Bryan ve Jen, sabah 9 akşam 5 tuzağından ve gündelik yüklerinden kurtulmaya karar verdiklerinde macera dolu yolculukları da başlamış oldu. VW minibüs ve plansız seyahatlerle başlayan yeni hikâyeleri özgürlüğün tadını aldıkça, evlerini ve köpek dostları Karma’yı da beraberlerinde taşıdılar.
Meksika ve Orta Amerika arasında geçen bir yıllık keşfin ardından çift, 67 model VW ile kendilerini yollara adamadan önce dinlenmek ve rota çizmek için bir süreliğine yerleşmeye karar verdi. İhtiyaçları olansa pratik, küçük ve en önemlisi masrafsız bir evdi. Oregon’daki evlerinin garajını yeniden düzenleyerek yaşam alanına dönüştürdüler, evi ise belli süreliğine kiraya verdiler.
3 yılın ardından yeterli birikim ve cesaretle işlerini bırakarak bu defa dönmemek üzere yollara düştüler. Satın aldıklarında paslanmış ve kullanışsız olan yaşlı minibüsü ise dört tekerlekli bir eve dönüştürdüler: Güneş panelleri, küçük bir ocak, buzdolabı ve katlanabilir bir yatak…
Dolap kapakları ve buzdolabının dış tasarımı, geri dönüşümden elde edilen doğa dostu Kirei ile yapıldı. Çatıda ise 135W gücündeki taşınabilir güneş paneli yer alıyor, bu panel aynı zamanda koltukların altında yer alan iki adet bataryayı şarj etme görevini üstleniyor.
“Tamamen göçebe bir yaşam sürüyoruz. Neredeyse hiçbir şeye sahip olmadan dolu dolu bir hayat yaşamanın mümkün olup olmadığını deneyimleyeceğiz.”
Bryan ve Jen’in deneyimlerini ve yolculuklara dair fotoğrafları paylaştıkları bir blogları da mevcut.
Kaynak: The Plaid Zebra