19 Aralık 2015’de Hırvatistan-Slovenya sınırı boyunca çekilen tel örgülere karşı özgün bir protesto meydana geldi. Hırvatistan ve Slovenya’daki vatandaşlar da tarihsel beraberliğini vurgulamak için çitlerin üzerinden sembolik bir voleybol maçı düzenlediler.
Eylül’deki “mülteci krizi”nin başlangıcından beri yarım milyondan fazla mülteci; Yunanistan, Makedonya, Sırbistan ve Hırvatistan üzerinden Batı Avrupa’ya kadar uzanan Balkan rotasından geçtiler.
Slovenya açık sınır Şengen bölgesini korumaya alan ilk ülke oldu; fakat Kasım’da Avrupa Birliği Başkanı Donald Tusk, Şengen’in mülteci krizi sebebiyle kırılma eşiğinde olduğu konusunda uyarı yapmıştı, ülke de bunu tel örgüleri dikmek için bir mazeret olarak kullandı.
Şimdi bu tel örgü Hırvat-Sloven sınırında yaklaşık 150 kilometre boyunca uzanıyor ve 650 kilometrelik tüm uzun sınıra da dikilmesi planlanıyor.
Teller vahşi hayvanların geçişlerini de engelliyor ve sınır yakınında yaşayan insanların hayatlarını kısıtlıyor. Tarihsel süreçte Slovenya ve Hırvatistan sürekli işbirliği içinde oldular; ülkenin sınırdan uzanması ya da bir ülkede yaşanıp diğerinde çalışılması sonucu sınırdaki insanlar iki ülke tarafında da yaşıyor durumunda olabiliyorlar.
Başkaldıran vatandaşlar, saygı duyulan sporcular, öğretim görevlileri ve iki ülkenin de kamu kuruluşlarından insanlar Slovenya hükûmeti tarafından yürütülen bu fiiliyatlar karşısında öfke ve hayal kırıklıklarını göstermek için 19 Aralık’ta toplandılar. Topluluktan Natalija Grgorinic “Bu tel örgüler temel özgürlük haklarının yoksunluğunun açık bir kanıtı, korkunun sinyali ve benim değerlerim olmayan şeyler bugün burada olan insanların da değerleri arasında değil” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Halklar barış için el ele tutuştu
Tel örgülerin arkasındaki problemler göründüğünden çok daha korkunç. Bu bölge, Avrupa’nın en çok korunan orman alanlarından biri. Etrafta dolaşan vahşi hayvanlar, bu insan yapımı engellerin konseptini kavrayamıyorlar ve her gün onlarcası bu teller arasında sıkışarak ölüyor. Bu bölgede yaşayan en tehlike altındaki hayvanlardan biri vaşak; onlardan Hırvatistan’da 40, Slovenya’da 30 civarı var. Bu olaylar onların yaşadıkları bölgeleri ayırmış oldu; avcıların da onları tel örgülere sıkışmış hâlde bulmaları an meselesi.
Slovenya’da bir grup anarşist de “Yüksek sesle söyleyin, düzgünce söyleyin, mülteciler burada hoş karşılanmaktadırlar!” ve “Milletlere hayır, sınırlara hayır, sınırdışı etmeyi bırakın!” gibi sloganlarla protestolara katıldılar.
“Savaşa hayır, tel örgülere hayır” pankartları ile protesto
Slovenya hükûmetinin örgülerin dikilmesinde gösterdiği temel mazeretse mültecilerin kontrolsüzce ülkeye geçmesini engellemek. Fakat Orta Asya’dan gelen mülteciler bu rotayı hiç çizmediler, onlar organize trenler tarafından her gün Sırp-Hırvat sınırından doğruca mülteci merkezine, oradan da Batı Avrupa içinde daha ileriye aktarılmak için Hırvat-Sloven sınırına taşınıyorlar.
Vatandaşlar ise “savaşa hayır, tel örgülere hayır” yazılı pankartlar ile şehri dolanarak protestolarını sürdürmeye devam etti.
Tel örgüleri atlatmak da oldukça kolay; kişi teli yerden kaldırıp altından geçilebiliyor ya da tellerin üzerine bir battaniye sererek üzerinden kıvrılabiliyor.
Dikilen bu tel örgüler ayrışmanın bir göstergesi ve 1940’larda bırakılması gereken politikaların özendirilmesi. Slovenya hükûmetinin tel örgüleri dikmenin olumlu bir hareket olduğunu ve ortak Avrupa değerlerinin yükseltilmesi fikirlerini öne süremediği belli. Meydana gelen protestolar dışında, vatandaşlar insanları iki tarafa ayıran ve hayvanları öldüren tel örgülerin hep birlikte sökülmesi için “Teli kesiyorum” girişimine katılmaya davet ediliyor.
Kaynak: The Plaid Zebra