Ana SayfaKültür & SanatTufan Taştan: “Polisiye ve kara mizahı harmanlayıp, politik bir hikaye ele alıyoruz.”

Tufan Taştan: “Polisiye ve kara mizahı harmanlayıp, politik bir hikaye ele alıyoruz.”

-

Biraz sonra okumaya doyamayacağınız keyifli sinema sohbeti, aslında yıllar öncesinden ama anısı hala taze hayallere dayanıyor. Sevgili Tufan Taştan ile tanışmamızı hatırlıyorum, daha yeni tecrübe edinmeye başlamış bir sinema programı sunucusuyken bana Özcan Alper ile bir röportaj ayarlamıştı. Daracık bir zamanda o kadar güzel bir sohbetti ki, sonrasında Tufan Taştan ile dostluğumuz devam etti. Kimi zaman filmler üzerine konuştuk, bol bol sinema sohbeti ettik.

Gelelim 28. Ankara Film Festivali’ne… Ulusal Uzun Proje Geliştirme Desteği Yarışması’nın sonuçları açıklanıyor ve Tufan abiyle aynı masada onun heyecanlı bekleyişine şahit oluyorum. Ve ‘Sen Ben Lenin’i daha orada, destek ödülü aldığında duyuyorum. Daha orada Tufan abiye diyorum ki: “Sen bu filmi yapacaksın, biz izleyeceğiz ve ilk röportajlarından birini benimle yapacaksın!” diyorum. Ve o zaman geldi çattı, 32. Ankara Film Festivali’nde izleme şansı buldum Sen Ben Lenin’i… Şimdi ise vizyona merhaba derken, kayıp bir Lenin heykelini gardına alarak, bir sorgulama seyri yaşatıyor. Lafı daha fazla dolandırmadan, keyifli sohbetimize geçiyoruz…

“Bu dünyayla ve düzenle bir derdim vardı”

Aslında seni Ankara’da sinema, sahne ve performans sanatları alanlarında yaptığın çalışmalarla tanıyoruz. Sanatın her dalında kendini var edebilen biri olarak, özellikle yönetmenlik alanında kendini nasıl gerçekleştirebildiğini sormak istiyorum.

Kısaca şöyle özetleyebilirim. Üniversite sürecim biraz sürüncemeli oldu. Fizik, Uzay Bilimleri derken kendimi DTCF Tiyatro bölümünde sonra da Ankara İletişim’de çift ana dal yaparken buldum. On yılı aşkın bir zamandan sonra mezun oldum. Bu süreçte üniversite öncesinde de müzik ve tiyatroyla ilgileniyordum. Özellikle performans, ‘happening’ ve sokak tiyatrosu üzerine çalışmalar yapıyordum. Bu dünyayla ve düzenle bir derdim vardı, bir şekilde bu derdimi insanlarla paylaşmaya çalışıyordum. 2010 yılında ilk kısa filmim ‘Ve Jülyet’ ile sinemaya adım attım ve ondan beri de içinden çıkamadım. Sinemanın beni etkileyen en büyük büyüsü sanatın bütün disiplinlerini içerisinde kullanabilmekti. Bu yüzden hala devam eden güzel bir yolculuğa çıktım.

İlk uzun metrajlı filmin “Sen Ben Lenin” aslında gerçek bir hikayeden esinlenerek hikayesini oluşturuyor. Kayıp bir Lenin heykeli ve bu heykelin kaybıyla beraber bulunamama sorunsalı durumu var. Bir yandan sorgulama filmi de aslında, iki dedektifin iyi polis – kötü polis olayını da görüyoruz. Peki, bu hikayenin filme dönüşüm süreci nasıl oldu?

Aslında çok uzun hikaye bu sorunun cevabı. 2015 yılının Kasım ayında başlayan ve bugün son bulan bir yolculuğu var filmin. Temel hikaye dediğin gibi yarım kalmış bir gerçekten yola çıkıyor. ‘Lenin heykeli kasabanın meydanına dikilseydi ne olurdu?’ sorusu üzerinden harekete geçiyor. Heykel gelmiş, tanınmış, dikilmiş ve çalınmış olduğu kabulüyle hareket edip heykeli kimin çaldığı sorusuna odaklanıyor. Kurmacanın kurmacası aslında. Bunu yaparken de polisiye ve kara mizahı harmanlayıp politik bir hikayeyi ele alıyor.

“Biraz gerçek, biraz gerçek üstü…”

Aslında zamansız bir dönemde geçen bir film izliyoruz… Bol animasyon da içeriyor özellikle pencere… Pencereye her gidişte dışarda başka bir olayın gerçekleşmesi (asılı gelinlik, kağıttan gemi, cenaze vb…) sorgulamalar esnasında binanın sallanması gibi ilginç detaylardan, post apokaliptik bir havası da var gibi, ama sanki değil gibi de… filmin bu güçlü imgelenmelerini nasıl kurdun?

Evet zamansız, direkt olarak bir yılı işaret etmiyoruz çünkü bence bazı acılar bir yıla değil, döneme ait. Meselem onlarla hesaplaşmak ve yüzleşmek olduğu için onların yaşandığı tüm dönemleri kendime zaman olarak alıyorum… Pencerelere gelince, filmde seyircinin durup düşünebileceği sessiz anlar yaratan, belli metaforlarla filmin ana omurgasını oluşturan ve hikayeye dair yapbozun parçalarının birleştirildiği yerler benim için. Dediğin gibi biraz gerçek, biraz gerçek üstü.

Belediye binasındaki sorgu odası, filmin ana mekânı aslında. Binanın başka yerleri de kullanılıyor ve final sahnesinde başka bir mekânımız var. Filmin mekân kurgusunu işlerken nasıl bir yol izledin?

Evet, filmin tamamı polislerin karakol olarak kullandıkları eski belediye binasında geçiyor ve pencereler hariç dışarı ile bağını tamamen koparıyor.  Aslında bu da hikayeye ve karakterlere odaklanmamızı sağlıyor. Ama klostrofobik olmamasına da özen gösterdik. Özellikle hikayenin sıkıştırdığı noktalarda, sorgu odasının dışına çıktık. Binanın içindeki tüm mekanları, elbette belli bağlamları gözeterek, görüyoruz: Sorgu odası, polislerin odası, ekiplerin çalışma yeri, mutfak, tuvalet vb…. Mesele, seyircinin hikâyeye konsantre olmasını sağlamaktı.   

“Barış’ın edebiyatçı kimliğiyle senaryoya katkısı çok değerliydi”

Senaryoyu beraber yazdığınız Barış Bıçakçı, “İşe Yarar Bir Şey”in senaryosunda da, Pelin Esmer ile şahane bir ortaklık ortaya koymuştu. Aynı şekilde “Sen Ben Lenin”de de şahane bir çalışma yaratmışsınız. Bu süreçte nasıl bir ikili oldunuz?

Ben, senaryoyu iki kişinin yazmasının daha geliştirici olduğunu düşünenlerdenim. Yazarken birlikte konuşmak, tartışmak, kurduğunuz dünyanın içinde kaybolmak çok güzel oluyor. Tabii mesele yazan iki kişinin uyumunda. Barış ile çok iyi anlaştığımız için, dertlerimiz ve sinemaya bakışımız yakın olduğu için çok uyumlu bir süreç geçirdik. Edebiyatçı kimliğiyle senaryoya katkısı da çok değerliydi.

Ki burada da Pelin Esmer ufak bir rolle bizi şaşırtıyor… onun dışında Özcan Alper, Emin Alper, Vuslat Saraçoğlu ve Çiğdem Vitrinel de yönetmen olmalarına rağmen oyunculuk yapıyorlar… yönetmenlere oyunculuk yaptırmak nasıl bir süreçti?

Evet, benim için çok değerli bir deneyim oldu. Hepsine ayrı ayrı saygı ve sevgi duyduğum yönetmenlerle çalışmak, onları kamera önünde görmek keyifliydi. Aslında onlar için zor olsa da anlatmak istediğimiz öyküye destek oldular, yanımızda oldular, sağ olsunlar.

“Akçakoca’da heykeli göremedik!”

Peki Akçakoca’ya gidip Lenin heykelini görmek istemişsiniz senaryoyu yazdıktan sonra… Neler yaşandı?

Maalesef hiçbir şey yaşayamadık, çünkü Belediye bize heykeli göstermedi. Çeşitli bahanelerle bizi sürekli oyaladılar. Sonradan öğrendik ki heykel bir depoda çürümeye terk edilmiş, ağaç oyma bir büst olduğu için konulduğu yerden nem kapmış, alt kısımları çürümüş… Akçakoca’da olmanın tek güzel yanı, senaryoda yazdığımız karakterlerin bir kısmının gerçek halleriyle karşılaşmak, onlarla heykelin geldiği yılı konuşmak oldu. 

Seyyal Taner film için, Edip Cansever’in “Mendilimde Kan Sesleri” şiirini şarkı olarak seslendirdi. Bu şarkının filme nasıl bir his kattığını düşünüyorsun?

Edip Cansever’in Mendilimde Kan Sesleri şiirini besteleme fikri senaryo aşamasına kadar gidiyor. Filmi yazmayı bitirdikten sonra aklımızın bir köşesinde hep dolaşan bir fikirdi. Barış Diri çok güzel bir beste yaptı bize sağ olsun, Seyyal Taner de muhteşem yorumuyla can kattı şarkıya. Seyyal Taner’in yaşanmışlık ve hatıralarla dolu sesi, filmdeki o ‘tanıdık olma’ duygusundan hiç çıkmadan salondan ayrılmamızı mümkün kılıyor bence.

“Muhteşem bir ekip yarattığımızı düşünüyorum”

Filmin bol yıldız kadrosu da gerçekten şahane iş çıkartıyorlar, hepsine hayran kaldım, özellikle Binnur kaya ve Mustafa Kırantepe şahane bir ikili olmuşlar. Salih Kalyon muhteşem bir oyunculuk sergilemiş. Nazlı bulum süper… iyi bir oyuncu-yönetmen ilişkisi görüyoruz. Özellikle başrol oyuncularımız Barış Falay ve Saygın Soysal ile, bu iki garip dedektifi oynamaları konusunda nasıl bir süreç ilerlettiniz? Cast oluşumu nasıl yapıldı?

Aslına bakarsanız senaryo aşamasında başlamıştı cast oluşumu. Biz Barış ile birlikte karakterleri yazarken kimi isimleri hayal ediyoruz, yazdığımız karakteri üç boyutlu bir bedende hayal edip konuşturuyoruz. Bu nedenle aklımızda kimi isimler hep vardı. Setin günü belli olduğunda elbette programı uyanlar oldu, uymayanlar oldu ama sonuçta muhteşem bir ekip yarattığımızı düşünüyorum. Sette böyle yetenekli oyuncularla çalışmak güzel bir deneyimdi. Gerçekten çok keyif aldık çekerken. Barış Falay ve Saygın Soysal ile çalışmak ise müthişti, onlarla birlikte birbirinden değerli oyuncuları setimizde ağırlamak, oyunlar kurmak, oyunlar almak paha biçilmezdi.

Çekim sürecinde neler yaşadınız, ilginç bir olay oldu mu?

O kadar hızlı geçti ki ilginç bir olaya hiç zaman olmadı.

Yeni projeler için çalışmalara başladın mı? Neler yapmayı hedefliyorsun?

Başladık. Barış ile birlikte ikinci uzun metrajın senaryosunu bitirmek üzereyiz. Gerisi hayat…

\n

Biraz sonra okumaya doyamayaca\u011f\u0131n\u0131z keyifli sinema sohbeti, asl\u0131nda y\u0131llar \u00f6ncesinden ama an\u0131s\u0131 hala taze hayallere dayan\u0131yor. Sevgili Tufan Ta\u015ftan ile tan\u0131\u015fmam\u0131z\u0131 hat\u0131rl\u0131yorum, daha yeni tecr\u00fcbe edinmeye ba\u015flam\u0131\u015f bir sinema program\u0131 sunucusuyken bana \u00d6zcan Alper ile bir r\u00f6portaj ayarlam\u0131\u015ft\u0131. Darac\u0131k bir zamanda o kadar g\u00fczel bir sohbetti ki, sonras\u0131nda Tufan Ta\u015ftan ile dostlu\u011fumuz devam etti. Kimi zaman filmler \u00fczerine konu\u015ftuk, bol bol sinema sohbeti ettik.<\/p>\n\n\n\n

Gelelim 28. Ankara Film Festivali\u2019ne\u2026 Ulusal Uzun Proje Geli\u015ftirme Deste\u011fi Yar\u0131\u015fmas\u0131\u2019n\u0131n sonu\u00e7lar\u0131 a\u00e7\u0131klan\u0131yor ve Tufan abiyle ayn\u0131 masada onun heyecanl\u0131 bekleyi\u015fine \u015fahit oluyorum. Ve \u2018Sen Ben Lenin\u2019i daha orada, destek \u00f6d\u00fcl\u00fc ald\u0131\u011f\u0131nda duyuyorum. Daha orada Tufan abiye diyorum ki: \u201cSen bu filmi yapacaks\u0131n, biz izleyece\u011fiz ve ilk r\u00f6portajlar\u0131ndan birini benimle yapacaks\u0131n!\u201d <\/em>diyorum. Ve o zaman geldi \u00e7att\u0131, 32. Ankara Film Festivali\u2019nde izleme \u015fans\u0131 buldum Sen Ben Lenin\u2019i\u2026 \u015eimdi ise vizyona merhaba derken, kay\u0131p bir Lenin heykelini gard\u0131na alarak, bir sorgulama seyri ya\u015fat\u0131yor. Laf\u0131 daha fazla doland\u0131rmadan, keyifli sohbetimize ge\u00e7iyoruz...<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

\u201cBu d\u00fcnyayla ve d\u00fczenle bir derdim vard\u0131\u201d<\/em><\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Asl\u0131nda seni Ankara\u2019da sinema, sahne ve performans sanatlar\u0131 alanlar\u0131nda yapt\u0131\u011f\u0131n \u00e7al\u0131\u015fmalarla tan\u0131yoruz. Sanat\u0131n her dal\u0131nda kendini var edebilen biri olarak, \u00f6zellikle y\u00f6netmenlik alan\u0131nda kendini nas\u0131l ger\u00e7ekle\u015ftirebildi\u011fini sormak istiyorum.<\/strong><\/p>\n\n\n\n

K\u0131saca \u015f\u00f6yle \u00f6zetleyebilirim. \u00dcniversite s\u00fcrecim biraz s\u00fcr\u00fcncemeli oldu. Fizik, Uzay Bilimleri derken kendimi DTCF Tiyatro b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde sonra da Ankara \u0130leti\u015fim\u2019de \u00e7ift ana dal yaparken buldum. On y\u0131l\u0131 a\u015fk\u0131n bir zamandan sonra mezun oldum. Bu s\u00fcre\u00e7te \u00fcniversite \u00f6ncesinde de m\u00fczik ve tiyatroyla ilgileniyordum. \u00d6zellikle performans, \u2018happening\u2019 ve sokak tiyatrosu \u00fczerine \u00e7al\u0131\u015fmalar yap\u0131yordum. Bu d\u00fcnyayla ve d\u00fczenle bir derdim vard\u0131, bir \u015fekilde bu derdimi insanlarla payla\u015fmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yordum. 2010 y\u0131l\u0131nda ilk k\u0131sa filmim \u2018Ve J\u00fclyet\u2019 ile sinemaya ad\u0131m att\u0131m ve ondan beri de i\u00e7inden \u00e7\u0131kamad\u0131m. Sineman\u0131n beni etkileyen en b\u00fcy\u00fck b\u00fcy\u00fcs\u00fc sanat\u0131n b\u00fct\u00fcn disiplinlerini i\u00e7erisinde kullanabilmekti. Bu y\u00fczden hala devam eden g\u00fczel bir yolculu\u011fa \u00e7\u0131kt\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

\u0130lk uzun metrajl\u0131 filmin \u201cSen Ben Lenin\u201d asl\u0131nda ger\u00e7ek bir hikayeden esinlenerek hikayesini olu\u015fturuyor. Kay\u0131p bir Lenin heykeli ve bu heykelin kayb\u0131yla beraber bulunamama sorunsal\u0131 durumu var. Bir yandan sorgulama filmi de asl\u0131nda, iki dedektifin iyi polis \u2013 k\u00f6t\u00fc polis olay\u0131n\u0131 da g\u00f6r\u00fcyoruz. Peki, bu hikayenin filme d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm s\u00fcreci nas\u0131l oldu?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Asl\u0131nda \u00e7ok uzun hikaye bu sorunun cevab\u0131. 2015 y\u0131l\u0131n\u0131n Kas\u0131m ay\u0131nda ba\u015flayan ve bug\u00fcn son bulan bir yolculu\u011fu var filmin. Temel hikaye dedi\u011fin gibi yar\u0131m kalm\u0131\u015f bir ger\u00e7ekten yola \u00e7\u0131k\u0131yor. \u2018Lenin heykeli kasaban\u0131n meydan\u0131na dikilseydi ne olurdu?\u2019 sorusu \u00fczerinden harekete ge\u00e7iyor. Heykel gelmi\u015f, tan\u0131nm\u0131\u015f, dikilmi\u015f ve \u00e7al\u0131nm\u0131\u015f oldu\u011fu kabul\u00fcyle hareket edip heykeli kimin \u00e7ald\u0131\u011f\u0131 sorusuna odaklan\u0131yor. Kurmacan\u0131n kurmacas\u0131 asl\u0131nda. Bunu yaparken de polisiye ve kara mizah\u0131 harmanlay\u0131p politik bir hikayeyi ele al\u0131yor.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

\u201cBiraz ger\u00e7ek, biraz ger\u00e7ek \u00fcst\u00fc\u2026\u201d<\/em><\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Asl\u0131nda zamans\u0131z bir d\u00f6nemde ge\u00e7en bir film izliyoruz\u2026 Bol animasyon da i\u00e7eriyor \u00f6zellikle pencere\u2026 Pencereye her gidi\u015fte d\u0131\u015farda ba\u015fka bir olay\u0131n ger\u00e7ekle\u015fmesi (as\u0131l\u0131 gelinlik, ka\u011f\u0131ttan gemi, cenaze vb\u2026) sorgulamalar esnas\u0131nda binan\u0131n sallanmas\u0131 gibi ilgin\u00e7 detaylardan, post apokaliptik bir havas\u0131 da var gibi, ama sanki de\u011fil gibi de\u2026 filmin bu g\u00fc\u00e7l\u00fc imgelenmelerini nas\u0131l kurdun?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Evet zamans\u0131z, direkt olarak bir y\u0131l\u0131 i\u015faret etmiyoruz \u00e7\u00fcnk\u00fc bence baz\u0131 ac\u0131lar bir y\u0131la de\u011fil, d\u00f6neme ait. Meselem onlarla hesapla\u015fmak ve y\u00fczle\u015fmek oldu\u011fu i\u00e7in onlar\u0131n ya\u015fand\u0131\u011f\u0131 t\u00fcm d\u00f6nemleri kendime zaman olarak al\u0131yorum... Pencerelere gelince, filmde seyircinin durup d\u00fc\u015f\u00fcnebilece\u011fi sessiz anlar yaratan, belli metaforlarla filmin ana omurgas\u0131n\u0131 olu\u015fturan ve hikayeye dair yapbozun par\u00e7alar\u0131n\u0131n birle\u015ftirildi\u011fi yerler benim i\u00e7in. Dedi\u011fin gibi biraz ger\u00e7ek, biraz ger\u00e7ek \u00fcst\u00fc.<\/p>\n\n\n\n

Belediye binas\u0131ndaki sorgu odas\u0131, filmin ana mek\u00e2n\u0131 asl\u0131nda. Binan\u0131n ba\u015fka yerleri de kullan\u0131l\u0131yor ve final sahnesinde ba\u015fka bir mek\u00e2n\u0131m\u0131z var. Filmin mek\u00e2n kurgusunu i\u015flerken nas\u0131l bir yol izledin?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Evet, filmin tamam\u0131 polislerin karakol olarak kulland\u0131klar\u0131 eski belediye binas\u0131nda ge\u00e7iyor ve pencereler hari\u00e7 d\u0131\u015far\u0131 ile ba\u011f\u0131n\u0131 tamamen kopar\u0131yor.  Asl\u0131nda bu da hikayeye ve karakterlere odaklanmam\u0131z\u0131 sa\u011fl\u0131yor. Ama klostrofobik olmamas\u0131na da \u00f6zen g\u00f6sterdik. \u00d6zellikle hikayenin s\u0131k\u0131\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131 noktalarda, sorgu odas\u0131n\u0131n d\u0131\u015f\u0131na \u00e7\u0131kt\u0131k. Binan\u0131n i\u00e7indeki t\u00fcm mekanlar\u0131, elbette belli ba\u011flamlar\u0131 g\u00f6zeterek, g\u00f6r\u00fcyoruz: Sorgu odas\u0131, polislerin odas\u0131, ekiplerin \u00e7al\u0131\u015fma yeri, mutfak, tuvalet vb\u2026. Mesele, seyircinin hik\u00e2yeye konsantre olmas\u0131n\u0131 sa\u011flamakt\u0131.   <\/p>\n\n\n\n

\u201cBar\u0131\u015f\u2019\u0131n edebiyat\u00e7\u0131 kimli\u011fiyle senaryoya katk\u0131s\u0131 \u00e7ok de\u011ferliydi\u201d<\/em><\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Senaryoyu beraber yazd\u0131\u011f\u0131n\u0131z Bar\u0131\u015f B\u0131\u00e7ak\u00e7\u0131, \u201c\u0130\u015fe Yarar Bir \u015eey\u201din senaryosunda da, Pelin Esmer ile \u015fahane bir ortakl\u0131k ortaya koymu\u015ftu. Ayn\u0131 \u015fekilde \u201cSen Ben Lenin\u201dde de \u015fahane bir \u00e7al\u0131\u015fma yaratm\u0131\u015fs\u0131n\u0131z. Bu s\u00fcre\u00e7te nas\u0131l bir ikili oldunuz?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Ben, senaryoyu iki ki\u015finin yazmas\u0131n\u0131n daha geli\u015ftirici oldu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcnenlerdenim. Yazarken birlikte konu\u015fmak, tart\u0131\u015fmak, kurdu\u011funuz d\u00fcnyan\u0131n i\u00e7inde kaybolmak \u00e7ok g\u00fczel oluyor. Tabii mesele yazan iki ki\u015finin uyumunda. Bar\u0131\u015f ile \u00e7ok iyi anla\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131z i\u00e7in, dertlerimiz ve sinemaya bak\u0131\u015f\u0131m\u0131z yak\u0131n oldu\u011fu i\u00e7in \u00e7ok uyumlu bir s\u00fcre\u00e7 ge\u00e7irdik. Edebiyat\u00e7\u0131 kimli\u011fiyle senaryoya katk\u0131s\u0131 da \u00e7ok de\u011ferliydi.<\/p>\n\n\n\n

Ki burada da Pelin Esmer ufak bir rolle bizi \u015fa\u015f\u0131rt\u0131yor\u2026 onun d\u0131\u015f\u0131nda \u00d6zcan Alper, Emin Alper, Vuslat Sara\u00e7o\u011flu ve \u00c7i\u011fdem Vitrinel de y\u00f6netmen olmalar\u0131na ra\u011fmen oyunculuk yap\u0131yorlar\u2026 y\u00f6netmenlere oyunculuk yapt\u0131rmak nas\u0131l bir s\u00fcre\u00e7ti?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Evet, benim i\u00e7in \u00e7ok de\u011ferli bir deneyim oldu. Hepsine ayr\u0131 ayr\u0131 sayg\u0131 ve sevgi duydu\u011fum y\u00f6netmenlerle \u00e7al\u0131\u015fmak, onlar\u0131 kamera \u00f6n\u00fcnde g\u00f6rmek keyifliydi. Asl\u0131nda onlar i\u00e7in zor olsa da anlatmak istedi\u011fimiz \u00f6yk\u00fcye destek oldular, yan\u0131m\u0131zda oldular, sa\u011f olsunlar.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

