Adaletsizliğe, zalimliğe, despot düzene karşı başkaldıran ve yeni bir düzen kuran mitolojik kahramandır Prometheus…
Antik Yunan mitolojisinde, evrenin yaratılışında her şeyin başlangıcında Khaos vardır. Khaos’tan Gaia (Toprak) ve Eros (Aşk) doğar. Toprak ana, kendini koruyacak ve örtecek bir varlık ortaya çıkarır; Uranos (Gök). Onunla birleşerek devler ve azmanlar doğurur. Bunlar üç cinstir; Titanlar (Devler), Kyklopslar (Tepegözler), Hekatonkheirler (Yüz kollu ve elli kafalı devler). Uranos, Gaia’nın yarattığı bu yaratıklardan tiksinir, onun için her birini doğar doğmaz ana karnına tıkar. Şiştikçe şişen toprak ana sonu gelmeyen doğum sancılarından kurtulmak için bir çare arar. Babalarından öç almaları için çocuklarına ak çelikten yapılmış bir tırpan verir; fakat hiçbiri buna yanaşmaz. Ta ki son doğurduğu Kronos tırpanı alıp Uranos’un cinsellik uzvunu kesip tahta oturana kadar. Bu tarihteki ilk isyan ve ilk devrimdir.
Egemenliği Uranos’un elinden alan Kronos da tıpkı babası gibi davranır. Kronos’un karısı Rheia bu duruma üzülür ve Uranos ile Gaia’nın yardımlarıyla bir çare bulur. Oğlu Zeus doğar doğmaz onu Girit Adası’na kaçırır ve Gaia ile Uranos’a emanet eder. Kronos’a da kundaklanmış bir taşı çocuğu olarak yutturur. Günü gelince Zeus bütün kardeşlerini babasına kusturur. Akıl ve kol gücüyle Kronos’u devirip Tanrılar tahtına oturur. Bu da tarihteki ikinci isyan ve ikinci devrimdir. İkinci devrim bir akıl işidir. Kaba kuvvetten zarar gördüklerini anlayıp başlarına gelenlerden ders alan birinci kuşak Tanrıları, kendilerini deviren ikinci kuşağı alt etmek için aklın temsilcileri olarak yol göstericilerdir. Birinci devrim kaba kuvvetin kendi kendine yenilmesi, ikinci devrimse kaba kuvvetin akla yenilmesi anlamına gelir.
Zeus, Kronos ile birlikte kuşağını da devirdiği zaman, Titanlar ayaklanır. İki Tanrı kuşağı arasında yaman bir savaş başlar. Kronoslar, büyük bir savaştan sonra Titanları alt eder. Böylece Titanların egemenliği sona erer. Zeus, Tanrılar tahtına oturur ve sağlam bir düzen oluşturmak için dünya egemenliğini kardeşleri ve çocukları arasında dağıtmıştır. Bütün Tanrılar paylarına düşen alanı yönetirken Zeus’un buyruğuna da uymak zorundadırlar. Bu düzene tek başkaldıran Prometheus’tur.
Prometheus, Titanlar soyundandır ve üç kardeşi vardır: Atlas, Menoitios ve Epimetheus. Zeus, Atlas’ı dünyanın ucuna dikip gök kubbesini omuzlarına yükler, Menoitios’u yıldırımla çarparak yerin dibine kapatır, Epimetheus’un başına bir kadını (Pandora) bela eder, Prometheus’u da zincilerle kayalara bağlar ve karaciğerini kartala yedirir. Zeus’un bu dört Titana özel bir hıncı vardı, dördü de akıldan yana üstündürler ve bu üstünlükleri ile övünüp Zeus’a karşı gelmeye yeltenmişlerdir. Bu gücü başkasında görmek dinmez bir öfke doğurur içinde, Prometheus da bu öfkeyi körükler.
Prometheus, dedelerinin (Titanların) öcünü almak ve sert, amansız, insafsız bir zorba gibi dünyayı keyfine göre yöneten Zeus’un egemenliğine son vermek amacıyla, kendi gözyaşı ile yoğurduğu balçıktan insanı yarattı. Prometheus’un kurduğu düzen Tanrılar için küçük düşürücü olmuştur. Bu onur yarasından öç almak içindir ki Zeus insanlara ateşi vermez. Prometheus Tanrısal düzene karşı çıkmış sonunda Zeus’u aldatıp insanlara ateşi yani aydınlığı, uygarlığı vererek düzeni değiştirmeyi başarmıştır. Artık üçüncü isyan ve üçüncü devrim gerçekleşmiştir.
Zeus, Prometheus’u Kafkas Dağları’ında yalçın kayalıklara zincire vurmuştur. Tanrılarca görevlendirilen bir kartal, her gece yeniden oluşan Prometheus’un karaciğerini kemirmektedir. Onu Kafkas Dağları’ında bu işkenceden Zeus’un oğlu yarı Tanrı, yarı ölümlü Herakles kurtarır. Prometheus işkence hayatı boyunca hep şunu söyler: “Zeus tahtından düşmedikçe benim işkencelerimin sonu yoktur.“
Prometheus efsanesinde, insan uygarlığını bulup yaşatmak isteyen düşünce sahipleri ile bütün olanakları elinde tutan gücün sonsuz çatışması söz konusudur. Prometheus’un insana yapıcı ve yaratıcı güç olan ateşi vermesi, yani insanın kendi yaratıcı gücünü fark etmesi ve uygarlığın bir simgesi olan ateşin insanlara geçmesi, evrensel büyük bir devrimin başlangıcını da ifade eder. Prometheus’un önderliğinde insanlık, her şeyi elinde tutan güçlere direnerek, kendi uygarlığını yaratıp özgürlüğünü kazanmıştır ve kazanmaya da devam edecektir…