“Hayatımdaki tek erkeğin sen olduğunu hissettiremedim mi sana? Sana bir kadının verebileceği her şeyi vermedim mi? Tatlım, biliyorsun hepsini yaptım ve her seferinde kendime dedim ki (Evet, elinden geleni yaptın) ama sana bir kadının ne kadar güçlü olduğunu göstereceğim. Eğer seni mutlu ediyorsa? Al, al kalbimden bir parça daha! Kopar! Kopar kalbimden bir parça daha”
Bu sözler, Janis Joplin‘in en ünlü şarkılarından biri sayılan “Piece of my heart” (Yüreğimin parçası) şarkısının ilk mısraları.
Gelmiş geçmiş en başarılı psychedelic rock ve blues şarkıcılarından Janis Joplin 19 Ocak 1943 yılında Port Arthur, Teksas, ABD’de dünyaya geldi. Kendisinden iki küçük kardeşi ile birlikte Texaco şirketinde mühendis olan babası ve bir ticaret lisesinde kayıt memuru olan annesiyle birlikte 20 yaşına kadar Port Arthur’da kaldı. Ailesinin verdiği bilgilere göre diğer iki kız kardeşine nazaran Janis, daha çok ilgi isteyen ve fazla ilgi görmediği zaman mutsuz, tatminsiz birine dönüşüyordu.
İlk kayıt 18 yaşında
Daha küçük yaşlarda Janis, ailesinin mensubu olduğu “Church of Christ” kilisesi korosunda şarkılar söylemeye başladı ve Bessie Smith, Ma Rainey, Lead Belly gibi şarkıcıların albümlerini alıp dinlemeye başladı. Daha sonra ise Billie Holiday ve Big Mama Thorntonu, hayran listesine ekleyip onları da dinlemeye başladı.
Lise yıllarında fazla kiloya sahipti ve bu kiloları yüzünden okul arkadaşları tarafından çeşitli hareketlere uğrayıp, aşağılanıyordu. Bu duruma çok üzüldüğü için onlardan kaçtığını söyleyen Janis, ilk kaydını 18 yaşında Texas’ta yaparak, şarkı söylemeye başladı.
1963 yılında Texas Üniversitesi’ne başlamasına rağmen okulu bırakıp kendini müziğe verdi. Otostopla San Fransisco’ya geldi ve çeşitli barlarda şarkı söylemeye başladı. İki yıl San Fransisco’da kalan Janis; alkol, amfematin, meskalin gibi uyuşturucularla kontrolünü iyice kaybedip bu kötü alışkanlıklarından kurtulmak için tekrar memleketi olan Texas, Port Arthur’a döndü. Lakin küçük rafineri kasabasında da yapamadı.
Ailesine yazdığı mektuplardan anlaşıldığı kadar, ailesinden ilgi ve sevgi bekliyordu ama onları kırmak istemeyen bir yanı da vardı. İntihar etmemek için elinden geleni yapan Janis, doğru insan olmak için çabaladığını mektuplarında anlatıyordu. Ailesine sitem ederek neden cevap yazmadıklarını ve ondan ümidi kesmemelerini istiyordu.
27 yıl süren yaşamı boyunca dört tane stüdyo albümü yaptı. 1968 yılında, grubun menajerliğini üstlenen Albert Grossman, Columbia Records plak şirketiyle bir anlaşma imzalamayı başardı ve aynı yıl grubun “Cheap Thrills” albümü bu şirketin etiketi ile yayınlandı. Bu albümde, “Piece of My Heart”, “Ball and Chain” ve “Turtle Blues” gibi klasikleşmiş blues şarkılarının canlı versiyonları da yer aldı. Bu albümün başarısı sayesinde sekiz hafta boyunca listelerde üst sıralarda kalmayı başaran grubun adı artık “Janis Joplin with Big Brother and the Holding Company” olarak anılmaya başladı.
Woodstock’ta beğeni topladı
Arka arkaya gelen büyük başarılar, grubun uyuşturucu ve alkolle olan bağını daha da arttırdı; sıklıkla pahalı uyuşturucularla yapılan alemler, grubun performansını ve iş ilişkilerini kötü yönde etkiledi. 1968’in sonunda, Big Brother and the Holding Company son bir performans gerçekleştirdikten sonra dağıldı.
Sonraki sene kariyerine tek başına devam etme kararı alan Joplin, 1969 yılının Haziran ayında gerçekleştirilen Woodstock festivalinde sahne alarak yeniden büyük bir beğeni toplamayı başardı. Blues’un yanında caz müziğine de her zaman ilgi duyan Joplin, aynı yıl “The Cozmic Blues Bandi” grubunu kurdu ve “I Got Them All’ Kozmic Blues Again Mama!” albümünü yayınladı.
Kazandığı başarılarla birlikte artan stresini bastırmak isteyen Joplin, eroin kullanmaya başladı. Kullandığı diğer uyuşturucuların ve alkolün miktarını gün geçtikçe arttırdı. 1969 yılının sonunda bu gidişatının doğru olmadığını fark ederek tüm bağımlılıklarına son verdi ve yeni bir başlangıç yapmak için “The Full Tilt Boogie Band” adlı grubu kurdu.
1969 yılında, “Pearl” albümün kayıtları için stüdyo çalışmalarına başladı ancak ihtiyaç duyduğu ilhamı bulmak için yeniden eroine başvurdu. 4 Ekim 1970 günü, henüz 27 yaşındayken, Los Angeles’taki Landmark Motor Hotel‘de aşırı dozda eroin yüzünden hayatını kaybetti.
Ölümünün ardından yayınlanan albümünde yer alan “Me and Bobby McGee” ve “Mercedes Benz” gibi şarkıları ile haftalarca listelerde üst sıralarda yer aldı.
Janis Joplin, yaşadığı zamanda olduğu gibi günümüzde de gelmiş geçmiş en iyi kadın blues şarkıcılarından biri olarak kabul ediliyor.