Aslında okuduğum bir kitapta bundan “ileri düzey penisoloji” diye bahsediyordu.
Konu çoğumuzun farkında olmadığı ama ergenlikten itibaren erkeklerin omzuna yüklenen o acımasız, gerçek olmayan “gerçek sandıklarımız”.
Sorun özetle/kabaca şu “penisim her zaman istediğim gibi çalışmıyor.” Gerçek dünyada olan da budur, aslında penisler her zaman istendiği gibi çalışmazlar.
Ereksiyon olamamak, erken gelmek ya da sertliği koruyamamak, boşalmanın zaman alması ya da bazen hiç olmaması…
Paniğe gerek yok!
İnsanların 2/3’den fazlası cinselliği pornolardan öğreniyor ama pornoların doğal süreci değil, kurguyu yansıtan yapımlar olduğunu çoğu kişi unutuyor. Hatta daha kötüsü izleyicilerin anlamlı bir kısmının kurguyu sağlıklı değerlendirecek bilişsel ve deneyimsel yaşta olmaması.
Örneğin pornodaki kurgu bir kenara alınıp gerçek dünyaya dönüldüğünde; film ekibinin, yönetmenin ve kadın oyuncunun uzun süreler, Viagra’dan sonra bile erkeğin sertleşmesini beklediğini ya da aynı sahneyi çekmek için alışılageldik pornodaki “her zaman hazır ve taş gibi” gözüken penisin sertleşmesi için yine uzun süreler bekleyebildiğini izleyiciler bilmiyor.
Seksi doğal sürecin dışında yansıtan bu yapımlar, sahneleri defalarca çekilip en başarılısı öne gelen tüketim ürünleri.
Yoksa erkek ya çok erken ya çok geç, bazen de hiç gelmeyebiliyor.
Biz makinalardan değil, gerçek insanlardan bahsediyoruz.
Gerçek birliktelikler de böyledir, sürprizler içerir.
Küçük not: Sürprizler sürpriz olmaktan çıktıysa stres yapmayın, sorun daha komplike hale gelmeden ilgili bir uzmandan yardım alın. Zaman geçtikçe hissedilen olumsuz duygular ve panik, kaçınma üzerinizde yuvalanmasın, kolayca çözülüversin.
Yazardan nacizane öneri; Sıkışmaya gerek yok, birbirimize zaman tanıdıkça her şey genişler 🙂