21. yüzyılda yaşanan göç hareketlerinin artışıyla birlikte yayınlanan veriler ciddi bir mülteci dramıyla karşılaştığımızın önemli göstergeleri.
Böylesi bir göç çağında, özellikle “çocuk göçü” ile ilgili veriler ve tahminler sadece çocuk göçü sorununa değil, aynı zamanda çocuk hakları meselesine dikkat çekilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Çünkü çocuklar için göç her zaman zorunlu bir göçtür. Dünyanın bir kısmını ölüme ya da yoksulluğa iten bu süreçte çocukların söz hakları yoktur.
Avrupa’daki kayıp göçmenlerle ilgili ilk kez veri açıklayan istihbarat birim Europol, son 2 yılda 10 binin üzerinde göçmen çocuğun Avrupa Birliği ülkelerine geldikten sonra kaybolduğunu açıkladı. Göç ile gelen çocukların kayıtlarını yaptırdıktan sonra izlerini kaybettirdikleri ve bu çocukların çeteler tarafından seks işçiliğine ve köleliğe zorlanabileceği uyarısını yapıyor.
İnsan ticareti yapan çetelerin göçmenleri hedef aldıklarını belirten Europol’un başkanı Brian Donald, sadece İtalya’da 5 binin üzerinde çocuğun kaybolduğunu belirtti. “Bazıları aile üyelerine kavuşmuş olabilir. Nerede, kimle, ne yaptıklarını bilmiyoruz” dedi. Örgüt, Avrupa’da kayıp çocukların izlenmesi ve çocukları sömürenlerin cezalandırılması talebinde bulunuyor.
Çocukların göç içindeki görünürlüklerinin artmasına dikkat çeken uluslararası sivil toplum kuruluşu Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children) yaptığı bir araştırmada ise sadece 2015 yılında 26 bin civarında çocuğun Avrupa ülkelerine yanlarında anne ya da babaları olmadan geldiğini belirtti.
“Umarız AB bu verileri dikkate alır”
BBC’ye konuşan Uluslararası Göç Örgütü sözcüsü Leonard Doyle, 10 bin kayıp çocuk açıklamasını “Şok edici ama maalesef sürpriz de değil” sözleriyle yorumladı. Doyle, “Umarız AB elindeki kaynakları bu çocukları bulmak için harcar. Umarız onlara yardım edip aileleriyle buluşturmaya çalışırlar” dedi.
Alıntı: 21.yüzyıl, göç hareketlerinde görülen büyük artıştan dolayı ‘‘göçler çağı’’ olarak tanımlanmaktadır. (Castles ve Miller, 2008)