Ana SayfaEkolojiDoğa"RES olur da Çeşme'de olmaz"

“RES olur da Çeşme’de olmaz”

-

Bodrum’un Yalıkavak ve Akyarlar mahallelerine yapılmak istenen rüzgar enerjisi santrallerine (RES) tepkiler sürüyor.

Bodrum’da yapılmak istemen RES projelerine tepkiler sürerken; yeni oluşan Yalıkavak- Geriş Çevre Koruma Platformu üyeleri, konuyla ilgili bilgilendirme toplantısı yaptı. Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Bertan Korkmaz ise bunun üzerine yazılı bir açıklama yaparak RES’e karşı olanların ya pek çok konuda yanlış bilgiye sahip olduğunu ya da rant kavgası içinde olduklarını ileri sürdü. Yalıkavak Belediyesi Mehmet Beyazıt Kültür Merkezi’nde yapılan toplantı ‘Rüzgarın gölgesi’ adlı 18 dakikalık belgesel filmin sinevizyonla izlenmesiyle başladı. Yalıkavak-Geriş Çevre Koruma Platformu Başkanı Hasan Yokarlı kendilerine destek olanlara teşekkür etti.

DHA’nın haberine göre; toplantıda, 1’inci derece doğal ve arkeolojik SİT alanını kapsayan bölgeye kurulmak istenen RES’lerin sadece kurulacakları bölgeye değil tüm Bodrum Yarımadası’nın turizm, kültür ve doğasına zarar vereceği savunuldu. Milletvekili Tolga Çandar konunun meclise taşınmasını, en azından milletvekilleri arasında tartışılmasını planladıklarını ve bunun için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

Çandar, “Burada 4 bin yıllık bir tarih yatıyor. Sivil toplum örgütleri olarak, onların meclisteki temsilcisi olarak böyle bir şeye izin vermeyeceğiz” dedi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler, bölgenin tarihiyle ilgili bilgi verdi. Diler, rüzgar güllerinin antik peyzaja zarar vereceğini savundu. Bodrum Kent Konseyi Başkanı Hamdi Topçuoğlu ise, konseyin görüşü olarak RES’leri savunduklarını ama insan yerleşimlerinin içine yapılmasına karşı olduklarını söyledi.

Topçuoğlu “Geriş’teki tepelerin üzerinde kurulacak olan tesisin yerinin gereken araştırmalar yapılmadan seçildiği kanaatindeyiz. Tarafsız kurum ve kuruşların yapacağı bilimsel araştırmalar ve yerel halkın görüşleri sonucunda ortaya çıkacak rapor doğrultusunda hareket edilmesinin doğru olduğuna inanıyoruz” dedi.

Toplantıda, çevre bilimleri konusunda master yaptığını belirten Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu üyesi Esen Fatma Kabadayı Whiting de ‘RES olur da Çeşme’de olmaz’ başlıklı bir sunum yaparak orada RES’lere karşı çıkış nedenleri ve neler yaptıklarını anlattı. Çeşme’de hukuki, toplumsal ve siyasi anlamda çok ciddi mücadele verdiklerini söyleyen Esen Fatma Kabadayı Whiting, “Bodrum’a da destek olmak istedim. Bu mücadele de halk çok önemli. Dik durmamız lazım. Sıkılmayın, yorulmayın. Yaşamımıza, toprağımıza, ormanımıza sahip çıkacağız. Onlar bizimle mücadele etsin. Biz efendi gibi mücadelemizi veriyoruz” diye konuştu.

“RES’e değil, kurulduğu yere karşıyız”

Toplantıda son olarak Yalıkavak-Geriş Çevre Koruma Platformu sözcüsü Avukat Remzi Kazmaz da RES’lere değil kuruldukları yere karşı olduklarını yineleyip, “RES için acele kamulaştıma yapılan alan çok geniş. Ama minnacık bir köşede RES’lerini kuruyorlar. O kocaman alanda ne olacak? ‘Kamu yararı da var’ diyerek bu işe başlamışlar. Halk neresinde? Halk yok!” diye konuştu. Şubat ayında Bodrum’da başka bir toplantı yapacaklarını duyuran Kazmaz, platformlarının tüm çevre dostlarını içine aldığını söyledi. Kazmaz, “Platformun alacağı kararlar doğrultusunda hukuk sürecinin etkili olacağına inanıyorum. RES’lerin tarihin ve kültür varlıkların egemen olduğu topraklardan sökülüp atılması tek hedefimizdir. Halkın örgütlü gücü çok önemli. İşi şansa bırakmayacağız” dedi.

Kazmaz ayrıca Bodrum’a yapılmak istenen iki RES projesi için Muğla Bölge İdare Mahkemesi’nde projede yer alan ÇED gerekli değildir işleminin iptali ve yürütmesinin durdurulması, yapılan yeni imar planının iptali ile Danıştay’da da acil kamulaştırmanın iptali için açtıkları üç ayrı davanın sonuçlarını beklediklerini de kaydetti.

