Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde yüzyıllar boyu varlığını sürdüren Alman ulusları, endüstrileşen ve değişen dünya şartlarının etkisiyle 1871 yılında ilk defa birleşti. İkinci Dünya Savaşı sırasında bölünen topraklar, 1990 yılında tekrar ve son kez birleşti. Almanlar bu duruma “Yeniden Birleşme” adını koydu.
Birinci Dünya Savaşı’nda, Almanya’yı çok büyük vergiler ve toprak kaybıyla cezalandıran galip gelen devletler İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ise ülkenin hem topraklarını işgal etti hem de ikiye bölerek cezalandırdı. Savaş sonunda Berlin’e giren Sovyetler, ateşkes antlaşması sonrası bölgeden çekilmedi ve 7 Ekim 1949’da kendi kontrolünde bulunan Alman topraklarında kendi güdümünde bir devlet kurdurup Demokratik Alman Cumhuriyeti adını koydu. Almanya, batı kısmında bulunan İngiliz, Amerikan ve Fransız işgal güçlerinin etkisiyle 23 Mayıs 1949’ta kurulan Federal Alman Cumhuriyeti ile tekrar şekillendi. Halen Almanya sınırları içinde galip devletlerin (ABD-Fransa-İngiltere) askeri üsleri bulunuyor.
Aslında her şey 1980’li yılların sonunda Sovyetler Birliği’nde çözülme belirtileri ile başladı. Birçok devletin bağımsızlığı ve dünyanın Batı emperyalizmi ve Sovyet emperyalizmi arasında bölünmüşlüğü ile de son buldu. Olayların başlangıcı, Sovyet Doğu Bloku’na bağlı Sosyalist Polonya Cumhuriyeti‘nde Gdanks şehrindeki Tersane İşçileri Sendikası (Dayanışma- Lehçe Solidarność) tarafından başlatılan grevlerdi. Bu sosyalist sisteme başkaldırı önce sıkıyönetimle bastırılmaya çalışıldı, başkaldırının engellenememesinin ardından ise geri adım atıldı.
1988 yılındaki Polonya grevleri bütün Doğu Bloku’ndaki ülkelerde dalgalanmalara yol açtı. Bu olaylar 1990 yılında Demokratik Almanya Devleti’nin bağımsız seçimlere gitmesine yol açtı ve seçilen hükümet Federal Almanya ile birleşme görüşmelerine başladı. Görüşmeler İki Artı Dört Antlaşması ile sonuçlandı. Dört işgalci devlet (ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Rusya) ve iki işgal edilmiş devlet (Federal Almanya, Demokratik Almanya) aralarında görüşerek birlik anlaşmasını imzaladı.
Dönemin Hristiyan Demokrat Başbakanı Helmut Kohl, Doğu Almanya yönetimi ve İkinci Dünya Savaşı’nın galipleriyle birlikte, iki Almanya’nın birleşme planını oluşturdu, Avrupalı komşularına ve dünyaya şu mesajı verdi: “Biz Almanlar tarihten ders aldık. Biz barış ve özgürlüksever bir halkız. Bundan sonra asla demokrasimizi, özgürlük ve barış düşmanlarının ellerine bırakmayacağız. Bizim için vatan sevgisi, özgürlük aşkı ve iki komşuluk ilişkileri bölünmez bir bütündür.”
1990’da Doğu Almanya’da resmi para birimi Mark kullanılmaya başlandı. İki Almanya arasında ekonomik birlik oluşturuldu. Ağustos 1990’da ise Doğu Almanya yönetimi, Federal Almanya’ya katılma kararı verdi. 3 Ekim 1990’da anlaşma resmen imzalandı. Dönemin Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker konuşmasında şu tarihi sözleri sarf etti: “Birleşmenin, insani açıdan ne kadar başarılı olacağını hiçbir hükümetlerarası anlaşma, hiçbir anayasa, hiçbir karar belirleyemez. Bu tamamen her birimizin davranışlarına bağlı.”
Yeni birleşmiş Almanya, ne NATO’dan ayrıldı ne de *Avrupa Ekonomi Topluluğu’ndan; üyeliği her iki oluşumda da devam etti. Birleşme sonrası işgalci dört devletten üçü Almanya’nın doğusundaki devletlerin NATO ile birleşmeyeceği sözünü vermişlerdi. Sonra bu söz tutulmadı ve eski Doğu Bloku ülkeleri grup hâlinde hem NATO hem de AET’na dahil edildiler.
Avrupa Ekonomi Topluluğu: AB öncesi Avrupa ülkeleri arasında oluşturulmuş ortak ekonomi birliği.