Türkiye, kadın cinayetlerine engel olamıyor. İnsan diyor ki, “Bari yeterli ceza verin de caydırıcı olsun!” Ancak ne yazık ki yasalarda yer alan boşluklar ve iktidarlar ile güç-makam-mevki sahiplerinin erkek olması karar aşamasına gelindiğinde mağduru suçlu, zanlıyı masum gösteriyor.
İskenderun’da boynundan defalarca bıçakladığı eşinin kendisine “Senden koca olmaz” dediğini söyleyerek tahrik indirimi kazanan “koca”, ağırlaştırılmış müebbet ile değil 24 yıl hapis ile cezalandırıldı. Hem karısını öldürdü hem de artık yeni bir hayata yelken açmak için umudu var. Öldürdüğü kadın ise tekrar canlanmayacak.
Milliyet’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, infaz indirimi ile birlikte 16 yıl sonra, arada başka indirimler de yakalamazsa, topluma yeniden karışabilecek olan sanık Ahmet Karaca’nın işlediği cinayeti 11 aylık bebekleri de gördü. Olayın ardından bebekle birlikte evden ayrılan Karaca, çocuğu bir yakınına bıraktıktan sonra yakalanmıştı. Fatma Karaca’nın ailesine “Kızının boğazını kestim, git cesedi getir” dediği belirtilen sanık Ahmet Karaca, sadece göz korkutmaya çalıştığını ancak tahrik olduğu için işin cinayete vardığını iddia etti. Ayrıca Karaca “Ben eşimden adeta şiddet gördüm” diyerek de yargının karar mekanizmasındaki bozukluğu gözler önüne serdi.
Sanık erkek kişinin akla sığmayan ifadelerine inanarak tahrik indirimi ile sanığın cezasını düşüren yargı ise bu davranışı ilk kez yapmadığı için biz kadınları çok da şaşırtmadı. Katilin beyanını esas alan yargı, katil kadın olunca erkeğin yaşama hakkını kolluyor.
Türkiye’de 2015 yılının ilk gününden itibaren 203 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Cinayetin öznesi erkeklerin çoğu; koca, baba, kardeş, akraba idi. Çoğunluğu iyi hâl, tahrik gibi indirimler alan katil erkeklerin gerekli cezayı almamasındaki suçun erkek hakim ve savcılara yüklenmesinin nedeni ise şiddet, taciz ve tecavüzüne maruz kaldığı erkekleri öldüren kadınların aynı “indirimlerden” faydalandırılmaması. Örneğin, Nevin Yıldırım!