Şirketten yazılı açıklama

Projeye son verilmesi için imza kampanyası da başlatılan toplantının bitiminden bir süre sonra Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Bertan Korkmaz‘dan ‘Ya yanlış biliyorlar ya rant kavgası içindeler’ başlıklı yazılı bir açıklama geldi: 

“Temiz enerjiye ve Bodrum’un doğasının korunmasına karşı çıkıyorlar” denilen açıklamada şöyle denildi: “Bugün Yalıkavak’ta yapılan bir toplantıda, yapımını üstlendiğimiz rüzgar enerjisi tesislerine karşı haksız suçlamalar dile getirilmiştir. İnşa edilecek rüzgar enerjisi tesislerine yönelik yapılan eleştirilere ve suçlamalara bakınca aklımıza iki ihtimal geliyor. İddia sahipleri ya pek çok konuda yanlış bilgiye sahipler ya da rant kavgası peşinde hareket ediyorlar. Bütün dünyanın teşvik ettiği, Avrupa Birliği’nin maddi manevi destek verdiği rüzgar enerjisine karşı bu tür karşı çıkışların bilgi eksikliği nedeniyle olabileceği düşüncesiyle, kuracağımız sistemle ilgili bazı bilgileri kamuoyuyla paylaşmak istedik. Öncelikle şunun bilinmesi gerekiyor ki, rüzgar enerjisi tesislerinin hiçbir şekilde insana, doğaya, karaya, havaya ve suya zararı yoktur.”

“Yaşam alanlarının içinde değil” iddiası

Rüzgar türbinlerin yerleşim merkezlerine dünya standartlarına uygun mesafede konuşlandırıldığına vurgulayan Korkmaz açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verdi: “Tesislerin yer alacağı toplam alan iddia edildiği gibi binlerce dönüm değil sadece 318 dönümdür. Bu alanın 200 dönümüne hiçbir şekilde dokunulmayacak, kalan alana ise toprak ulaşım yolları yapılacaktır. Rüzgar güllerinin dikileceği alan ise toplam altı yazlık villa alanı büyüklüğündedir. Bu tesisler için kamulaştırılan alan ise sadece 28 dönümdür. Bu 318 dönüm alan içinde hiçbir şekilde tarım arazisi veya zeytinlik bulunmamaktadır. İnşaat bölgemiz içinde hiçbir doğal veya arkeolojik SİT alanı yoktur. Koruma alanımız içinde SİT alanı mevcuttur ancak bu alanda hiçbir inşaat faaliyeti veya yapılaşma olmayacaktır.

Tesis koruma alanı içindeki bu SİT alanlarının sonsuza kadar korunması da böylece garanti altına alınmış olacaktır. Şunu bir kere daha kamuoyuna ve sevgili Bodrumlulara hatırlatıyoruz ki, yapacağımız tesisler aslında tüm bu alanın yapılaşmadan korunmasını sağlayacaktır. Hiçbir şekilde turizm ve ticaret alanı olmayan bu bölge sonsuza kadar doğal yaşamın parçası olarak kalacaktır. Hatırlatmak isteriz ki gerekli izinler Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulları tarafından defaetle yapılan incelemelerden sonra verilmiştir. Kurulacak tesislerin insan sağlığına zarar verdiği iddiaları ise tamamen bilimsellikten uzaktır. Rüzgar güllerinin çıkaracağı ses ile rahatsızlık yaratacağı iddiası hiçbir şekilde kanıtlanmamıştır.

Bu iddianın dayandırıldığı tek kişilik bir çalışma Dünya Sağlık Örgütü‘nce ‘bilimsel olmadığı’ gerekçesiyle reddedilmiştir. Türbinden 300 metre uzaklıkta ses ölçüm değeri sadece 43 desibeldir. Alçak konuşma sırasında çıkarılan ses ise 40-50 desibel arasındadır. Bunu bile hatırlatmanın yeterli olduğunu düşünüyoruz. Kimi karşı çıkışların önemli bir bölümünün bilgi yetersizliğinden kaynaklandığına olan inancımızı tekrarlarken, bir grubun ise ne yazık ki rant kaygısıyla hareket ettiğini görüyoruz. Üzülerek belirtmek isteriz ki, arazi rantı, çıkar kazanma arzularıyla hareket eden bu kişilerle, bundan böyle her platformda mücadele etmek konusunda kararlıyız. İsteyen herkesle ve her kurumla her türlü bilgi ve belgeyi paylaşmaya hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

Toplantıya; CHP Muğla Milletvekili Tolga Çandar ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler, Bodrum Kent Konseyi Başkanı Hamdi Topçuoğlu, Çeşme’de çevreye zarar verdiği gerekçesiyle rüzgar enerjisi santrali kurulumuna karşı çıkan CHP’li Çeşme Belediye Meclis üyesi ve Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu üyesi biyolog Esen Fatma Kabadayı Whiting de katıldı.

SON YAZILAR

Akyaka sen ne güzel şeysin

Çok, çok uzun zamandır Akyaka ve Nail Çakırhan’la ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Geçenlerde Akyaka’yı yeniden görünce nicedir bekleyen bu yazının da vaktinin geldiği anladım. Akyaka Akyaka,...

Ankara’nın ilk, Türkiye’nin ikinci Botanik Parkı imara mı açılıyor?

Prof. Dr. Yüksel Öztan'ın Ankaralılara mirası, 3. derece doğal sit alanı olan Ankara'nın ilk botanik parkı bakanlığın onay vermemesine rağmen ticarete açılıyor. Proje için müellif...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Vegan dövmeci ile vegan dövme hakkında

Günümüzde özellikle veganlar vücutlarına kazıdıkları dövmelerin de hayvansal içermesinden çekiniyorlar. Bu noktada bir takım kafa karışıklıkları söz konusu. Biz de bu kafa karışıklıklarını gidermek adına...
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol