0131k\u0131p gelmeseydi. D\u00fcnyan\u0131n y\u00fck\u00fcn\u00fc s\u0131rt\u0131nda ta\u015f\u0131yan Adile y\u00fck\u00fcn\u00fcz\u00fc hafifletti mi yoksa hay\u0131r daha da bir y\u00fck bindi omuzlar\u0131ma m\u0131 dersiniz? <\/h4>\n\n\n\n

Deniz Gezgin:<\/strong> S\u00f6yledi\u011fim gibi ilk ba\u015fta Adile\u2019yle kar\u015f\u0131la\u015faca\u011f\u0131m\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmemi\u015ftim. Sa\u011f\u0131r dilsiz ka\u011f\u0131t toplayan \u0130srafil\u2019i anlatacak onun sessizli\u011fiyle duyacakt\u0131m. \u00d6yle de oldu, \u0130srafil \u00f6nce Adile\u2019yi tutup getirdi sonra da a\u011fa\u00e7adam Yusuf\u2019u, Mavi\u2019yi ve di\u011ferlerini yani d\u00fcnyay\u0131, d\u00fcnyas\u0131n\u0131. Adile\u2019yi y\u00fck olarak g\u00f6rmedim hi\u00e7 ama onunla kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131\u011f\u0131m andan itibaren hep benimle kalaca\u011f\u0131 a\u015fik\u00e2rd\u0131. Bununla ba\u015f edebilmek ba\u015flang\u0131\u00e7ta \u00e7ok kolay olmad\u0131 tabii. <\/p>\n","post_title":"Deniz Gezgin S\u00f6yle\u015fisi: Ahraz; \u0130nsan\u0131n ve Do\u011fan\u0131n Duymad\u0131\u011f\u0131m\u0131z Kuytulardaki Sesi","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"deniz-gezgin-soylesisi-ahraz-insanin-ve-doganin-duymadigimiz-kuytulardaki-sesi","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-11-11 13:24:01","post_modified_gmt":"2019-11-11 10:24:01","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=110984","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":110984}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "441"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "111"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

Dünyanın Öteki Yüzü: Genç yazardan alışılmışın dışında hayaller kur(dur)an öyküler

EdebiyatHaber’de gerçekleştirdiği Yazarın Odası söyleşileriyle tanıdığımız Meltem Dağcı’nın ilk öykü kitabı Dünyanın Öteki Yüzü, İthaki Yayınları’ndan çıktı. Yetmiş yaşına geldiğinde ölüm şeklini seçme özgürlüğüne kavuşan kadınlar,...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol