İnsan kaynaklı emisyonları azaltmadığımız sürece gezegenimizin ortalama sıcaklığı artmaya devam edecek. Bununla birlikte sellerin ve kuraklıkların şiddeti de gittikçe artacak. Tarlalara çeşitli tarım ürünleri yerine tek çeşit ürün ekilmesinden dolayı birçok gıdayı şimdiden kaybetmiş durumdayız. Ancak, satın alma ve beslenme alışkanlarımızı değiştirerek iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yardım edebiliriz. Bu konuda Cambridge College Üniversitesi tarafından hazırlanan “Düşük Karbon Yemekleri Programı”na göz atmakta yarar var.
Düşük karbon diyeti nedir?
Düşük karbon diyeti, aslında sera gazlarının azaltılması için yaşam tarzının değiştirilmesine yönelik bir beslenme biçimidir. Bu beslenme programı, gıdanın üretimi, paketlenmesi, işlenmesi, ulaşımı, hazırlanması ve atıklardan kaynaklanan emisyonları azaltmayı sağlar. Bu beslenme biçiminde aşağıda belirtilen gıdalar azaltılmalıdır:
• Çok fazla üretilen ve paketlenen hazır gıdalar
• Ülke ya da dünya genelinde taşınan gıdalar
• Mevsimi dışındaki gıdalar
• Genel olarak yiyecek artıkları
Düşük karbon diyeti hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istesiniz kings.cam.ac.uk linkine göz atabilirsiniz. Burada, düşük karbonlu beslenip beslenmediğinizi ölçen minik bir test de yer alıyor.
Gıda tercihleri insanlara ve gezegene yardım eder
Doğru gıdaları tercih ederek bir şekilde iklim değişikliğini azaltmaya yardım edebilirsiniz. Yalnızca gezegen için değil insan sağlığı için de önemli düşük karbon diyetini tercih etmenizde fayda var. Bu tarz bir beslenme biçiminin stratejileri şu şekildedir:
Yerel ve organik gıdaları tercih edin: Yerel ürünleri satın alarak gıdanın ulaşımından kaynaklı olan emisyonları azaltmaya yardım edebilirsiniz. Sustainable Table (Sürdürülebilirlik Sofrası)’a göre; organik çiftlikler endüstriyel çiftliklere göre akre başına 2/3 oranında daha az karbondioksit üretiyor. Sürdürülebilir tarım uygulamaları toprakta daha fazla karbon tutulmasını sağlar. Yerel çiftçilerin ürünlerinin olduğu marketlerden ya da kooperatiflerden ürünlerinizi almaya çalışın ya da halk destekli tarımı savunan topluluklara katılabilirsiniz. Türkiye’de ise kendilerini; Doğal Besin, Bilinçli Beslenme grubu, “Doğa dostu yöntemlerle üretilen sağlıklı besinlere aracısız şekilde ulaşmak isteyen ve bunun için sorumluluk alan bireylerden oluşur. Topluluk destekli üretim biçimlerini destekleyen bir katılımcı onay sistemi modelidir” şeklinde tarif eden ve Ankara’da ikamet edenlerin doğal ürünlere ulaşmasını sağlayan bir oluşum mevcuttur. Bunun yanı sıra sayıları gittikçe çoğalan ekolojik çiftliklerin ürünlerine de internet aracılığı ile ulaşmanız mümkün.
Et ve süt ürünlerini kullanmayın: Günümüzde endüstriyel et üretiminin iklim değişikliği üzerinde çok büyük bir etkisi bulunuyor. Yapılan bir araştırmaya göre; Amerikalılar ihtiyaç duydukları proteinden çok daha fazlasını tüketiyorlar. Amerika Tarım Birimi, yetişkin erkeklerin günde 56 gram ve kadınların ise 46 gram protein alınması öneriyor. Ancak; Amerikalılar bunun iki katı miktarında protein tüketiyorlar. Düşük karbonlu beslenme için vegan beslenmeyi deneyebilir, Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin hazırladığı vegan beslenme tablosunu uygulayabilirsiniz.
Daha az işlenmiş gıda yiyin: İşlenmiş gıdalar, çok sayıda katkı ve koruyucu madde içerdiklerinden sağlığımıza çok zararlıdır. Ayrıca işlenmiş oldukları için de çokça enerji tüketerek emisyona neden olmaktadır.
Vegan, az su gerektiren yemekler hazırlayın: Yüzey suyu kuruyunca yer altı sularını kaynak olarak kullanırız. Ancak; yer altından su çekmek çok daha fazla elektrik gerektirmektedir. Suyu ve enerjiyi korumak istiyorsanız daha az su ile üretilen yemekler hazırlayabilirsiniz. Bu yüzden bitkilerle yapılan yemekler gezegen ve içinde yaşayanlar için daha iyi bir seçenek olacaktır.
Ne yediğinizin ve bunları nasıl hazırladığınızın iklim değişikliğini olumsuz yönde etkilediğini unutmayın! Kendi sağlığınız ve gezenin sağlığı için düşük karbonlu beslenmeyi hayatınızın bir parçası yapın!
Kaynak: Ecowatch