Merhaba, bu bir kadının kadın arkadaşlarına yazdığı yazıdır. Çünkü kadın arkadaşları üzülsün istemez ve onlara birkaç öneride bulunmak ister, haddi olmayarak. Hazırsa tüm kadınlar, çok uzatmadan konuya gireceğim; evet üzülmenizi istemeyen o kadın benim.
Tanıdığım bir kadına, karşı cinsten çok fazla ilgi gösteriliyordu. Güzel olmasının yanı sıra fazlasıyla “uysaldı” da. Uysallık kelimesi artık bir boyun eğmeye dönüyordu çünkü bu kadın arkadaşım boyun eğiyordu. Öyle ki, kuzeni olan benimle bile iletişimi tamamen kesmesini istemişti sevgilisi, iki yıldır konuşmuyoruz. Boyun eğmekten bahsedeceğim ve daha birçok örnek de sunacağım çünkü çevremdeki insanların ne giydiğinden çok ne konuştuğuna dikkat eden biriyim, evet gözlemledim!
Birçok kadın arkadaşım “Ne yapayım ama seviyorum” acizliği altında boyun eğerken erkek arkadaşları onlardan çok uçuk isteklerde bulunuyor. Acizlik diyorum çünkü o lafı söylerken o kadar kötü bir durumda oluyorlar ki…
Erkek alışmış, burada erkeği alıştıran kadına da “dur” demek gerekiyor. Dur, çünkü sen bir bireysin. Senin de isteklerin olduğunu unutmamalısın. İlişki dilinde konuşacak olursam buna “ipleri eline almak” deniliyor. Bunun da çok doğru olduğunu düşünmüyorum çünkü eğer ipler tek tarafın elinde olacaksa mutluluk ne kadar mümkün?
Ne kadar doğru?
Bir diğer kadın arkadaşımı yaşadığım şehre davet ettim nişanlısıyla, nişanlısının gelemeyeceğini dolayısıyla kendisinin de gelemeyeceğini söyledi. Bazı hetero çiftler arasındaki bu kısıtlamalar çok can sıkıcı olmakla birlikte, düşündürücü de. Siz onların kadını, onların malı değilsiniz. Şimdi soruyorum ne kadar doğru bu insanların hayatlarınıza karışması?
Cinsel yaşamınızda da size düşüncelerinizi söyleme hakkı verildi çünkü zehir gibi kafanız ve muhteşem fantezileriniz var. Eğer “hep erkeğinizin istediği” gibi olmasından rahatsızsanız fikirlerinizi çekinmeden söyleyiniz. Birlikte yürüdüğünüz yollar size romantik gelecektir ama o yolda ilginizi bir şekilde çeken başka bir erkeğe dönüp bakmanızın akabinde “senin gözünü oyarım” gibi bir tepkiyle karşılaşıyorsanız lütfen koşarak uzaklaşın.
Unutma kadın arkadaşım, harikasın ve bunu karşı taraf biliyor. Bu mükemmelliğin altında ezilmektense seni bastırmaya çalışıyor. Bu öyle bir mekanizma ki düğmeye basınca “seviyor ki kıskanıyor, kıskanınca da kısıtlıyor canım aşkım” diyorsun. Seven insan kıskanır gibi bir klişeyi at kenara, kıskanınca seni ne kadar kısıtladığına bak. Az mı çok mu? Bu sorumu düşünme bile çünkü bunun sonu gelmeyecektir; azı çoğu yoktur. Önce makyajına sonra da ailene karışacaktır.
İstediğinizi yapacak kadar güçlüsünüz
Bir kadın arkadaşım sevgilisine o gün makyajsız bir şekilde okula geldiğini göstermek için fotoğraf attı. Çünkü makyajsızken daha güzelmiş, öyle diyormuş sevgilisi. Makyaj yapmayı istediğimiz için yapıyoruz bizler. Eğer o ruju sürmek istiyorsanız sürün! Eğer o etek çok hoşunuza gittiyse giyin, hele ki karşılığında “canım bacağın çok kalın, bu yüzden giymeni istemiyorum çirkin duruyor” gibi bir tepkiyle karşılaşıyorsanız o eteği iki kat giyin! Çünkü siz istediğinizi yapacak kadar güçlüsünüz ve bacaklarınız çok güzel.
Biliyorum ki çoğu kadın bazen kıskanılmak istiyor. Kendisine karışılması hoşuna gidiyor ama farkında olmadan eziliyor, bastırılıyor. Önce bu durum çok hoşunuza gidebilir, daha sonra sıkmaya başlayabilir. En sonunda da nefes almakta zorlanıyor olabilirsiniz, işte tam da bu anda karşı tarafla konuşmanız gerekiyor. Kim olduğunuzu önce kendinize sonra da karşı tarafa hatırlatın. Nasıl yetiştirildiğinizi, ailenizin geleceğiniz için ne kadar uğraştığını hatırlayın. Hatta doğdunuz gün ekilen o ağacı hatırlayın. Peki, sizin yapraklarınızı saygısız bir erkek mi dökecek? Şimdi sizi durduran nedir? Size saygısı olmayan bir erkek mi?
Çok samimi bir itirafta bulunacağım, bir erkek arkadaşım psikolojik baskı kuruyordu üzerimde. Sonra terk etti, bir yıl sonra konuşmak istedi ve dediği şuydu: “Değişmişsin.” Değişmemiştim, nitelikli (!) hakaretlerinden kurtulmuştum sadece. Ondan kurtulmuştum.
Siz de kısıtlamayın
Tanıdık gelebilecek bir şey diyeyim, “Memelerin görünüyor, git adam gibi şey giyin üzerine.” Lütfen şimdi sen söyle kadın arkadaşım, bir cümle daha ne kadar cinsiyetçi dil içerebilirdi ki? Daha ne kadar kısıtlayıcı ve rahatsız edici olabilirdi?
Bir de unutmadan, erkek arkadaşınızı kısıtlamayın. Kadınların bastırıldığı ilişkileri gördüğüm kadar, erkeğin de aylarca psikolojik baskıya maruz kaldığına tanık oldum. İlişkinin üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen hâlâ “Nasıl izin verdim” diye dövünen erkek gördü bu gözler. Karşılıklı saygıdan kurulu bir köprünün üzerinde durmak yerine neden kıskançlık köprüsünde durmayı tercih ediyorsunuz?
Karşınızdakine güvenmenizin yolu kendinize güvenmekten geçiyor, kendinize güvenin. Unutma kadın arkadaşım; bireysin, ailen seninle gurur duyuyor ve arkadaşların seni seviyor. Kendini tanı, isteklerine kulak ver, sevgilini ve ilişkini hırpalamamak için kendine güven. Bu dünya bu kadar çünkü, mutlu olmaya bak.