\u201cAk\u00e7akoca\u2019da heykeli g\u00f6remedik!\u201d<\/em><\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Peki Ak\u00e7akoca\u2019ya gidip Lenin heykelini g\u00f6rmek istemi\u015fsiniz senaryoyu yazd\u0131ktan sonra\u2026 Neler ya\u015fand\u0131?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Maalesef hi\u00e7bir \u015fey ya\u015fayamad\u0131k, \u00e7\u00fcnk\u00fc Belediye bize heykeli g\u00f6stermedi. \u00c7e\u015fitli bahanelerle bizi s\u00fcrekli oyalad\u0131lar. Sonradan \u00f6\u011frendik ki heykel bir depoda \u00e7\u00fcr\u00fcmeye terk edilmi\u015f, a\u011fa\u00e7 oyma bir b\u00fcst oldu\u011fu i\u00e7in konuldu\u011fu yerden nem kapm\u0131\u015f, alt k\u0131s\u0131mlar\u0131 \u00e7\u00fcr\u00fcm\u00fc\u015f... Ak\u00e7akoca\u2019da olman\u0131n tek g\u00fczel yan\u0131, senaryoda yazd\u0131\u011f\u0131m\u0131z karakterlerin bir k\u0131sm\u0131n\u0131n ger\u00e7ek halleriyle kar\u015f\u0131la\u015fmak, onlarla heykelin geldi\u011fi y\u0131l\u0131 konu\u015fmak oldu. <\/p>\n\n\n\n

Seyyal Taner film i\u00e7in, Edip Cansever\u2019in \u201cMendilimde Kan Sesleri\u201d \u015fiirini \u015fark\u0131 olarak seslendirdi. Bu \u015fark\u0131n\u0131n filme nas\u0131l bir his katt\u0131\u011f\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorsun?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Edip Cansever\u2019in Mendilimde Kan Sesleri \u015fiirini besteleme fikri senaryo a\u015famas\u0131na kadar gidiyor. Filmi yazmay\u0131 bitirdikten sonra akl\u0131m\u0131z\u0131n bir k\u00f6\u015fesinde hep dola\u015fan bir fikirdi. Bar\u0131\u015f Diri \u00e7ok g\u00fczel bir beste yapt\u0131 bize sa\u011f olsun, Seyyal Taner de muhte\u015fem yorumuyla can katt\u0131 \u015fark\u0131ya. Seyyal Taner\u2019in ya\u015fanm\u0131\u015fl\u0131k ve hat\u0131ralarla dolu sesi, filmdeki o \u2018tan\u0131d\u0131k olma\u2019 duygusundan hi\u00e7 \u00e7\u0131kmadan salondan ayr\u0131lmam\u0131z\u0131 m\u00fcmk\u00fcn k\u0131l\u0131yor bence.<\/p>\n\n\n\n

\"\"<\/figure>\n\n\n\n

\u201cMuhte\u015fem bir ekip yaratt\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum\u201d<\/em><\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Filmin bol y\u0131ld\u0131z kadrosu da ger\u00e7ekten \u015fahane i\u015f \u00e7\u0131kart\u0131yorlar, hepsine hayran kald\u0131m, \u00f6zellikle Binnur kaya ve Mustafa K\u0131rantepe \u015fahane bir ikili olmu\u015flar. Salih Kalyon muhte\u015fem bir oyunculuk sergilemi\u015f. Nazl\u0131 bulum s\u00fcper\u2026 iyi bir oyuncu-y\u00f6netmen ili\u015fkisi g\u00f6r\u00fcyoruz. \u00d6zellikle ba\u015frol oyuncular\u0131m\u0131z Bar\u0131\u015f Falay ve Sayg\u0131n Soysal ile, bu iki garip dedektifi oynamalar\u0131 konusunda nas\u0131l bir s\u00fcre\u00e7 ilerlettiniz? Cast olu\u015fumu nas\u0131l yap\u0131ld\u0131?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Asl\u0131na bakarsan\u0131z senaryo a\u015famas\u0131nda ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131 cast olu\u015fumu. Biz Bar\u0131\u015f ile birlikte karakterleri yazarken kimi isimleri hayal ediyoruz, yazd\u0131\u011f\u0131m\u0131z karakteri \u00fc\u00e7 boyutlu bir bedende hayal edip konu\u015fturuyoruz. Bu nedenle akl\u0131m\u0131zda kimi isimler hep vard\u0131. Setin g\u00fcn\u00fc belli oldu\u011funda elbette program\u0131 uyanlar oldu, uymayanlar oldu ama sonu\u00e7ta muhte\u015fem bir ekip yaratt\u0131\u011f\u0131m\u0131z\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Sette b\u00f6yle yetenekli oyuncularla \u00e7al\u0131\u015fmak g\u00fczel bir deneyimdi. Ger\u00e7ekten \u00e7ok keyif ald\u0131k \u00e7ekerken. Bar\u0131\u015f Falay ve Sayg\u0131n Soysal ile \u00e7al\u0131\u015fmak ise m\u00fcthi\u015fti, onlarla birlikte birbirinden de\u011ferli oyuncular\u0131 setimizde a\u011f\u0131rlamak, oyunlar kurmak, oyunlar almak paha bi\u00e7ilmezdi.<\/p>\n\n\n\n

