Eğer bir gıda hiç bozulmadan otuz gün bir rafta durabiliyorsa, belki de o gıdayı raftan asla almamalısınız.
Günümüzde marketlerde satılan gıdaların neredeyse tamamı kimyasal süreçlerden geçmiştir. Kahvaltılık gevrekler, konserve meyve ve sebzeler, cipsler, çikolata ve türevleri, salam ve sosis gibi işlenmiş etler, donmuş gıdalar, çabuk çorbalar, hazır kahveler, çabuk makarnalar ise çoğu kişinin fark etmeden neredeyse düzenli olarak tükettiği işlenmiş gıdalardan sadece birkaçı. Yapılan bir araştırma günümüzde yetişkin bir insanın tükettiği kalorilerin yüzde 60’ını işlenmiş gıdaların oluşturduğunu göstermekte.
Bu besinler hayatlarımıza öylesine girmiş ki, günün her öğününde farklı farklı kimyasallarla vücudumuzu doldurup, sağlıklı olmayı umut ediyoruz. Sonuç ise malumunuz, kronik hastalıklar, salgınlar, gittikçe zayıflayan bağışıklık, obezite, hızla artan kanser vakaları….
Eğer siz de fazla kilolardan, iç organlarınızda sıkıntıdan, gerginlikten, sürekli hasta olmaktan, cilt bozukluklarından şikayetçiyseniz belki vücudunuza hangi maddeleri aldığınıza dikkat etme vakti gelmiştir. İşlenmiş gıdaları bugün terk etmeniz için birçok nedenden birkaçını aşağıda bulabilirsiniz.
1- İşlenmiş gıdalar bağımlılık yaratır
Vücudunuz genetiğiyle oynanmış, işlenmiş ve rafine edilmiş besinleri doğal besinlerden farklı bir yöntemle sistemine dâhil eder. İşlenmiş gıdaların tüketimi, vücutta aşırı dopamin salgılanmasına neden olur. Beynin birkaç bölgesinden salgılanabilen dopamin; duygularınızı, hareketlerinizi, haz hissini ve acıyı etkileyen bir kimyasaldır. Sinapslarda dopamin birikmesi ve bunun sonucu oluşan haz, kişide o besinleri tekrar tüketme isteği yaratır. Bir süre sonra bağımlılık oluşması kaçınılmaz olacaktır. Bu döngü obeziteye ve diğer birçok sağlık sorununa yol açabilir.
2- İşlenmiş gıdalar doğadan değil laboratuvarlardan gelir
Eğer marketten aldığınız herhangi bir işlenmiş gıdanın etiketindeki içerik kısmını inceleyecek olursanız bilmediğiniz birçok isimle karşılaşacaksınız. Bunun nedeni ise içeriğin gerçek besinlerden oluşmamasıdır. İşlenmiş gıdalar genelde şunları içerir:
Koruyucular: Çürümeyi engelleyen kimyasallar
Renklendiriciler: Besine belirli bir renk vermeyi sağlayan kimyasallar
Aroma: Besine belirli bir tat veren kimyasallar
Kıvam artırıcılar: Besine belirli bir kıvam/doku veren kimyasallar
Etiketteki içerikte tüm kimyevi maddeler yazmak zorunda da değildir. Örneğin, yapay tatlandırıcı ibaresini gördüğünüzde, yaklaşık on tane daha kimyevi maddenin gıdanızda bulunduğundan emin olabilirsiniz. Bu tarz kimyasalların vücutta yarattığı tahribat hakkında sayfalarca yazı yazılabilir fakat en belirgin olarak erken yaşlanmaya, kemikte yapı bozulmalarına, organ işlev bozukluklarına ve kansere yol açtığı araştırmalar tarafından da belirtiliyor.
3 – İşlenmiş gıdalar GDO içerir
Çoğu hazır gıdanın ana maddeleri kimyasaldır. Kısırlık, iç organ hasarı, tümör, diyabet, alzheimer, hiperaktivite, sindirim sistemi problemleri ve kansere neden olduğu bilinen genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) bu gıdaların etken maddesidir. Bu gıdaların düzenli ve aşırı tüketimi kısa vadede kilo alımına, kanın asidikleşmesine ve bağırsak florasanın işlevini değiştirmesine yol açar. Uzun vadede ise iç organ tahribatına, bağışıklıklık sisteminin çökmesine ve kansere sebep olabilir.
4- İşlenmiş gıdalar zihninize zarar verir
Eğer unutkanlıktan ve konsantrasyon eksikliğinden şikâyetçiyseniz beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçirme vaktiniz gelmiş demektir. Oxford Ünversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre abur cubur tüketimi kişiyi sinirli, rahatsız ve huzursuz bir ruh haline sokuyor. Örneğin, çikolata, gofret, kola, gazoz, bisküvi gibi gıdalar vücutta kan şekerinin orantısızca yükselmesine, insülin patlamasına sebep olur. Bu yüksek miktar şekerin vücutta tamamladığı tepkimenin sonunda ise size kalan baş ağrısı, çalkantılı ruh hali ve gerginlik olur. Bu işlenmiş gıdaları organikleriyle değiştirirseniz, ruh halinizi düzeltebilir, enerjinizi artırabilir ve daha sakin hissedebilirsiniz.
5- İşlenmiş gıdalar sindirim sisteminizi mahveder
Sindirim sistemi vücudumuzdaki en önemli döngülerden biridir. Vücudun gerekli maddeleri aldığı, parçaladığı ve tüm sisteme dağıttığı bir merkez işlevini görür. İşlenmiş gıdalar doğal liflerden, enzimlerden, vitaminlerden ve diğer besleyici ögelerden mahrum oldukları için sindirim sistemini mahveder. Onlar market rafında çürümeden ve bozulmadan aylarca beklemek için tasarlanmıştır. Bu tarz yiyecekleri düzenli olarak tüketmek, vücuda yararlı bakterileri ve enzimleri öldürerek içinizdeki ekosistemin dengesini bozar ve bedeninizi birçok hastalığa karşı savunmasız bırakır.
Kaynak: Authority Nutrition, Good Living Warehouse, The Candida Diet