Hangimiz unutabiliriz ki Selvi boylum al yazmalım adlı her izlediğimizde ağlatan o filmde bizlere sevgi tarifi verişlerini? Oynadığı her filmdeki şahane bakışları, kuralları, naifliği ve o bambaşka kadınlığı! Türkan Şoray yeniden yaşanması güç günlerden birini yaşattı bizlere, elini tutup gözlerine baktık, tatlı sözlerine kulak kabarttık.
Türkan Şoray kırmadı bizi ve 27. Ankara Uluslararası Film Festivali kapsamında ziyaret ettiği Ankara’da bize güzel gözleriyle bakıp heyecandan zorlukla sorduğumuz sorularımızı yanıtladı. Sultan’a ne soracağız ki dedik, onun gözleri yeter! Tam da öyle oldu, çok güzel sohbet ettik, o konuştu biz seyrettik. Bir insan nasıl olur da bunca yıl hiç değişmez? O ne değişmez naiflik, o nasıl bir nezaket, bir de heyecanlı ki sormayın… Heyecanı yitirmemek başarısının, sultanlığının sırrı olsa gerek.
Kızı Yağmur ile kendisinin hayvanları ne kadar çok sevdiğini anlatan Sultan, doğaya dönmeyi isteyip istemediğini sorduğumuzda ise cevap vermeden önce o şahane bakışlarından bir çift yollayarak evini, bahçesinde çektiği fotoğraflarını gösterdi bize. Şahane bir manzara ve yemyeşil bir bahçe. Sultan kendine yaraşır bir yeşilliğin tam içinde yaşıyor.
Sinemacı gençlere pes etmemelerini söyleyen ve sinema camiasının yaşadığı zorluklara değinen Şoray, son filmi Uzaklarda Arama hakkındaki sorularımızı da samimi şekilde yanıtladı. Filmin senaryosunu yazmaya yıllar önce başladığını belirten Şoray hep bir aksilik çıktığını ancak bu zamana tamamlanabildiğini anlattı. Yine de aksiliklerle gelen filmin senaryosu Onur Ünlü tarafından yazılmaya başlandıysa da ne yazık başka bir yönetmen tarafından tamamlanmıştı.
AVM’lerde tekel haline dönüşen sinema sektörü hakkındaki düşüncelerini de sorduğumu Şoray, bu konu hakkında şu an için susmayı tercih ettiğini belirtti. “Biz uzun yıllar boyunca çok zor koşullar altında filmler çektik. O zamandan bu zamana pek bir şey değiştiğini zannetmiyorum. Mevcut durum hâlâ can sıkıcı” diyen Şoray, en sevdiği filmini sorduğumuzda ise pek tabii hepsinin yerinin ayrı olduğunu söyledi: “Filmlerimi Türkan olarak izlediğimde hepsiye ağlayıp, hepsiyle gülüyorum, benim için ayrı bir tat ve soluk onlar.“
Konuşmalarımızın özeti de Selvi boylum al yazmalım‘dan gelsin:
Elini tuttum, sıcacıktı; sanki yüreği elimdeymiş gibi.
Fotoğraflar: Emine Kart
Büyük heyecanla başladığımız bu keyifli sohbeti; bendeniz (Gamzegül), Adem Aykanat, Emine Kart, Levent Tanıl ve Esin Erden ile birlikte hayran hayran bitirdik.