Frankenstein’ın basımından 200 yıl sonra Shelley’nin hayatı biyografik film oluyor.
Mary Shelley (1797-1851) 18 yaşındayken hayatını değiştirecek bir rüya gördü.
1815’te “yazsız yıl”da Endonezya’daki volkanik Tambora Dağı iklimi Avrupa’ya yönlendirerek tarihte bilinen en büyük volkanik patlamayı gerçekleştirdi.
İsviçre’deki Geneva Gölü’nde tatillerde Lord Byron, Percy B. Shelley (gelecekteki eşi) ve fizikçi John Polidori ve Shelley, korku hikayeleri olan bir kitabı okuyarak güzel vakit geçiriyorlardı.
Daha sonra Byron bir iddia başlattı; her biri kendi korku hikayelerini yazıp kazananı seçeceklerdi.
Shelley rüyasını baz alarak kendi ana karakterinin ağzından yazdı.
“Rüyalarım tamamen benimdi, onları kimseye izah etmedim;
onlar huzursuzken sığınağım, özgürken en tatlı zevkimdi.”
Byron onun hikayesini “Genç bir kız için harika bir çalışma” olarak tanımladı ve Shelley bunu romana dönüştürmeye karar verdi. 2 yıl sonra 1818’de yayınlandı.
Frankenstein, ya da, Modern Prometheus döneminin atışıydı.
Bu sırada Polidori’nin hikayesi Vampir’in, Bram Stoker’ın Dracula’sını etkilediği söyleniyor.
Hayatı
Shelley, 1792’de öncü metin olan Kadın Hakları Savunusu‘nun yazarı proto-feminist düşünür Mary Wollstonecraft’ın ve anarşist filozof William Godwin’in kızıydı. Londra’nın liberal elit çevresinde büyüdü.
Ama Wollstonecraft, Mary 1 aylıkken öldü ve babasının yeni eşi onun eğitimi ile pek ilgili değildi. Bunun yerine Shelley kendi kendine öğretmenlik yaptı hem evde hem de annesinin mezarı başında kitap okuyarak.
16 yaşında, şair Percy Shelley ile tanıştı ve aşık oldular. Fakat babası onaylamadı ve Mary’i mirastan men etti, çift kaçıp Avrupa’yı gezmeye başladı.
Trajedi dolu hayatında Shelley ilk iki çocuğunun küçük yaşta ölümüne tanık oldu ve üvey kız kardeşinin intiharı onu çok üzdü. Bu kayıplardan çok geçmeden çift İsviçre’ye gitti. Bazı tahminlere göre sevdiklerini geri getirme arzusu Frankenstein’da birçok temayı etkiledi (Shelley’nin ucubenin uyanışını betimleyişi gerçeklikten çok bir dilek gibiydi: “Uyuyor,ama uyandırıldı; gözlerini açar; dikkatle bak“).
Kitabı bitirdiğinde Shelley tekrar hamileydi.
İlk kitaba göre büyük bir atış olan Frankenstein, şimdilerde tüm zamanların en popüler gotik romanlarından biri ve bir genç tarafından yazılmıştı. Dahası bilim kurgu, cefakar karakter, kaçık bilim insanı kinayesi gibi tamamen yeni bir türün kıvılcımı oldu.
Shelley’nin romanı, kadavralardan isimsiz bir ucube yaratan bir bilim insanını anlatıyor. Kibrin tehlikesine metafor olarak ucube, öldürmeye başlıyor.
Maskülen bir roman olarak ele alınması anonim basıldığında birçok insana romanı kocasının yazdığını düşündürdü. Öylesine maskülen bir roman olarak ele alındı ki anonim basıldığında (kadınların yaptığı diğer pek çok iş gibi bu da anonimdi) birçok kişi kocasının yazdığını düşündü.
Ama Shelleyler hem düzenlemede hem de birbirlerinin yazılarını öne çıkarmada çalışmalarında birbirlerine karşılıklı destek oldular ve kitabın ilk düzenlemelerinde bu yüzden Percy Shelley’nin notları bulunmuştur.
Hala bazı kişiler kitabı Percy Shelley’in yazdığına inanıyor.
Bu yanlış ithaf, romanı çevreleyen tek gaf değildi. Birçoğunun -ve birkaç pop kültür gafının- sandığının aksine kitabın adı olan Frankenstein ucubenin kendisin değil, yaratıcısı Dr. Victor Frankenstein’ın adıdır. Shelley’nin hikayesindeki ucube aslında isimsizdir.
1910’da roman, ilk korku filmlerinden biri olan Thomas Edison’s Frankenstein’ın konusu oldu ve o zamandan bu yana birçok film (Frankenstein, The Rocky Horror Picture Show, Genç Frankenstein) ve sahne uyarlamasının ilham kaynağı olmuştur.
Percy Shelley 1822’de Spezia Körfezi’nde boğuldu. Ölümünden sonra Frankenstein’ın yazarı, ölen eşinin şiirlerini derlemenin yanı sıra 4 roman yayınladı, kısa öyküler denemeler, biyografiler ve gezi yazıları yazmaya devam etti.
Ünlü düşünürlerin kızı ve devrimci bir şairin eşi olarak Mary Shelley kendi adını, resmi eğitimi olmadan duyurmayı başardı ve hala erkekler tarafından yönetilen bir türün öncüsü olmayı başardı.
Shelley 1851’de 53 yaşında beyin kanserinden öldü.
Hayfa el Mansur’un yönettiği film uyarlamasında Shelley’i Elle Fanning Percy Shelley’i Douglas Booth ve Lord Byron’ı Tom Sturridge canlandırıyor.
Fotoğraflar ve yazı kaynak: Independent