Ana SayfaYeşilGeri DönüşümDönüştüremediklerimizden misiniz?

Dönüştüremediklerimizden misiniz?

-

Çevrenin korunması adına yapılan sayısız kampanya ve yenilik ile karşı karşıyayız. Aslında mesele çevrenin koruma ile yan yana anılmasında. Korumayı gerçekleştirmek için eylemi yapan aktörün diğerinden üstün olması gerekir. Üstünlük kurularak yapılması istenen sadece korumaktan ileriye gidemez. Buna istinaden dünyanın geldiği nokta elbette dönülemez bir yeri işaret eder; amaç mevcut olanı elde tutabilmektir. Madem korumayı yeterli bulamıyoruz, bir de dönüştürmeye göz atalım.

Dönüşüm denince akıllara ilk gelen geri dönüşüm olur; zaten yıllarca dillerimize pelesenk olmuş, uygulaması yoğun ve stabil olması istenmiş (ya da gösterilmiş) bir yöntemdir. Geri dönüşümün ne kadar etkili olduğunu ya da uygulamanın ne kadar dönemine göre değişerek günümüzde yer edindiğini geçmişten birkaç örnek daha anlaşılır kılar. 

19. yüzyılda seyyar satıcılar şehirleri dolaşarak sanayi ürünlerini satıp, uğradıkları evlerden geri dönüştürülebilir materyalleri toplarlardı. Bu hikaye akıllara, sokakta gördüğümüz geri dönüştürülebilir malzemeleri toplayanları hatırlatıyor. Ya da Viktoryan Dönemde yaşamış kadınların, önceden satın aldıkları elbiseleri geri yollayıp, trendlere ait yenilikler yaptırmaları, büyük tekstil markalarının yaptığı “Hadi bize kıyafetini getir, biz de sana indirim kuponu verelim.’’ kampanyalarına benzer. Metodların benzerlikleri ve artan nüfus ile endüstriyelleşme göz önünde bulundurulduğu zaman, dönüştürmenin tanımının da hala eskide kaldığı anlaşılır. Elbette atlanmaması gereken Almanya, İsviçre gibi geri dönüşüm konusunda önemli yüzdeler ortaya koyan ülkeler de vardır. Fakat dikkat edilmesi gereken, 19. yüzyılda yaşamış seyyar satıcıdan kök edinilen metodun günümüze göre geri dönüşümün dönüştürülmesidir. 

Meseleye tekstil üzerinden daha yakından bakıldığında, her ülkenin kendisi için belirlediği tekstilde kullanılan ve sonrasında doğaya bırakılacak olan suyun içerisindeki kimyasal yüzdeleri vardır. Genel standartların olmayışı üreticileri, yüzdeleri daha yüksek olan ülkelerde üretim yapmaya teşvik eder. Dünya üzerinde uygulamaların buluşma noktası belirlenmezken, meselelerden sıyrılmak anlamında varyasyon üretmek, hem tüketime verdiği yeni solukla tekstilin ‘engellemeye’ çalıştığı doğaya zarar vermeme görünümündeki istek atlanır, hem de eksik yapılan ya da yapılamayan metodlar örtülür. Böyle bir bağlamda boğulan sektörün can yeleklerinden biri geri dönüşümdür ve bu etkili olarak uygulanamadığında dönüştürmenin türleri ile karşılaşıyoruz. Farklı dönüştürme metodlarından biri olan ileri dönüşümü(upcycle)  içerisine alma çabasındadır. Çünkü verilerle çok bariz ortadadır ki tekstil sektörü büyük anlamda atık oluşturur ve ileri dönüşüm çabası aslında, sorumluluklarına ve yarattıklarına işarettir.

İleri dönüşümün ne olduğuna bakıldığındaysa basit bir mantığı vardır. Biraz Derya Baykalcılık oynamaktır. Sahip olunan materyal ayrıştırılıp benzeri bir materyale dönüştürülmekten öte direkt mevcut hali kullanılır. Yani eski kot pantolonunuzu çantaya çevirmek ileri dönüşümdür. Olumsuzlanması gerekense, geri dönüşüm ihtiyaca hizmet etmekte direkt bir harekete sahip olmaktadır ama ileri dönüşüm bunu dolaylı olarak ortaya koyar. Zihinlerde somutlaştırmak adına, ileri dönüşüm ürünlerine bakıldığında genel olarak farklı bir tekstil ürününün, başka bir tekstil ürününe dönüştürülmesi hedeflenir. Elbette Susan Strasser’ın belirttiği 20. yüzyıldan günümüze kadar ulaşan, yıpranan ürünlerin çöpe atılması alışkanlığınına dokunur. Bir yandan mesele sadece çöpe atmamak olsaydı, hatrı sayılır miktarda destekçisi olan doğa dostu bir vakıf, gemi yelkenlerinden çanta ürettiğinde ürünün ücretlendirilmesinde görev alan motivasyonları da belirtirdi. Ya da yapılan ürün gerçekten kaç kişiye hizmet edebilir? Sadece doğayla uyum adına böyle bir uygulamanın gerçekleştiğini düşünmektense, sahip olunan çantanın taşıdığı anlamları düşünmek daha geçekçidir. 

Herkes yaşadığı alanın aynı amacının içinde taşıdığı anlam gibi yaşanabilir olmasını ister. Sahip olunan arzuyu gerçekleştirmek ancak neye hizmet ettiği ve nasıl ortaya konulduğu sorularını yanında barındırdığında anlamlıdır. 

Yararlanılan kaynak: https://time.com/4568234/history-origins-recycling/

Başlık görselinin kaynağı: https://www.demilked.com/ocean-tapestry-vanessa-barragao/

.

SON YAZILAR

Çevre dostu mimarinin örneği: Sürdürülebilir yaşam, Casa Cosecha de Lluvia ve yağmur suyu yönetimi

Casa Cosecha de Lluvia, dağların kalbinde sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin mükemmel bir örneğini sunuyor. Yağmur suyunu arıtan bu etkileyici yapı, çevre dostu tasarımıyla size ilham verecek! Robert...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

Sürdürülebilir mimari tasarımın yeni yıldızı: Ahşaptan ayırt edilemeyen pirinç kabuğu yapı malzemesi

ACRE, ahşap alternatifi olarak öne çıkan bir yapı malzemesidir; dayanıklılığı, suya ve çürümeye karşı direnci, estetik dokusu ve sürdürülebilirliği ile dış mekanlarda mükemmel performans sergiler. Alüminyum ve pirinç tozlarının muazzam bir sentezi olan bu malzeme, çitlerden kapılara, pervazlardan teraslara kadar geniş bir yelpazede dış mekan uygulamaları için ideal bir seçenektir. Dünya ormanlarını koruyan bu malzemeyi keşfediyoruz!

Geri dönüşümü sonsuza dek değiştirme gücü: Lasso, akıllı evsel geri dönüşüm sistemi

Yeni nesil için geri dönüşüm yeniden tanımlanıyor. Bir zamanlar atık dediğimiz şeyin saf, değerli ve geri dönüştürülebilir plastik, cam veya metal ürünlere sıkıştırabileceğini hayal edin....
Zeynep Tok
Zeynep Tok
MSGSÜ, Sosyoloji lisans mezunu. İTÜ'de Jeoantropoloji yüksek lisansı yapmakta.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol