Periyodik çizelgedeki tüm elementlerin kökünün yıldızlardan geldiğini artık hepimiz biliyoruz. Yaklaşık 70 sene önce ortaya çıkan bu bilgi, insanlığın kendi varoluşunu anlamak için attığı en büyük adımlardan biri olarak görülmüştü ve öyle de oldu.
Paul Merrill isimli bir astronom, Mount Wilson Gözlemevi’nde teleskopla gökyüzünü incelerken oldukça enteresan bir durumla karşılaştı. Uzak bir yıldızdan gelen bir ışığa bakarken, yıldız üzerinde teknetyum elementine ait izler buldu. Ancak o dönemde var olan bilgi ve birikim bu durumu açıklayamıyordu çünkü teknetyum fizikçilerin ‘yapay’ dediği elementlerden biriydi ve bir yıldız üzerinde nasıl oluşabileceği henüz bilinmiyordu.
Merrill, bu oldukça sıradışı keşfini bir makaleye döktü ve 2 Mayıs 1952’de Science dergisine bu keşfi bildirdi. Bu oluşum ile ilgili üç fikri vardı. Bunlardan ilki yıldızlarda ağır elementlerin oluşabildiği fikriydi, ancak hala bir yıldızda nasıl ya da ‘kimlerce’ ağır elementler oluşabileceği anlaşılır değildi. Merrill’in yaptığı bu sıradışı gözlem, evreni anlama yolunda atacağımız en büyük adımlardan biri için kapıyı aralamış oldu.
50’li yılların başlarında evrenin oluşumuna dair en popüler düşünce ‘büyük patlamaydı, ancak bu konu hakkında çalışma yapan bilim insanlarının hiç biri elementlerin oluşumuna dair net bir cevap veremiyordu. Ancak açılan bu yol ve nükleer fizik çalışmaları sayesinde, konunun aslının öğrenilmesi uzun sürmedi. Dönemin en önemli dört nükleer astrofizikçisi, konu üzerinde birlikte çalıştı ve oldukça başarılı ilerleyen bu çalışmalar sonucunda yıldızlar ve elementlerin oluşumu süreci açığa çıkmaya başladı.
Yıldızların merkezinde meydana gelen ve çekim sebebi ile yaşanabilecek içe çökmeleri de engelleyen bir dizi nükleer reaksiyonun, hafif elementleri daha ağır olanlara bağlayacak şekilde işlediği anlaşıldı ve böylece elementlerin aslında yıldızlarda ‘doğal yollarla’ ortaya çıktığını keşfetmiş olduk. Keşfin tam olarak anlaşılması ve ortaya çıkması için 5 yıl gerekti ve 1957 senesinde ‘Elementlerin Yıldızlarda Sentezi‘ başlıklı bir makale ile ilan edildi.
Yıldızlar ve element oluşumuna dair halen birçok çalışma yapılıyor ve bilim insanları bu nükleer reaksiyonların ve element oluşumlarının, evrenimizin oluşumunda etkisi olan şey olduğunu düşünüyorlar. Bilim dünyası ve uzayı anlama yolunda atılan bu önemli adımdan bu yana birçok bilimsel ve teknolojik gelişme yaşandı ve hepsinin bir tür birikerek çoğalmanın ürünü olduğunu söyleyebiliriz. Bilim insanları da bu sayede gelecekte evrene dair daha çok şeyi bilebilmeyi umut ediyor.
Alıntı | webtekno.com | Kapak Görseli |