2020’de mizahla teselli bulduğumuz salgın günleri yaşattıklarıyla tüm insanlığı etkilerken bir yandan da bazılarımıza rutinin dışında iyi şeyler olabileceğini de gösteriyor. Günler, heybemize biraz hoşluk koymamıza neden olacak güzel şeyler de barındırıyor. Evet, güzel olduğu kadar kıymetli de şeyler. Son günlerde gerçekleşmiş kıymetli şeylerden birisi müzisyenlerden gelen yeni bir albüm: Olta.
Bir Albüm Serisi
Yazımın konusu olmasa da önce okuyan kimilerinin bildiği bir albüm serisinden bahsetmek istiyorum. Aylarca, yıllarca müzikleriyle günlerimize eşlik etmiş bir karma albümler serisidir, Salkım Söğüt. Ne çok isim bir aradadır ve içinde ne hoş parçalar vardır. Mesela ben, Kazım Koyuncu’yu ilk defa Salkım Söğüt’te Dido’suyla dinlemiştim. Enfesti. Sesi ve yorumuyla beni büyülenmişti. Umay Umay, bu şarkıyı duyduktan sonra “kalbinin acıdığını.” düşünmüş. Müzik işte çarpıyor bazen insanı. Hani bir şairimizin “bir kalbiniz vardı/ onu hatırlayınız” dediği yerden kalbimizi tüm sıcaklığıyla hatırlatıyor. Sarıp sarmalıyor, tutup kaldırıyor. Mutlandırıyor, kıpırdatıyor, coşturuyor ama sanırım en önemlisi eşlik ediyor.
Bir dönem ben ve çevremdeki pek çok insan için Salkım Söğüt hayatlarımıza eşlik eden bir albüm serisiydi. Olta bana Salkım Söğüt’ü hatırlattı. Müzik formları farklı olsa da tıpkı Salkım Söğüt gibi hayatlarımıza eşlik etmesini umuyorum. Umuyorum çünkü Olta’yı nereye attığımız çok önemli.
Umuda Atılan Olta
Aslına bakarsanız, Olta albüm serisini kıymetli kılan içinde birbirinden güzel parçaların yer alıyor/alacak olması değil. Onu böyle değerli kılan yapılış amacı. Hayatımıza eşlik eden müziğin üreticileri salgın günlerinde sahnesizlikle başlayan nice olumsuzluk yaşadı. Yaşıyor.
Kimi zaman, geçimini sağlamakta zorlanan, oldukça sıkıntılı dönemler geçiren müzik insanlarının ne yaptığını merak ettik. Bu ve benzer şeyleri düşünüp ne yapacağımızı bilemiyorduk. Peyk’den İrfan Alış’dan bir fikir, müzisyenlerin müzisyenlerle dayanışmasına yol açacak, sadece dinleyerek ve paylaşarak katkı sunabileceğimiz bir projeyi hayata geçirdi. Olta albüm serisine dönüştü. Oltanın doğuş serüvenini böyle özetlemek mümkün sanırım.
İlk albüm içinde yer alan on iki şarkıyla dinleyenle buluştu. İçinde kuracağınız gönül bağıyla defalarca dinleyeceğiniz kim bilir kaç şarkı var?
Olta serisinin diğer albümlerinin sonbaharda dinleyenle buluşmaya devam edeceğini düşünürsek kim bilir kaç şarkı hayatımıza eşlik edecek?
Bundan Sonrası
Dayanışmak dinleyene kalmış. Gelirinin tamamı ihtiyaç sahibi müzisyenlere aktarılacak olan Olta albümlerini sadece dinleyerek ve paylaşarak bir zerre de olsa dayanışmaya katılmak mümkün. Ne kadar çok dinler ve paylaşırsak, dayanışmanın o kadar büyüyeceği de bir gerçek. Demek sadece dinleyerek de olsa yapabileceğimiz bir şeyler var. Kulağa hoş geliyor değil mi? O zaman belki dinlemeye ve paylaşmaya başlamak istersiniz. Sağlıcakla kalmanız dileklerimle.