Türkiye, ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü haklarını güvence altına alan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (UMSHS) ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) taraftır fakat günümüz Türkiye’sinde, herkesin kolayca tutuklanabildiği, insan haklarının belli olmasına ve cezaların yazılı olmasına rağmen bunların hiç önemsenmediği bir ortam oluşturuldu.
Sokakta yürürken çekilen bir fotoğraf, sosyal medyada hükûmetin hoşuna gitmeyen bir yazı ya da görsel paylaşımı insanların kolayca gözaltına alınabilmesine yol açıyor. Yaratılan korku politikası insanların düşüncelerini savunamadığı bir ortam oluşturdu çünkü istenilmeyen bir düşüncenin kişinin sadece kendisine değil ailesine de zarar verdiğini görür olduk. Hükûmet ile eşdeğer düşüncelere sahip olmamak başımıza bir şey gelme olasılığını artırır oldu.
Toplumda yaratılan bu kargaşadan özellikle gazeteciler nasibini aldı. Yaptıkları yorumların beğenilmemesi ya da yaptıkları haberlerin rahatsızlık vermesi, onların, süregelen bir döngü içerisinde, gözaltına alınmalarına ve tutuklanmalarına sebebiyet veriyor.
Geçici olarak kapatılan Özgür Gündem gazetesinin tutuklu Yayın Danışma Kurulu üyesi sosyolog Necmiye Alpay, Uluslararası Pen Yazarlar Birliği’ne mektup yazdı.
Necmiye Alpay 31 Ağustos 2016 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Kendisi tutuklanmasıyla ilgili tek üye olduğu örgütün Barış Vakfı olduğunu belirtti.
Uluslararası Pen ve İngiliz Pen’e hapishaneden yazdığı mektup şöyledir:
“Yıllar önce, bazı yazar arkadaşlarım, Özgür Gündem gazetesinin bir köşesinde yer alacak sembolik bir Danışma Kurulu’na ismimi eklemeyi önerince, bu gazetenin ifade özgürlüğünü desteklemek amacıyla bu öneriyi kabul ettim. Özgür Gündem’in ifade özgürlüğüne gerçekten de ihtiyacı vardı; uzun bir süre soruşturmaların, yasaklamaların ve hatta bombalı saldırıların hedefi olmuştu. O anda, ismimi verdiğim için tutuklanabileceğim ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti.
Yıllar geçti ve önce önde gelen yazarlarımızdan Aslı Erdoğan, sonra da 1 Eylül’de ben terör örgütü üyesi olma suçlamasıyla gözaltına alındık ve tutuklandık. Özgür Gündem’in son sayfasında yer alan isimlerimiz bu suçlamalar için yegâne delildi. Burada herhangi bir kanuni karardan söz etmek mümkün değil. Savcılık bu gazetenin PKK’nin yayın organı olduğunu ve Danışma Kurulu’nda listelenen biz altı kişinin de bu örgütün parçası olduğumuzu iddia etti. Mantık budur! Gerçekte, bu altı kişiden bazıları birbirini görmüş bile değildi, ayrıca Kurul bir toplantı düzenlemiş de değildi; zaten amaç da bu değildi. Tıpkı, yazılarında insan hakları ihlallerine işaret eden önde gelen yazarlardan Aslı Erdoğan gibi, bütün bunları ben de savcılığa açıkladım. Aslı Erdoğan’ın kitapları şimdiye kadar 24 dilde yayımlandı. Benim üye olduğum tek örgütse Barış Vakfı’dır, benim çabam Kürt sorunun barışçıl çözümüne katkı sağlamaya yöneliktir.
Biliyorum ki, barışçıl bir ülke kurmanın ya da terörle mücadele etmenin yolu herkes hakkında soruşturma açmaktan geçmiyor. Bütün sorumluları ve hükümeti, bu şiddet ve baskı politikasını sona erdirmeye, yazarları ve barış aktivistlerini serbest bırakmaya, eleştiri hakkını tanımaya, Kürt hareketinin görüşmeye hazır olduklarını ifade eden temsilcileriyle diyaloğu ve görüşmeleri başlatmaya çağırıyorum. Barış aktivistlerini ve yazarları hapse atmak ülkemizde yeni bir durum değil. Şu da ilginçtir ki, bugün hapishanelerde her zamankinden daha fazla kadın yazar ve barış aktivisti bulunmaktadır. Ve bu defa, bölgenin sorunları düşünülürse, kendimizi bir iç savaşla karşıya karşıya bulma ve ülkemizin parçalanması riskiyle karşı karşıyayız. Yalnızca barışçıl politikalar bunu engelleyebilir.
İlginiz için teşekkür ederim.
Gazetecilik bir suç değildir.”
Sonrasında İsviçre’nin Almanca Pen Merkezi (DSZP) Necmiye Alpay ile dayanışmak amacıyla Alpay’ı onur üyesi seçti.
İsviçre’nin Almanca Pen Merkezi (DSZP) Necmiye Alpay’ı onur üyesi seçmesiyle ilgili yazılı açıklama yayınladı ve açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“DSZP, düzenli olarak yazarları okumalara ve tartışma programlarına davet etmektedir. Merkez, 2013 yılında yazarların durumunu yerinde gören ve anti terör yasasını protesto eden Uluslararası PEN’le birlikte hareket etmiştir.
Türk hükümeti yakın tarihli darbe girişimini bastırmak amacıyla kitlesel tutuklamalar gerçekleştirmiş ve pek çok kişinin işine son vermiştir.
Darbe girişimiyle ilgisi olmayan çok sayıda yazar ve gazeteci bugün hapishanelerde hukuki sürecin başlamasını beklemektedir. Hapiste olmalarının tek nedeni ise ifade özgürlüğünü savunmaları.
İsviçre’nin Almanca Pen Merkezi dayanışmak amacıyla yazar Necmiye Alpay’ı onur üyesi seçmiştir.
Merkez’in hapishanede bulunan Alpay’la düzenli olarak iletişim kurması, hem kendisinin hem de ailesinin bu zor zamanları daha kolay atlatmasına yardımcı olacaktır.”
Kaynak: Uluslararası Af Örgütü, T24, Vikipedi, Bianet