2015’in Temmuz ayında İran ve Hindistan’a yolculuk yapmaya aniden karar veren fotoğrafçı Emrah Oprukcu, yaşanılan yerin öneminin gezdikçe ve paylaştıkça ortaya çıktığını düşünüyor.
Ortadoğu’nun ve Asya’nın içinde bulunduğu kültürün yozlaşmaması ve yaşadıkları kültürlerin kalıcılığını koruması bu yola çıkmasını sağlamış.
Oprukcu seyahati ile ilgili gözlemlerini şöyle dile getiriyor: “Yaşam onlar için ne Batılı ne de Doğulu. İki kültür arasında sıkışık kaldığımız batılılaşma, bizlere yaşam biçimi olarak gösteriliyor; fakat Hindistan’daki birçok insan ve sokak yozlaşmaya esir olmamış. Onlar için bir başka insanın kendileri hakkında ne düşündüğünün çok fazla anlamı yok.”
Alışık olduğumuz düzenin dışında yolculuk ve fotoğraf projesi gerçekleştiren Emrak Oprukcu, Hindistan’ın kuzeyinde bulunan Rajastan bölgesindeki yaşamları bir araya toparlayarak insanların hayat biçimlerini belgeledi.
Yaklaşık bir ayını Hindistan’ın essiz şehirleri arasında 8 bin km tren yolculuğu yaparak geçiren Oprukcu, kimi zaman doğanın içinde kimi zaman çölün ortasında, anları fotoğraflayarak bölgelerdeki farklı yaşam biçimlerini bizlere gösteriyor.
Emrah Oprukcu’nun diğer fotoğraflarını incelemek için tıklayınız.
Hindistan’ın Ahmedebad şehrindeki yoğun trafiğin arasındaki kadının günlük hayatı! Göz alıcı kıyafetinin etkisi…
Tren yolculuğu sırasında pencerelerin açık olması biraz serinlik veriyor ama fırtınaya yakalanmanın etkisi ile vagonların içi kumla dolsa da yemeğe devam ediliyor.
Ahmedabad’dan Rajistan bölgesine 15 saatlik tren yolculuğu sırasında yorgunluğa yenik düşmemek elde değil.
Her zaman mutlular, yolculuğun uzun olacağını bilseler de her şey gözlerinden belli oluyor.
Çölde geçen iki gecenin ardından geri dönüş yolunda verilen mola…
Pakistan sınırına yakın Jaisalmer şehrinde bir köy… Yaşam onlar için hayatımıza göre 20 yıl geriden geliyor.
Çölde verdiğimiz molada masala çayını ikram etmek için hazırlık yapan kişinin aynı zamanda şaşırmış bakışları…
Renkli elbiseleri, köydeki yaşamları ve mutlulukları inançlarına göre onlar için çok önemli.
Varanasi, dini inançlara göre Hindistan için önemli bir şehir. Ganj Nehri’nn sularının centten geldiğine inanılıyor. İnançlarına göre burada yıkanmak, temizlenmek adına büyük öneme sahip.
Ganj Nehri, çocukların eğlencesi olmuş durumda. Kutsallık onlar için şu anda eğlence gibi görünse de büyükleri bir gün onların da dinin, yaşamlarında önemli olacağını söylüyorlar.
Rishikesk, Ganj Nehri’nin Himalayalardan doğduğu bölgeye en yakın şehir. Dini inançları gereği cenneten geldiğine inanıyorlar.
Ganj Nehri’nin doğduğu yerde şehir ikiye bölünmüş, asma köprünün üstünde karşı taraftaki tapınaklara geçen insanların oluşturduğu manzara mükemmel.
Başkent Yeni Delhi’nin ağır ve yorgun sokakları arasında trafik ışıklarında dans eden çocuğun para kazanması onu mutlu etse de onun orada çalışması bizim için oldukça zor bir durum.
Kalenin içinde kadınların sohbeti diyebiliriz.
Pazardaki satıcının bedenindeki yorgunluktan da anlaşılacağı gibi sokakların, yaşamları anlattığı her halden belli.
Bir yanında Afganistan, Pakistan diğer yanında da Himalayaların çevrelediği Kashmir bölgesinde yaşam, Hindistanlıların, Pakistanlıların ve Afganistanlıların ortak yaşadığı bir yer.
Dal Gölü’nde, Himalayaların eteklerinde sikra denilen kayıklarla bahçelerine ulaşan insanlar ve gölü gezen misafirler görebilirsiniz.