\u00c7ekim s\u00fcrecinde neler ya\u015fad\u0131n\u0131z, ilgin\u00e7 bir olay oldu mu?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

O kadar h\u0131zl\u0131 ge\u00e7ti ki ilgin\u00e7 bir olaya hi\u00e7 zaman olmad\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Yeni projeler i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015fmalara ba\u015flad\u0131n m\u0131? Neler yapmay\u0131 hedefliyorsun?<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Ba\u015flad\u0131k. Bar\u0131\u015f ile birlikte ikinci uzun metraj\u0131n senaryosunu bitirmek \u00fczereyiz. Gerisi hayat\u2026<\/p>\n\n\n\n

\nhttps:\/\/www.youtube.com\/watch?v=2aBQgGaF_wA\n<\/div><\/figure>\n","post_title":"Tufan Ta\u015ftan: \u201cPolisiye ve kara mizah\u0131 harmanlay\u0131p, politik bir hikaye ele al\u0131yoruz.\u201d","post_excerpt":"Festivallerin ard\u0131ndan vizyona giren \"Sen Ben Lenin\" filmine dair Deniz Ali Tatar, y\u00f6netmen Tufan Ta\u015ftan ile keyifli bir r\u00f6portaj ger\u00e7ekle\u015ftirdi. Filmin yar\u0131m kalm\u0131\u015f bir ger\u00e7ekten yola \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlatan Ta\u015ftan, \u2018Lenin heykeli kasaban\u0131n meydan\u0131na dikilseydi ne olurdu?\u2019 sorusuyla filmin hareketlendi\u011fini aktar\u0131yor...","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"tufan-tastan-polisiye-ve-kara-mizahi-harmanlayip-politik-bir-hikaye-ele-aliyoruz","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2021-11-29 11:29:32","post_modified_gmt":"2021-11-29 08:29:32","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=118043","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":118043}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "904"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "226"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

Deniz Ali Tatar
Deniz Ali Tatarhttps://www.youtube.com/channel/UClHTrBzgdhbCKCM5L0zI4jQ
Lise yıllarında başlayan sinema tutkum, üniversitede Radyo, Televizyon ve Sinema okumamla devam etti. Okul döneminde de kısa film, belgesel ve klip çalışmaları gerçekleştirdim. Yapımcılığını ve sunduğum "6. SEANS" adlı sinema programım, 3 sezon boyunca Tv6 kanalında yayınlandıktan sonra, 2 yıl YouTube kanalımda devam etti. Programda yönetmen ve oyuncularla röportajlar yaparken film festivallerini, galaları ve çeşitli kültür sanat etkinliklerini takip ettim. YouTube kanalımda Bir DALİ Muhabbet ve On Matinesi adlı programlarımla çalışmalarım devam etmekte. Gaia Dergi'de; Ankara'daki kültür-sanat etkinliklerini takip ediyorum. Aynı zamanda vizyona giren filmleri ve film festivallerini haberleştirip takip ediyorum / iletişim: tatar.deniz.ali@gmail.com

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol