Babam Hasan Atay Anısın
10 Aralık 1815 yılında Londra’da Augusta Ada Byron ismiyle dünyaya gözlerini açan, insanoğlunun ise geç bir tarihte bir yüzyıl sonra Ada Lovelace ismiyle tanıyacağı, sayılardan sihir yapan bilim kadının hayatına daha yakından bakalım mı? Belki bu yazıyı takip ederken gözleriniz, geçmişten yol alır sihirlerini gösterir size. Hadi başlayalım..
Annesinin isteğiyle, bulunduğu zamanda alışılagelmişin dışında küçük yaştan itibaren matematik, fen bilimleri, astronomi, mantık üzerine dersler almıştır. Ders aldığı kişiler dönemin önde gelenlerinden William Frend, William Kral, ve Mary Somerville, Augustus De Morgan’dı. Aldığı eğitimler ve yeteneği sayesinde bugün hala kendisi hakkında konuşmaktayız.
1933’te eğitmenlerinden Mary Somervill’nin, Ada’yı, bilgisayarın fikir babası Cambridge Üniversitesi Matematik Profesörü Charles Babbage ile tanıştırması, bir yerde tarihe isminin düşmesine sebep olmuştur. Bir ismin, Ada’nın yüzyıllar sonra gözlerinize nasıl düştüğünü merak ettiniz mi? Hadi birlikte bakalım.
Tanışmalarından sonra Babbage Ada’yı, tasarladığı uzun hesaplamaları hatasız yapacak olan Fark Makinesi’nin çalışmalarını görmesi için davet eder. Ada, Babbage’nin makinesine hayran kalır. Öğrenme ve matematik yeteneğiyle Fark Makinesi’nin işleyişini hemen kavrar ve ikilinin sıkı dostlukları başlar. Dostlukları ilerledikçe Babbage onun matematiksel yeteneğini görür. Babbage aracılığıyla Ada, Londra Üniversitesi’nde profesör olan Augustus de Morgan ile ileri seviye matematik çalışmaya başlar.
Babbage daha karmaşık hesaplamaları işlemek için tasarlanmış analitik motor olarak bilinen başka bir cihaz için planlar oluşturmuştur. Babbage’nin ile sıkı dostluğu olan Ada Analitik Motor çalışmalarının içinde yer almış ve yakından takip etmiştir. Ada, bu makinenin çalışma prensibini anlamanın yanında, farklı neler gerçekleştirebileceği hakkında Babbage’tan farklı düşünüyordu. Babbage Ada’dan, analitik motoru hakkında İtalyan mühendis Luigi Federico Menabrea tarafından bir İsviçre dergisi için yazılan bir makaleyi İngilizceye çevirmesi istedi. Babbage daha sonra bu çeviriye kendi notlarını eklemesini istedi. Ada kendi notlarını çeviriye eklediğinde, makale 3 katı uzunluğa ulaştı. Ada notlarını A’dan G’ye alfabetik olarak ayrılmıştır. G harfine ayrılan açıklamasında, Analitik Motor makinesinin belli ve sonlu sayıda adımdan oluşan bir plan kullanarak ne şekilde Bernoulli sayılarını hesaplayabileceğini tarif ediyordu. Analitik Makine’yi kullanarak dokuma tezgahlarında kullanılan delikli kartları kullanarak Bernoulli sayı dizisini üretebilen bir algoritma yazmıştır. Bu bilgisayarda uygulanmak üzere özel olarak tasarlanmış ilk yayınlanan algoritma olarak kabul edilir ve Ada Lovelace, bu nedenle ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilir. Bununla birlikte Analitik Motorun bir dizi talimatı tekrarlaması için bir yöntem teorize etti.(Bugün bilgisayar programlarda döngü olarak karşımıza çıkan teori)
Ada’nın çalışmaları 1843’te bir İngiliz bilim dergisinde yayınlandı ve yayında yalnızca “AAL” harflerini kullandı. Çünkü yaşadığı yüzyıl, kadın olduğu için kendisine bilimle ilgilenme ayrıcalığını vermiyordu. Oysaki sayılardan sihir yapıyordu. Keşfettikleri sayesinde şu anda kendisinin hayatı yazarken, bu yazılardan başka beyinlere aktarılıyor.
Ada’nın düşünebildiği bakabildiği penceresi çok genişti. O nedenle şöyle demiştir;
“Analitik Motor’un sayıların yanında başka şeylere de etkisi olabilir. Soyut bilimsel işlemlerle açıklanabilecek ortak temel ilişkileri olan nesneler bulunabilir hatta belki de işletme notasyonunun hareketindeki ve motorun mekanizmasındaki değişimlere duyarlı olabilir. “
Daha sonraki yapmak istediği çalışma için Ada arkadaşı Woronzow Greig’e, beynin nasıl düşünce ürettiğinin ve sinirlere duygularımızı nasıl aktardığının matematiksel bir modelini yaratmayı istediğini söylemiştir. Bu söylem sizin aklınıza neyi getiriyor? Bana sorarsanız eğer kesinlikle yapay zekayı çağrıştırıyor. Tam da üzerine çok yoğun çalışılan ve gelecekte kesinlikle karışılacağımız sibernetik bir yaklaşımla modellenmiş bir Yapay Zeka, gelecekte insan zekâsına bir alternatif oluşturabilecek bir yapay zeka… Sizi de bu bilgiyle belki Ada’nın sihirbaz olduğuna inandırmışımdır.
Ada çalışmak istediği bu alanda ilerleyememiştir. Henüz 37 yaşındayken 1952 yılında rahim kanserinden ölmüştür. İsteği üzerine hiç görmediği babasının yanına gömülmüştür.
Bir bütün olarak değerlendirirsek, Ada Lovelace kadının bir birey olarak bilimin içinde yer almadığı çağdan günümüze kadar gelmiştir. Bilgisayar bir din ve bilgisayar programı da kutsal kitapsa, bu dine ait kitabı Ada indirmiştir. Ada bilgisayarın tanrılarındandır.