Nick Cave’in yeni albümüne, bir yıl önce yaşamını kaybeden oğlunun ölümü damgasını vurmuş adeta. Yeni albümde bu acıya müzikle direnmeye çalışan bir babanın, 39 dakikalık hüzün ve keder dozu yüksek ağıtına tanık oluyoruz.
Nick Cave & The Bad Seeds, Skeleton Tree isimli yeni stüdyo albümünü 9 Eylül’de yayınladı. Nick Cave ve grubu, 2013 yılında piyasaya sürülen Push the Sky Away LP’sinden bu yana sessizdi. Cave en son 2014 yılında doğum günü şerefine dünya üzerindeki yirmi bininci gününü konu alan biyografik filmi ile hayranlarına ulaşmıştı.
2015 yılının Temmuz ayı ise Nick Cave’in belki de hayatının en kötü dönemi idi. 59 yaşındaki müzisyenin oğlu Arthur Cave, Brighton yakınlarındaki bir uçurumdan düşerek hayatını kaybetti. Polis raporuna göre akşam saat 18.00 sularında Ovingdean’de şuuru kapalı olarak bulunmuştu Arthur, ilk müdahale çevredeki halk tarafından yapılmış, bölge hastanesine kaldırılmış ama kurtarılamamıştı. Oysa ki çok değil bir yıl önce Arthur, biyografik film olan 20,000 Days On Earth‘te de rol almıştı.
Hem hayatının hem de yeni albümün gidişatı değişti
Cave, oğlunun ölümünden önce esasında yeni albüm çalışmalarına başlamıştı. Grubun 16. albümü olan Skeleton Tree‘nin kayıtları 2014’ün son aylarında başlamıştı. Fakat 2015’in Temmuz’undan sonra hem Cave’in hayatındaki her şey hem de albümün gidişatı değişti. Şarkıların sözlerinden melodilerine her şey artık bambaşka bir tona bürünüyordu.
Bu acı olay Cave’in yeni albümüne tabii ki fazlasıyla yansıdı. Zaten halihazırda müziğin en karanlık kuytularından ses veren bir müzisyen olan Nick Cave ve grubunun müziklerindeki hüzün, acı, keder tonu bu yeni albümünde alabildiğine artmış durumda. Bu açıdan müzikalitesi yine yüksek ama dinlemesi oldukça zor bir albümle karşı karşıyayız.
Cave’in albümde yer alan şu dizeler, albümde nelerle karşılacağımızı gösteriyor: “İnsanlar değişmek istemezler. Ama değişmeliler. Bir gün öyle büyük bir felaket yaşarsınız ki ve sonra bakarsınız ki bir anda değişmişsiniz”. Kasvete dayanmaya çalışan bir babanın bu yolda müzikten ve sözlerden de yardım isteyişine, yardım alışına tanık oluyoruz adeta. Cave, bir nebze olsun iyileşebilmek için müziğe ve yeni albümüne sığınmış.
39 dakika süren bir ağıt
Albüm, albümden yayınlanan videolardan da biri olan “Jesus Alone” ile açılıyor. Cave, albümde Arthur’un ölümüne bir gönderme ile başlıyor; “You fell from the sky, crash-landed in a field near the River Adur”, gökyüzünden düşüp yine gökyüzüne yükselen bir cana sesleniyor. Bu şarkıdaki tempo ise albüm boyu karşılaşacağımız tempo. Sert gitarlar girmiyor, davullar ritmi tutup hızlandırmıyor albüm boyunca. İlk şarkının ardından gelen “Rings of Saturn”, ilk anlarından itibaren piyano atmosferiyle içine çekiyor dinleyeni. Ölümün önüne geçilemeyişini anlatıyor. “Girl in Amber” de piyanoyla synthesizer elele yürüyor. Albümün sonlarına doğru gelen “I Need You” albümün en vurucu hatta yıkıcı şarkılarından biri. İnsana üşüdüğünü hissettiren sözlere sahip. Cave, dünyaya kendi rızası dışında atılmış insanlığın yaşadığı derin anlamsızlığı anlatıyor bu şarkıda. Albümün kapanışını ise, albüme adını da veren “Skeleton Tree” ile yapıyor.
Biraz önce dediğimiz gibi zor bir albüm bu. Özen isteyen, dinlerken üzen, hüzün veren ama içine girince de bırakması zor bir albüm. 39 dakikalık bir ağıt.