“Bugün de ölmedim” misali, “Bu sene de ölmedik!” demek isterdik. Lakin bu sene de LGBTİQ olarak, sırf farklılıklarımızdan (cinsel yönelimlerimiz ya da cinsiyet kimlikleri) dolayı katledildik, aşağılandık, yakıldık, tacize, tecavüze, nefrete ve ayrımcılığa maruz kaldık.
ORLANDO
“Her yerde direnişe devam Ayol!”
Bu yıl 7’ncisi düzenlenecek olan Pride (Onur) yürüyüşüne hazırlanırken Amerika’dan gelen terör eylemi ile bir kez daha sarsıldık. Orta Doğu’yu kan gölüne çeviren Daiş (ISIS) vahşeti, bu kez dünyanın öbür ucunda, Amerika’da, eşcinsel erkeklere hizmet veren barda kanlı yüzünü bir kez daha gösterdi. 50 eşcinsel erkeğin katledildiği silahlı saldırıda, 53 kişide yalandı…
*Gökkuşağını solduramayacaksınız: Orlando Katliamı
“Orlando’da öldürülen arkadaşlarımızın, sevgililerimizin katili kim?”
“En sükseli direnişlerimizden Stonewall ayaklanmaları da bir barda başlamadı mı? Önce sistem, devlet ve polis saldırmadı mı barlarımıza? Sahi önce kimdi bizi sevmeyen? Birileri namlularını üzerimize çevirmeden önce, çok önce, kimdi bizi ilk lanetleyen?”
Bugün Orlando’da öldürülen arkadaşlarımızın, sevgililerimizin sahi katili kim? Tanrı mı idi yoksa?
“Bir sürü arkadaşımız öldürüldü, bir sürü dostumuzu bu fobi denen nefret denen illet yüzünden kaybediyoruz. Birileri gelip hiç yere, yok yere katlediyor. Birileri geldi öldüresiye dövüyor. Birileri gelip lanetledi. Birileri evden kovdu. Birileri dalga geçti. Birileri işten kovdu.”
“Örgütlenmezsek öldürülürüz.”
“Stonewall’daki ayaklanmalardan beri yürüyoruz, örgütleniyoruz, sevişiyoruz!
“Bizler yürümezsek, bizler örgütlenmezsek öldürülürüz.
Eksik dersiniz öldürürsünüz!
İbne dersiniz öldürürsünüz!
Sapkın dersiniz öldürürsünüz!
Peki, bizler kimiz?”
“Bu bir yaşam mücadelesidir. Ölmek ya da kalmaktır. Yürüyüş hakkımızdır, hakkımızı istiyoruz. Ölmeden, öldürülmeden, saldırıya uğramadan, engellenmeden yürümek istiyoruz! Yürümek istiyoruz!”
“Hayatımızın her alanına gitmiş katil sistem bizi en acılı anlarımızda bile aşağılar. Orlando’da bir katliam olur ve bir yakının belki de yaralı kurtulur, onlarca LGBTİ+ yaralı vardır ve yüzlerce LGBTİ+ dost da vardır hastanelere koşan. Acil kan ihtiyacı için yoldaşına, sevgiline, arkadaşına kanını vermek istersin; ama öyle bir sistemdir ki bu hukuk-bilim-ahlak el ele sevdiğinin hayatını kurtarma hakkını alır elinden. Katille bir kere daha en acılı anında yüz yüzesindir.”
“Eşit değiliz ve daha çok yürümeliyiz!”
“Ölenleri saygıyla anıyoruz ve yakınlarına, hepimize baş sağlığı diliyoruz. Aşk, aşk hürriyet; uzak olsun nefret!”
“Her seferinde derdimizi anlatmamız yıllar sürdü. En temel haklarımız için yıllarca kah isyan ederek kah heteroseksizme uzlaşarak kah canımızdan olarak mücadele ettik. Heteroseksüellerin bin yıllık haklarının birazını kazansak bile bayram ettik. Peki neden sadece kimliğimiz yüzünden mi?”
“Direnişin ne kadar gerekli olduğuna dün Orlando şehrinde yaşanan katliamdan sonra bir kez daha tanık olduk. IŞİD çetelerinin bizim coğrafyamızda gerçekleştirdiği katliamları biliyoruz. Bu çeteye tırlarla silah taşıyanlar da katliamların sorumlusudur. Dün Ezidi, Kürt, Nusayri, Türkmen ve Hıristiyan toplumlarına yönelen saldırı bu kez dünyanın öbür ucunda LGBTİ’lere yönelmiştir. Her yerde karşı direniş içinde olmaya devam edeceğiz.”
Tarihin tekerleğinin hep ileri ve iyiye doğru döneceğine inanıyoruz ve bir gün nefretin ve ayrımcılığın biteceğini umut ediyoruz. Bunun için de toplum olarak günahlarımızla yüzleşmeliyiz. İşte 2016 Türkiyesi’nde LGBTİ bireylerin başına gelenler…
İnsan öldürmek, hele de sırf farklılıklarından dolayı öldürmek, hangi inanca, ahlaka ve demokrasiye sığar?
Bu tehdit dolu afişlerin sorumlularının bulunması için hiçbir hukuki işlem gerçekleşmedi? Çünkü onlara göre, LGBTİQ ahlaksız bireylerdi.
LGBTİQ daverler, ahlaksızca bulunmuş ve gazete bile denemeyecek bir kağıt parçasında, ilk sayfada, eşsinsel bireyleri hedef haline getirmişlerdi.
Alperen Ocakları Başkanı Mican: LGBTİ Onur Yürüyüşünü yaptırmayacağız!
Yanında bir grup Alperen Ocakları üyesi olduğu basın toplantısında konuşan Kürşat Mican, LGBTİ’lerin Taksim’de yapacakları yürüyüşün milli değerlere aykırı mahiyette olduğuna dikkat çekerek, “İsmi onur yürüyüşü olan ama aslı ahlaksızlık olan ve toplumun sinir uçlarına dokunan bu tip ahlaksızlıkların normalleştirilmesine, özendirilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Recep, Şaban ve Ramazan gibi mübarek kabul ettiğimiz ayları dillerine dolayarak komiklik yapmaya çalışanlara uyarımız, böyle fantezilerle, milletimizin hassasiyetlerini dillerine dolayarak terbiyesizliğe soyunmasınlar. Manevi değerlerimizi alaya alarak had ve hudutlarını aşanlara Ziya Paşa’nın ‘Nush ile uslanmayanı etmeli tektir tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.’ veciz beytini hatırlatırız.
Yürüyüşün tertiplenmesine sadece hoşgörü nazarıyla bakarak toplumsal yozlaşmanın ve ahlaki çöküntünün kızlarımıza, oğullarımıza alternatif harflerle yeni cinsiyetler türetilmesine mahal verilmemelidir. Bu, kimsenin özel hayatına yapılan bir tepki değildir. İyiliği emretmek kötülükten nehy etmektir” dedi.
Anlamadığı bir şey vardı Mircan’ın; Recep ile Şaban’ın aşkına kimse karışamazdı. Din dedikleri şey, her gün bizden birer can alıyor. Yaptığımız ne ahlaksızlık ne de günah… Sizin dininiz, bizim devrimimiz ve bizler sevişerek devrim yapacağız. Kanla değil aşkla…
*Eşcinsellerden nefret etmenizin nedeni sizin de eşcinsel olmanız olabilir
Ahmet Yıldız’ın katilleri hâlâ cezalandırılmadı!
Ahmet Yıldız, babası Yahya Yıldız tarafından öldürülmeden önce, ailesinden ölüm tehditleri aldığını savcılığa bildirmesine rağmen, yetkili kurumlar tarafından Ahmet için hiçbir önlem alınmamıştı. Ahmet Yıldız, 2008’de öldürüldüğünde henüz 26 yaşındaydı.
2008’den beri süren dava, halen sonuçlanmış değil. Ahmet’in hayatı, Zenne filmine konu oldu. Sanılmasın ki unutuldu, sanılmasın ki bu işin peşi bırakılacak!
İstanbul Bakırköy’de, 31 yaşındaki trans birey Buse, bıçaklanarak öldürüldü.
DHA‘nın haberine göre, Buse’yi telefonla arayan arkadaşları cevap alamadı. Buse’nin evine giden arkadaşları, kapıyı defalarca çalmalarına rağmen açan olmadı. Buse’nin hayatından endişe ederek çilingir çağrıldı. Kapı açıldığında Buse’nin cesedi bulundu. Yapılan incelemede, karın, bel ve göğüs bölgesinde 7 bıçak darbesi alan Buse’nin boynunda morluklar tespit edildi, önce bıçaklandığı daha sonra da boğulduğu anlaşıldı.
Kamera görünyülerinden, eve girerek cinayeti işlediği belirlenen V.A. aranmaya başlandı.
“Ahlaklıların” dünyasında, Buse’nin “ahlaksız” yaşamı fazla gelmişti. Bizden ve hayattan kopup gitti Buse.
2016’nın en sevindirici haberi ise Kemal Ördek’in davasından geldi
Kemal Ördek, kendisine saldırıp tecavüz edip “evini biliyoruz, nasılsa serbest kalırız, sen düşün artık” diyen tecavüzcü sapıklara karşı hukuk mücadelesini yılmadan devam ettirdi.
Kemal Ördek, Ankara’daki evinde tecavüze uğradı, gasp edilmişti. Karakoldaki bir polis memuru; “Şu Lut Kavmi de bir türlü bitmedi ya” diye tepki vermişti.
Kemal Ördek’e saldıranlar, “Biz erkek adamız memur bey, siz bizim halimizden anlarsınız, bu ibnenin lafına inanmayın” savunmaları ile serbest bırakımıştı.
2015’te yaşanan bu olayın hukuki mücadelesini Kemal Ördek, kendisine karşı tehditler ve taciz telefonları devam etmesine rağmen, yılmadan sürdürdü. Davanın sonucu ise yüz güldürdü.
Kemal Ördek’in maruz kaldığı cinsel saldırı davasında, saldırganlar hakkında nitelikli cinsel saldırı, hırsızlık, tehdit, hakaret ve kişinin hürriyetini gasp etme suçlarından ceza verilmesine karar verildi ve sanıklar toplamda 20 yıla yakın hapis cezasına çarptırıldı. Sonucu KaosGL.org’a değerlendiren Ördek, “LGBTİ aktivisti ve seks işçisi kimliklerim üzerinden değerimi küçültmeye çalıştılar ama mahkeme önyargısız davrandı.” dedi.
*Bizim büyük çaresizliğimiz: İki cinsiyetten fazlasını anlayamamak
Kuzey Kıbrıs’ta bilbordlar bir gece bile asılı durmadı.
Kuzey Kıbrıs’ta homofobik bir grup, LGBTİ farkındalık çalışması kapsamında yerleştirilen billboardlara saldırmıştı. Çünkü onlara göre bu bilbordlar ahlaksızca idi. Bir kadın (topumun dayattığı cinsiyet kimliği) başka bir kadınla, bir erkek (toplumun dayattığı cinsiyet kimliği) başka bir erkek ile sevişemezmiş.
Bu bilbordlar bir gece bile asılı durmadı…
Yüreğimizi yakan kadın: Hande Kader…
22 yaşında yakılarak öldürüldü. Kimse yine hiçbir şey yapmadı, çünkü homofobik beyinler, kendisi gibi olmayanlara saygı duymayı beceremeyecek kadar küçük ve ilkel!
*İstanbul’da transfobik nefret cinayeti: Trans kadın Hande Kader katledildi
Kaynak: KaosGL