Gaia Dergi’nin ana kategorilerinden biri “hayvan özgürlüğü.” Bizler de bunun için elimizden geldiği kadar çabalıyoruz. Dünyada neler olup bitiyor diye her gün haber taraması yapıyoruz. Sosyal medyada da önümüze birçok paylaşım kendiliğinden düşüyor. Dünya o kadar iğrenç ki haberlerin çoğu da aynı oranda iğrençlikle yoğrulmuş. Yaptığımız işin kötü tarafı da bunlara diğer insanlardan daha fazla maruz kalmak sanırım.
Haliyle gecenin bir vakti bir haber hazırlarken dolmuşluğun etkisi ile kendimizi elimiz ayağımız boşalmış, tansiyonumuz yerlerde gezerken bulabiliyoruz.
Geçenlerde birçoğumuzun sosyal medyada izlediği bu deniz kaplumbağası videosu da benim için onlardan biri. Bunu izleyen her bir kişinin bir daha yere öylece çöp atarken ve gereksiz atık oluştururken iki kere düşünmesi gerekiyor.
Kaplumbağa araştırmacısı Nathan Robinson ve meslektaşı Chris Figgener, Kosta Rika sahillerinde çiftleşen deniz kaplumbağalarını araştırıyorlardı ve acayip bir şeyin deniz kaplumbağasının (Olive ridley sea turtle, Lepidochelys olivacea) burnun üstünde olduğunu gördüler.
Robinson, aslında ilk başta o garip şeyin deniz kaplumbağasının üstünde yaşayan bir tüp solucanı olduğunu düşündü. Dışarı çekmeye çalıştığı zaman tamamen farklı bir şey olduğunu fark etti.
Robinson’un The Dodo internet sitesine yaptığı açıklamada, “Sudan ilk çıktığında deniz kaplumbağasının zorlayıcı nefes alış verişini duyabiliyordunuz” diyor ve inlediğini, hırıltı çıkardığını da ekliyor.
Deniz kaplumbağasının burun deliğine kadar tamamen yerleşmiş plastik bir pipet büyük ihtimalle bir süredir oradaydı çünkü pipetin rengi soluk ve yıpranmıştı. İlk parça çıktıktan sonra ekip, geri kalan parçayı çıkartarak kaplumbağaya yardımcı olmak dışında başka seçeneğin olmadığının farkına vardı. Sonra sekiz dakika boyunca ekip, kaplumbağanın sinüslerinden dışarı pipeti mümkün olduğunca yavaşça ve acıtmadan çıkarmak için çabaladı.
En sonunda pipet dışarı çıkartıldı. Alanı sterilize etmek için iyot kullandılar ve gözlem için kaplumbağayı gemide tuttular. Neyse ki birkaç dakika sonra deniz kaplumbağası eve gitmek için hazır gözüküyordu. Robinson, bir yada iki dakika içinde burun kanamasının durduğunu ve hâlâ etkin bir şekilde hareket ettiği için okyanusa serbest bıraktıklarını söyledi.
Robinson’un cevaplayamadığı tek bir soru vardı: O plastik bu sulara nasıl gelmişti?
Bu video gerçekten çok tatsız fakat insan çöplerinin deniz canlıları ve yaban hayatı üzerindeki kötü etkilerini görmenizde umuyorum farkındalık sağlar.
Kaplumbağa araştırmacı olarak görev yaptığı yıllarda Robinson, birçok hayvanın, insan döküntüsü tarafından (özellikle balıkçı kancası) yaralandığını gördüğünü söylüyor.
Bu olayda da görüldüğü gibi insanın küçücük çöpü ne sonuçlar doğuruyor. Robinson’un kendi Facebook sayfasında insanlara de ilettiği gibi: Tek kullanımlık plastiklere hayır!