Ana SayfaYaşamİnsan HaklarıÇocuk tutukluluğuna hayır: 2 bin 435 çocuk cezaevinde

Çocuk tutukluluğuna hayır: 2 bin 435 çocuk cezaevinde

-

“Zamanın bütün yaraların ilacı olduğu büyük bir yalan. Zaman öldürülmüş bir çocuğun yaralarını iyileştiremez.”

Yaşar Kemal

Trabzon Bahçecik E Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan bir çocuk, 16 Kasım günü kendini asarak intihar etti. Gündem karmaşasında yeterince duyulmadı ama canlı girdiği cezaevinden ölü çıktı. Cezaevleri çocuklar için değil, onları suça sürükleyen yetişkinler içindir!

İntiharın ardından açıklama yapan Hapiste Çocuk Ekibi “Adalet Bakanlığı, Trabzon E Tipi Hapishanesi’nde yaşamını yitiren çocuk ile ilgili ve açılması planlanan çocuk hapishanelerinin hangi bilimsel veriler temel alınarak karar verildiğine dair hâlâ bir açıklama yapma ihtiyacı duymamış, kamuoyunu bilgilendirmemiştir” dedi. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bir araya gelen hak savunucular ise Adalet Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulundu.

Çocuklar şiddete en çok maruz bıraktığımız ancak en az düzeyde konuştuğumuz ve kesinlikle çözümden uzak davranış sergilediğimiz bireyler durumundalar. Ülkenin karmakarışık gündeminde çocuklar resmen arada kaynıyor. Tüm savaşlardan fiziksel veya psikolojik anlamda etkilenen çocuklar, eğitim ve psikolojik destek ile iyileştirileceklerine, cezaevlerinde tutularak tekrar tekrar suçlu konumuna düşürülüyor. Çocuklardan bazıları intihar ediyor, taciz ediliyor veya büyüdüğü zaman kendisini gerçek bir suçlu haline getirecek anılar biriktiriyor. 

Adalet Bakanlığı’nın eylül sonu verilerine göre 2 bin 435 çocuk hapiste.

Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi üyesi Alper Yalçın, son 6 yılda hak ihlalleri ve ihmal nedeniyle 10 çocuğun hayatını kaybettiğini belirtiyor ve çocukların tutukluyken yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:

“Çocuklar, hapishane yönetimi tarafından verilen 3 öğün yemek dışında, içecekleri su dâhil, tüm temel ihtiyaçlarını kantinden satın almak zorunda. Parası olmayan suyu musluktan içiyor. Aydınlatma dışındaki elektrik masrafını ödemeye de mecburlar. Ailelerini aramaları için 3 lira, mektup gönderebilmeleri için 1,25 kuruşa sahip olmaları gerekiyor. Kapalı görüşlerde aradaki camdan ötürü ailelerine sarılamıyorlar, ki çoğunun ailesi parasızlıktan dolayı ziyarete gelemiyor. Hapishane kurallarına uymadıkları takdirde günde 21 saat olmak üzere 5 gün boyunca odaya kapatma gibi disiplin cezası alıyorlar. Çıplak aramalara maruz kalıyorlar.”

Yalçın tutukluluğu sona eren 18 yaş altı çocukların yüzde 68’inin ise bir yıl içinde cezaevine geri döndüğünü belirtiyor. Bunun yanısıra Çocuk Koruma Yasası’nın 2005’te çıkarıldığını anımsatan Yalçın, yasanın geç gelişinden kaynaklı bu sonucu olağan diyerek tanımlıyor.

“Çocuğumu sağ aldılar, ölü geri verdiler”

Çocuk Hakları savunucusu avukat Turgay Bingöl, Trabzon Bahçecik Cezaevi’nde yaşamına son veren çocuğun annesiyle yaptığı görüşmeyi şu ifadelerle aktarıyor:

“Bir gün eve polisler gelmiş ve ‘parmak izi alacağız’ diyerek çocuğu götürmüşler. Anne Sema O. iki gün boyunca evladından haber alamayınca polisleri aramış ve onun tutuklandığını öğrenmiş! Oğlunun kapalı yerlerde duramadığını anlatan Sema O. onun ‘Anne her gün yanıma gel’ isteğini de yerine getirmeye çalışmış. Ancak cezaevi yönetimi ‘1 hafta sonra gelin, bugün müsait değil’ diyerek çoğu zaman anneyi geri yollamış. Oğlunu görme imkânına kavuştuğu ilk anda ‘Neden bu kadar zayıfladın?’ diye sormuş, E.N. ‘Burada bize 1 dilim ekmek veriyorlar, kantinden bir şey alırsam da diğer büyük çocuklar elimden alıyor. Tuvaleti temizletiyorlar, çamaşırlarımızı kendimiz yıkayıp asıyoruz, bardak-tabakları yıkıyoruz’ şeklinde cevap vermiş.

Ve bir sabah saat 9 civarında cezaevinden telefon gelmiş. Annesi ‘başka çocuklarla kavga etti herhalde, kolu bacağı kırıldı’ diye düşünmüş. Çok geçmeden de acı gerçekle yüzleşmiş. ‘Çocuğumu sağ aldılar, ölü geri verdiler’ diyen anne, gerçekleri bilmek istiyor ve soruyor: Dayıları kamera kayıtlarını görmek istemiş ancak göstermemişler. Kolumda gençliğimden kalma bileziklerim vardı, cezaevine girerken çıkarmam gerekiyordu. Çıkaramayınca bilezikleri kestiler. İçeri bileziklerimle bile giremiyorsam cezaevinde çamaşır ipinin işi ne? Benim çocuğumun ruhsal durumunu biliyorlar. Orda bıçağın, çatalın işi ne? Neden herhangi bir tedbir almadılar? Her şeyi bilmek istiyorum!”

Çocuk cezaevleri bir topluma kazandırma yöntemi değildir. 

Kaynak: Hapiste Çocuk

SON YAZILAR

“Gerçeği görüyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!

Feminist ve LGBTİ+ örgütlerin biraraya gelmesiyle kurulan Hepimiz için Anayasa Koordinasyonu "Birbirimizin elini bırakmıyoruz! Hiçbirimizi geride bırakmıyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!" başlıklı açıklamasıyla tüm toplumu...

Hataylılar 6 Ekim’de Meclis’te: #HatayıGör

6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımı yaşayan Hatay'da depremin üzerinden geçen 8 aya rağmen hiçbir şey değişmedi. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi en...

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

İşçiden işçiye uzanan bir dayanışma köprüsü: İşçi Yaşamı ve Hakları Vakfı | İşçi Mahallesi

İşçi Yaşamı ve Hakları Vakfı gönüllüleri ile işçi hakları mücadelesini, vakıf gönüllülerinin çalışmalarını, kazanımlarını ve dayanışmayı konuştuk. İşçi mahallesi ismi ile vakfın yayın organı olma...
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol