Dijitalleşen tiyatro

-

Sektörel olarak online sisteme kayışlar artık hayatın doğal gidişatı halini aldı. Şaşırmıyor hatta garip bulmuyoruz. Fakat öyle alanlar var ki tabiri caizse tadına online portallarda varamıyoruz. Bunlardan bir tanesi de benim gibi birçok insan için vazgeçilmez nitelikteki tiyatro sanatı. İçerisinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle gerçek bir tiyatro oyunu izlemeye hasret kaldık. Film izleyiciliğiyle arasında keskin ayrımlar bulunan tiyatro izleyiciliği, içine sürüklediği atmosfer dolayısıyla bizlerde bambaşka duygular uyandırıyor, uyandırıyordu. Bugünlerde oluşan sosyal engel o hazzı almamıza mâni olurken birçok tiyatro sanatçısının da yaşam standartlarına ket vurdu. Sanat ve sanatçının mağduriyeti apaçık göz önünde artık. 

Bu durumun bir getirisi olarak sanki bir mini filmmişçesine tiyatro oyunları da -kâh tercihen kâh zorunluluktan- sosyal platformlarda yer almaya başladı. Zorlu PSM’in Dijital Sahnesi bu örneklerden en ilgi çekicisi… Elbette ulaşılabilirlik açısından olumlu bir gelişme gibi lanse edilen bu durumun kavramsal gereklilik açısından olumsuz çokça yanı da mevcut. Bir hevesle izlemeye başladığımız kült oyunlar bile, tiyatro salonlarında sergilenen oyunların yerini tutamıyor. Aktarılmak istenilen mesaj, taze bir oyundan çıktığınız an ki kadar vurucu olmuyor. Dijitalleştirilen sahneler, tiyatronun yüzeyselleştirilmesinde büyük rol oynuyor. Kaybolan sanat dallarından birine sanki yeni bir aday daha ekliyoruz böylece. Her şey bir yana elimizde bir bilet tutmuyoruz, ışıkların kapanmasını beklemiyor, dekoru detaylıca incelemiyoruz. Öyle genel-geçer bir iki tuşa basıp karşısında oturduğumuz bilgisayarda sahnelenen olgulardan bir tanesi bugün “Nereye Gidiyoruz?”. Müzikal hareketliliğin uyandırması amaçlanan duygu bütünlüğümüz ekrana yansıyanla sınırlı kalıyor. Temaşa bir tutsak misali kutuya prangalanmış halde. 

“Eee peki ne yapmalı öyleyse?” sorusuna yanıt vermek şimdilerde oldukça güç. Lakin durum karşısında yapılabilecekler hak ettiği değeri verme çabamızla doğru orantılı ilerliyor. Evet belki ayakta alkışlayamıyoruz oyunları belki tiyatroların dijitalleşmesinin önüne geçemeyebiliriz ama bu hiçbir şey yapmadan sıcak koltuklarımızda oturalım anlamına gelmemeli. En nihayetinde bir aksiyonda bulunmamak mevcut durumu, mevcut düzeni onaylamak anlamına gelir. Sosyal ortamda tiyatro izleyiciliğinden keyif alıyorsanız, alkışlayın! Eğer bu durumu benim gibi haksız ve yıpratıcı buluyorsanız da alkışlayın… Tiyatral düzlemle içsel dinamiklerimizin hareketlendirilmesi bu takdiri hak ediyor. 

SON YAZILAR

Commedia Dell’arte’ye feminist bir bakış

“Commedia dell’Arte” ifadesinin sözlükteki anlamı “sanat” ve “komedi”nin birleşmesinden doğuyor olsa da, özellikle Venedik’te Karnaval kültürüyle, sosyolojik açıdan olağanüstü bir özgürlük ve başkaldırının simgesi olmuştur....

Atölye Sohbetleri | Burcu Tuna Yosunlu: “Oyunculuk, bir ‘olma hali’dir”

Sanatçı dostlarımla gerçekleştirdiğim söyleşileri dönem dönem bu köşede Atölye Sohbetleri adı altında sizinle paylaşacağım. Siz de bu değerli sanatçıları yakından tanımak ve keyifli sohbetlerimize eşlik...

İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu Deniz Burak Mersinli ile kariyeri ve tiyatro üzerine söyleşi

.vce-row-container .vcv-lozad {display: none}   .vce-row-container .vcv-lozad {display: none}   .vce-row-container .vcv-lozad {display: none}   .vce-row-container .vcv-lozad {display: none} ...

Ahmet Yapar: “Hayat öyle bir illüzyon ki bir biçimde delirmenizi engelliyor”

Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Ahmet Yapar kimdir? Yolu tiyatroyla nasıl kesişmiştir? Ahmet Yapar: 1984 Mersin Tarsus doğumluyum. Tiyatroya 1997 yılında amatör olarak başladım. 2003 yılında 9...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol