İnsanın doğadan, özellikle de içsel doğasından kopuşu ve dışsal bir gözle söylemek gerekirse “gelişim” diye adlandırılan bu hali sergisinde ele alan Nev Atelier’e kısaca bakalım.
26 Nisan’da kapılarını sanatsal ifadeyi arayanlara açan sergiyi 17 Mayıs’a kadar ziyaret etmeniz mümkün. Sergi karşılaşmaların hakkını vermek için bizleri varlıksal dikkate çağırıyor ve spiritüel yasalarla içsel gelişimimizi destekliyor.
Maddenin, egomuz karşısında aldığı form ve biçim bizleri tatminsizliğe iterken, kadim bilgelikler yardımımıza koşuyor ve insanı olması gereken merkeze getirmek için saklıdaki bilgelikleri açıyorlar. Nerede bu açılmalar ve merkezler diye sorarsak, karşılaşmalara dikkat etmemiz ve varlığımızın ihtiyacına odaklanmamız gerektiğini biliyoruz artık. Koca bir an’ın içinde karşılaştığımız her şey bizim bir sonraki an’ için yaratacağımız mekanı da oluşturuyor. Hareket unsuru ile devam eden “fikir” kendini ifade edebilmek için mekan oluşturuyor. Nev Atelier bizi insanlığın uyumlu gelişimi için “bağ” kurmaya çağırıyor, sergide birçok sanatçıyla çalışan Nev Atelier Dokuz Kehanet ile açılımlarını yapıyor.
“Dokuz Kehanet: Rastlantı”
“… Rastlantılar bize yaptığımız her şeyin altında başka şeylerin, ruhsal bir şeylerin yattığını anımsatır.”
Nev Atelier, atölyeden alternatif bir sergi mekanı yolculuğuna, açılış sergisi olan “Dokuz Kehanet: Rastlantı” ile başlıyor. Kadim bilgilerden yola çıkarak yazılan Dokuz Kehanet kitabından ismini alan serinin ilk sergisi 26 Nisan – 17 Mayıs tarihleri arasında Nev Atelier’de izlenebilecek.
İnsanın doğadan kopmasını temsil eden ikinci doğası kültür, binlerce yıldır kurgulanıyor. Bu kurgu içerisinde var oluş savaşı veren insan, yetersiz hissettikçe; paradoksal olarak doğayı tekrar üretip tüketirken tatminsizliği yükselmiş ve her defasında daha büyük bir yalnızlaşma içine düşmüştür. Bu sonsuz döngünün içine doğarız, bu döngüyü norm alarak yetişir ve yine aynı öğrenilmişlikle döngüyü devam ettiririz. Doğaya ve doğal olana sabrımızı tükettiğimizden; yıkmak ve yerine tüketilebilir olanı koymak telaşındayızdır.
James Redfield tarafından yazılmış olan Dokuz Kehanet kitabında bu döngüyü kıracak yalnızlaşmanın, her gün daha fazla kişiyi uyandıracağı, bu uyanışla birlikte doğayla barış sürecinin başlayacağı, dokuz bilgi üzerinden anlatılmaktadır.
Kitapta bahsi geçen bilgilerden ilki: “Rastlantılara dikkat et, rastlantılar bize yaptığımız her şeyin altında başka şeylerin, ruhsal bir şeylerin yattığını anımsatır.”
Sergi için bir araya gelen sanatçıların, eserlerinin ve hikayelerinin arasındaki bağ, bizi rastlantıların altında yatan bir şeyler olabileceği duygusunda birleştiriyor.
Yaşamasına ve anı biriktirmesine izin verilmeyen ağaçlar, yapılar, insanlar… her birinin birbirine acı çektirmesi ve bu bozulmayı sürdürülebilir kılmayı bir yaşam görevi edinmiş insan… en büyük zararı görmesine ve acıyı çekmesine rağmen bıkmadan her şeyi mitsel kalıplara sığdırmaya çalışan ve bu çabasıyla hep kendini biraz daha köşeye sıkıştıran insan.
Sergi katılımcıları
Resim alanında;
Serra Kuşkaya, Gamze Zorlu, Elifko, Kaan Fıçıcı, Görkem Dikel, Ece Kalabak, Hatitze Achmet, Gözde Baykara,
Seramik alanında;
Ebru Zarakolu, Nevin Çakır.
Nev Atelier’e nasıl giderim derseniz :
Rasimpaşa Mahallesi, Recaizade Sok. 70 Kadıköy/İstanbul
Atölye’nin FB linkini buradan bulabilirsiniz.