BirGün’den Burcu Cansu’nun özel haberi hepimizi şoke edecek fakat maalesef ilk kez duymadığımız türden sapıklıkları övüyor ve öneriyor. Dağıtılan dini kitapta çocuklara, hayvanlara ve ölülere tecavüz ettiklerinde eğer orgazm olup hayvanın ya da ölünün içine boşalırlar ise abdest almaları ve kaza namazı kılmaları gerektiği yazıyor.
Bu sapık cümleleri okuyan küçük ve istismara açık beyinler ise ölüler ve hayvanlara tecavüz etmenin tecavüz değil de “doğal” ya da normal bir şey olduğunu düşünüyorlar. İşte tecavüzcü bir nesil böyle yetişiyor.
Kitapları yazanlar, öğretenler, yetiştirenlerin zihniyeti ne ise aklı istismara açık olan çocuk da eğer kendi aklını kullanmaz ise onu yetiştirenler gibi sapık oluyor. Bu durum bu şekilde çok yoğun biçimde devam ederse şu an gördüğünüz gibi tecavüzcü bir toplum ortaya çıkıyor.
Çocuk her türlü istismara açıktır çünkü çocukluk, çocuğun öğrenme ve kavrama yetisi en aktif olduğu dönem olmakla birlikte çocuk pasif-alıcı dönemdedir yani kavrayış olarak yetişkinlerin yönlendirmesine müsaittir. Neredeyse tüm bilim dalları çocukluk döneminde öğrenilen ve yaşanan şeylerin hayatımıza ve karakterimize etki ettiğini kabul edip destekliyor. Bu yüzden çocukluk döneminde öğrendiklerimiz ve yaşadıklarımız çok önemlidir. Bu konu ile ilgili detaylı ve yararlı bir videoya şuradan ulaşabilirsiniz.
Tecavüzcü toplumlarda tecavüz artık kültür olduğu için toplumun temsilcisi olan her bir birey (kendini o toplumdan hisseden) tecavüzler karşısında tepkisizdir çünkü kendisi de o toplumun bir parçasıdır. Topluma getirilen eleştiri o birey hiç tecavüz etmemiş bile olsa ona yönelik bir suçlama olmuş olacağından (kendisi de tecavüz toplumunun bir temsilcisi olduğundan) tecavüzü savunur. Ensar vakfı olayları buna en açık örnektir. Dinci ümmet Ensar vakfı kendi ülkülerine hizmet ettiği için kendi çocuklarını bu derneğe feda etmiş durumda ve tecavüzcüleri savunmaktalar. Bu tip bir toplumdan sağlıklı düşünebilen bir toplum olarak bahsetmek mümkün değildir. Böyle bir toplumun her bir bireyine rehabilitasyon gerekmektedir. Fakat mevcut devlet mevcut sapık toplum üzerinden var oluyorsa toplumun düzelmesini asla istemeyecektir. Çünkü dengeler sarsılacak ve devlet güç yitirecektir. Tecavüzcü toplumun yarattığı devlet de tecavüzcüdür. Mahkemelerde tecavüzcülere tanınan tolerans ve verilen destek de bunu en açık örneğidir.
Bu yüzden tecavüzün kültür olduğu yerde mağdurun acıları umursanmaz ve tamamen tecavüzcünün zevki ve çıkarı üzerine ortak bir düşünce hakim olur, öyle giyinmeseymiş, örtünseymiş, türbana girseymiş, çarşafa kapansaymış, o saatte orada ne işi varmış gibi tecavüzcüyü değil de tecavüze uğrayanı suçlayan sapkın bir bakış açısıdır bu. Oysa tecavüze uğrayan çarşaflılardan, hayvanlardan ve damacanadan kimse bahsetmez. Buna başka bir örnek te süt endüstrisinde süt üretimi için sürekli olarak ineklere tecavüz edilmesidir. Süt içen ve bunu destekleyen kişilere bunu söylediğimizde tecavüzcülere karşı çıkmak yerine bu tecavüzü hatırlatan kişiye saldırmayı tercih ederek tecavüzcünün yanında saf tutarlar.
Unutmamak gerekir ki cinsellikte sapıklık başkasına zarar verdiğin andan itibaren başlar. Bunun bedensel ya da ruhsal olması bir şeyi değiştirmez. Tecavüz tecavüzdür. Bu noktada sapıklık, var oldukları ve kimseye zarar vermedikleri halde tecavüze uğrayanlar değil, çeşitli bahanelerle kadına, erkeğe, LGBTİQ bireye, hayvana, damacanaya tecavüz edenlerdir. Fakat sapıkların egemen olduğu toplumlarda sapıklar kendilerini değil sapıklıklarını yüzüne vuranları sapık olmakla itham ederler. Kısacası güç tecavüzcüde ise tecavüz suç olmaktan çıkar. Burdan sonrasını haberin detaylarına bırakıyorum:
Skandal ifadelerin olduğu kitabı yazarını tanıyorum diye dağıttırdı.
Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki Cavit Çağlar Ortaokulu’nda Okul Müdürü Nurettin Köksal’ın talimatıyla Seyda Muhammed Konyevi’ye ait “Ramazan Risalesi ve Üç Aylar” kitabı dağıtıldı.
Kitap içeriğinde, “Herhangi bir hayvan ile cinsel ilişkide bulunarak ya da istimna ile menisi akan kimsenin orucu bozulur, yalnız kaza gerekir” benzeri pek çok garip ifade yer alıyor.
Kitabın içerdiğindeki dini ifadelerin çocuklar için uygun olmadığını belirten öğretmenlerin tepkisi üzerinde kitap birkaç saat içerisinde geri toplandı.
Nöbetçi öğrenciler tarafından ders içerisinde 7’nci ve 8’inci sınıf öğrencilerine dağıtılan kitapların içeriğini bilmeyen görevli öğretmenlerin, dağıtıma itiraz ettikleri bildirildi.
Öğretmenlerin kitabı inceledikten ve çocuklar için “uygunsuz” pek çok ifadeyi gördükten sonra okul müdürü ile tartıştıkları, tartışmaların ardından kitabın birkaç saat içerisinde geri toplandığı öğrenildi.
Öğretmenlerin itirazıyla kitap toplanıyor
BirGün’ün edindiği bilgiye göre, öğretmenler kitabı inceledikten sonra Müdür Köksal ile tartışmaya başladı. Kitabın dağıtımı için, “Milli Eğitim’in onayı var mıdır?” sorusu üzerine Köksal’ın, “Ben yazarını tanıyorum” dediği belirtildi.
Öğretmenlerin kitabın içeriğine itiraz etmesi üzerine öğretmenlerin “dinsizlikle” suçlandığı ve “Siz de kaynak kitap aldıramazsınız” tehdidi ile karşılaştığı öğrenildi.
Bütün tartışmalara karşın öğretmenlerin, kitabın içeriğinden kaynaklı çocuklar için uygun olmadığında ısrar etmesi üzerine kitabın birkaç saat içerisinde geri toplanarak öğretmenler odasına getirildiği bildirildi. Kitapların toplatılmamaması halinde, 5’inci ve 6’ıncı sınıf öğrencilerine de aynı kitabın okutulacağı ifade edildi.
Ölülerle ilişkiye girilebilir!
Öğretmenler tarafından incelenen ve karşı çıkılan kitabın içeriğinde tartışma yaratacak bazı ifadeler şöyle:
*Herhangi bir hayvan veya ölü ile cinsel ilişkide bulunarak ya da istimna ile menisi akan kimsenin orucu bozulur, yalnız kaza gerekir.
*Cinsi arzuyu tam tatmin etmek. İster cinsi ilişkide bulunan (etkin), ister bulunulan (edilgen) olsun cinsi ilişkide bulunanlara kefaret orucu tutmaları gerekir. Bu ilişkide boşalma olmasa da temasın gerçekleşmesiyle suç gerçekleşmiş olur. Ancak temas edilenin yaşayan şehvet duyulabilecek bir yaşta olması şarttır. Eğer bir kadın kendisini küçük çocuk ya da deli ile ilişkide bulunmak için teslim ederse yine kefaret orucu gerekir.
*Unutarak yemek, içmek ya da cinsel ilişkide bulunmak orucu bozmaz. Oruçlu olduğu halde unutarak yiyip içen kimse, orucunu tamamlasın. Onu yedirip içiren ancak Allah’tır. Cinsi ilişkide aynı manadadır. İlişki sırasında oruçlu olduğunu hatırlayan, hemen ilişkisini çeker. Eğer hatırladıktan sonra, beklerse orucu bozulur. Sabah vaktı girmiş olma korkusu ile kendini çekse de sabah vakti girdikten ve kendini geri çektikten sonra, menisi aksa bir şey lazım gelmez.”
“Kısa etek giyen öğrenci aranıyordur”
Köksal’ın veliler ile konuşarak dilekçelerini geri çektirdiği, ancak velilerden birinin ısrarlı tutumu sonucunda olayın mahkemeye taşındığı ve tacizcinin tutuklandığı ifade edildi.
Yaşanan tutuklamanın ardından Müdür Köksal’ın, öğretmenler odasında sürekli kız öğrencileri suçlayarak, “Öğrencinin eteği kısaysa aranıyor” dediği bildirildi.
Öğretmenler tarafından ikaz edilmesine rağmen tutum ve davranışlarını değiştirmeyen Köksal’ın İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikâyet edildiği, fakat sadece sözlü uyarı aldığı öğrenildi.