3. Tur Duruşmanın İlk Gününden: Taşeronu Değil Sorumluları Yargılayın; Tek İsteğimiz 101 Canımız İçin “Adalet, Adalet, Adalet”
10 Ekim Katliamı’yla ilgili davanın 3. tur duruşması 2 Mayıs’ta Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Saat 10:00’da başlayacak duruşmaya katılmak için 9:30’da Ankara Adliyesi önünde toplanılacak. Duruşmalar; 10. ve 11. Ağır Ceza Mahkemesi salonlarında görülecek.
Dava görülmeye devam edilirken davaya bakan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında gerçekleştirilen duruşmada verdiği ara karar doğrultusunda, katliamda kamu görevlilerinin sorumluluğunun olup olmadığı konusunun araştırılması için müzekkere hazırlamıştı. Müzekkerenin 21 Nisan günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği öğrenildi.
3. duruşması başlayacak dava kapsamında 18 sanık tutuklu bulunuyor. 17 sanık ise firari.
02/05 17:33 Duruşmaya, 3 Mayıs saat 10.00’a kadar ara verildi.
Yarın canlı akış ile aktarmaya devam edeceğiz.
02/05 17:32 Müşteki Celalettin Tüylü
Tüm sorumlulardan davacıyım.
02/05 17:30 Müşteki İrfan Değirmenci
Cennet vaad edilen bu IŞİD’li militanlara biz bu dünyada cenneti vaad ediyoruz. Bizi tanımaya ve anlamaya çalışsalar, …
02/05 17:29 Müşteki Ahmet Serçeoğlu
Böylesi bir dönemde barış istediğim için Çorum’dan mitinge katıldım. Daha alanda arkadaşlarla buluşmadan patlama oldu, ben yere düştüm.
Sonra iki genç, tanımadığım iki genç beni dalların arasına götürdü sakladı. Niye saklıyorsunuz dedim, polis gaz atıyor, seni burada öldürürler amca dediler.
02/05 17:27 Müşteki Ethem Özgan
Amcamı kaybettim.
Hiçbir arkadaşımız burada değinmedi. Geçtiğimiz hafta burada Grup Yorum’un bir konseri vardı. Bütün Metro istasyonları kapatılmıştı. Sistemin hesabı yüzünden.
Hrant Dink’i katleden, Ogün Samast’la fotoğraf çekenlere göz yumulduğunu gördük.
Dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Emniyet Müdürü, Valisi… Bu işte parmağı olan herkesten şikayetçiyim.
02/05 17:24 Müşteki Yağmur Dönmez
TBMM Meclis Başkanının cani olarak nitelendirdiği ama bütün dünyanın devrimci olduğunu bildiği Che Guevara, dünyanın neresinde bir haksızlık yapılırsa bunu kendinize yapılmış gibi görün der.
Patlama sonrası, bacağımda bir hissizlik hissettim. Beni çimenlerin üzerine taşıdılar ve ilk müdahaleyi yaparak kan kaybını kestiler. Bir süre sonra uzaktan çevik kuvvet polislerinin geldiğini gördüm, gaz atarak geliyorlardı. Bir süre sonra arkadaşlar beni bir pankartın üzerine koyarak taşımaya başladılar.
Bu canlı bombaların Antep‘ten Ankara’ya gelmesine göz yuman, buna izin veren kimlerse hepsinden şikayetçiyim.
02/05 17:21 Müşteki Abdülkadir Ünlü
10 Ekim sabahı, ESM’nin daveti üzerine mitinge katıldım. İkinci bomba patladığında yaralandım. Bu esnada üzerime gaz atıldığı için ölüm tehlikesi atlattım. Tesadüfen orada bir SES üyesinin ceketini kafama sarmasıyla hayatta kaldığımı sanıyorum. Uzun süre ambulans bekledikten sonra, bir ambulansa 3 kişi istiflenmiş halde bindirildik ve hastaneye götürüldük. İlk müdahalenin ardından, başka bir hastaneye geçerek bir hafta boyunca ameliyat oldum.
Sıralı olarak bütün sorumlulardan ve öndeki sanıklardan şikayetçiyim.
Numune Hastanesi tarafından benim gelişimle ilgili raporları istediğimde, acil servis kayıtları ve adli tıp uzmanları tarafından yazılan raporların tutarsız ve uydurma olduğunu gördüm. 1 ay sonra düzenlenen bir adli tıp raporunda hiçbir eşyamın olmadığı yazıyordu. Girişte ismimi de söylediğim, kaydımı ve kimliğimi de verdiğim halde kaydedilmediğini gördüm.
02/05 17:16 Müşteki Erdal Çevik
Gölbaşı’ndaki uygulamayı çeviren emniyet müdüründen, polislerden, dönemin Ankara Valisinden ve tüm sorumlulardan davacıyım.
02/05 17:15 Müşteki Ekrem Çevik
Bu oturan sanıklardan, onları koruyan polislerden davacıyım, dönemin başbakanı, o zaman söylediği bazı sözlerden de davacıyım. Dönemin Emniyet Müdüründen davacıyım. Çünkü patlamayı biliyorlardı, patlayacağını da biliyorlardı.
02/05 17:14 Müşteki Burcu Çeliker
Gaziantep ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğü,o gün görevlisi bütün asker, jandarma, polis, Antep ve Ankara Valiliği, MİT, dönemin başbakanı, cumhurbaşkanından şikayetçiyim.
02/05 17:12 Müşteki Hatice Kızılçay
SES üyesi olarak İzmir’den geldim o gün. Güvenlik önlemlerini görüyoruz mahkemeye girerken. Daha yoldan başlıyor güvenlik önlemleri. 10 Ekim’de de bu önlemler orada olsaydı, hayatta olacaktı canlarımız.
Ben kayınbiraderimi kaybettim ve onun sağ olduğunu düşünerek başka yaralıların peşinde koştum o gün. Bana bunları yaşatmaya hiç hakları yoktu. İddianameyi de okudum, neden önlemler alınmamış orada?
[Sanıklara yönelik]
Sizler kalacaksınız o kapılarda, bizler geçeceğiz, … kul hakkı diyorsunuz ya, size zehir zıkkım olsun.
02/05 17:08 Müşteki … Elbistan
Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen insanlar, Türkiye’nin kanayan yarasına en azından bir mesaj vermek, bir merhemsürmek için Ankara’da toplandı.
Ben Samsun’dan geldim. Bomba patladı. Hastaneye yürüyerek gittim, %50 duyma kaybı yaşıyorum.
Barışın çok elzem olduğu bir zamanda biz ölümü göze alarak, canımızı dişimize takarak geldik Ankara’ya, ki gerçekten de ölmeye gelmişiz.
Herkesten şikayetçiyim.
02/05 15:46 Mahkemeye 1 saat ara verildi.
02/05 15:46 Müşteki Ertuğrul Kuru: “Çevik Kuvvet halı sahadan çıkarak alana gazla saldırdı”
EMEP üyesiyim. İstanbul Aksaray’dan Ankara’ya geldik. Daha önce de çok sayıda mitinge katıldık. Hiç bu kadar boş bir şekilde gönderilmemiştik, ya arama olurdu, ya önü kesilirdi arabalarımızın. 15 kişilik bir basın açıklamasına bile bir sürü polis müdahale etmeye geliiyor.
Ben sağlık öğrencisiyim. Uluslararası bir yasa var; “Hastaya ve yaralıya müdahale sırasında engellemek suçtur” der. Gaz da olsa, silah da, jop da olsa, hastaya, yaralıya müdahale engelleniyorsa bu suçtur. Bu yasayı Türkiye 1998’de kabul etmiş. Fakültelerde okutuluyor bu.
Ben yaralanınca bir halı sahaya götürdüler. 40-50 çevik kuvvetin top sahasının oradan beklerken alana girerek gaz bombaları attığını gördüm. Bu daha önce kayıtlara girmemiş. Yaklaşık alana 500 metre uzaklıktan ben etkilendim.
02/05 15:41 Müşteki Emel Iraz Kitapçı: “Patlamanın sorumluları, bizim doğruyu yapmamızdan rahatsız olan kesimdir.”
Ali Kitapçı’nın eski eşiyim. 20 yıl boyunca, benim arkadaşım, yaşam arkadaşım, çocuğumun babasıydı. Böyle bir insan katledildi.
Barış mitingi… İnandığınız bir şey için oradasınız. Ben hayatım boyunca insan yaşamı için mücadele ettim. Ben bu toplumda barış kelimesinin anlamının bilinmediğine inanıyorum. Bu ülkede barış diyen insanlar, hiç kimsenin evladı ölmesin diye oradaydı. O insanlar, eşlerini, çocuklarını, sevdiklerini kaybettiler orada.
Hayatı boyunca yok ederek yaşayan insanların bizi anlayabileceğini hiç zannetmiyorum. Biz insan olmanın gereğini yerine getirdik. Haksızlığa, açlığa maruz kalmış herkesin sesi olmaya çalıştık.
Bizim doğruyu yapmamızdan rahatsız olan bir kesim vardı, işte o kesim bu bombaların patlamasına neden olanlardır.
Ben bir yıl boyunca eşimi kurtaramadığım için kendimi suçladım. Bunun suçlusu ben miydim? Bizi korumayan, bizim üstümüze gaz atanlar mı, ambulansları göndermeyenler mi? Ben bunun yükünün altında bu kadar ezilirken bunlar nasıl dayanıyor?
Benim oğlum geçen babalar gününde “Baba Seni Seviyorum” yazan bardakla çayını içti. Bir daha babasına hiç sarılamayacak. Sorumlu herkesten şikayetçiyim.
02/05 15:33 Müşteki İhsan Nazmi Kitapçı
Ali Kitapçı’nın abisiyim. Ali, 10 Ekim gar katliamında katledildi. Katledenlerden, aracı olanlardan, destekleyenlerden şikayetçiyim.
02/05 15:31 Müşteki Melis Ezgi Yaman
KESK Haber-Sen üyesiyim. Su almak için arkadaşlarımdan uzaklaştım. Patlama oldu, yere düştüm. O anlara ilişkin zaman mefhumumu yitirdim. O anlara ilişkin net hatırladığım, yaşadığımız karmaşaydı, polislerin yarattığı kargaşaydı.
Sorumluluğu olan herkesten şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.
02/05 15:27 Müşteki Yasemin Adsız: Oğlum 15 gün önce dedi ki ‘”Artık babamın gelmeyeceğini anladım anne”
Ben Eğitim-Sen’liyim, eşim EMEP’li.
Bu eylemde polis önlemi yoktu, ve biz polis eyleminden o kadar bıkmıştık ki bu durumu sorgulamadık. Eşim de bu mitinge gitmek istedi. Eşim Emek Partisiyle yürüdü. Eşime bu sefer birlikte yürüyelim dedim. Eşim, “Sen yerine ben yerime” dedi. Ben de Eğitim-Sen’le yürüdüm.
Patlama oldu, eşimi aradım, telefonu çaldı ama açan olmadı. Eşimin arkadaşları, “Yasemin merak etme, eşin Ercan iyi durumda” dediler. Ben Ercan’ın yaralılara yardımcı olduğunu düşünüyordum. Hastanede insanların arasında göremediğim için mutlaka insanlara yardımcı oluyordur şimdi diye düşünüyordum. Ercan hala açmıyordu telefonunu Saat 4-5 gibi telefonun artık şarjı bitmiş. Beni arardı zaten normal şartlarda, acaba polis gözaltına mı aldı diye düşündüm. Bende bir kaygı oluştu, Ercan’ı hastanelerde aradım. Sonra arkadaşlarım koluma girdi, “Yasemin bizimle gelmen gerekiyor” dediler. Benim eşimi görmem gerekiyordu. Eşimin saçları yoktu, kirpikleri yoktu, yüzünün yarısı yoktu, ayak parmağı yoktu ve ben çocuklarıma artık babanız yok demek zorunda kaldım. Ben Hatice Hanım’a, “Çocuklarınıza babanız yok” demek ne demek diye sormak istiyorum. Oğlum her yere babasına notlar yazıyor. 15 gün önce bana dedi ki, “Artık gelmeyeceğini anladım anne”.
Babasının elbiselerini giyiyor oğlum, ben her gördüğümde travma yaşadım. Ben 5 günlük travma ile anaokulu öğretmenliği yapmaya devam ediyordum. Çünkü evi geçindirmem gerekiyordu. Beş günlük travmayla çocuklara oyun öğretiyordum ve gülümsemem bekleniyordu.
Keşke hepimiz ölseydik, keşke hepimiz birlikte ölseydik. Dördümüz de ölseydik. Babalarının resimlerini daha vitrine koyamadık. Oğlum dayanamıyor. Oğlum, “Ağladığımı görme diye odayı kilitlliyorum anne” diyor bana. Benim eşim kurban kesemeyenlerin kurbanını keserdi, dinin ne olduğunu benim eşim bilir. Bu zanlıların hepsinin, tüm sorumlularının cezalandırılmalarını istiyorum.
02/05 15:18 Müşteki Hale Acer
Muhtemelen sakat kalacağım, bacağımda bir çivi kaldı. 2 kez ameliyat oldum, muhtemelen üçüncüsünü olacağım. Ben hemşireyim, ancak kendi muayenemi iyi yapamadım. Alanda 10-15 kişiye yardım ettim. Topuklarıma basarak, sürünerek ilerledim. Ben o günden beri et reyonlarından geçerken kusuyorum, işimi yapamıyorum, konuşma bozuklukları yaşıyorum, bu kiralık katillerden, bunlara izin verenlerden, devlet yönetiminden hepsinden şikayetçiyim.
02/05 15:15 Müşteki Yavuz Demirkol
Ambulanslar çok geç geldi. Uzun bir süre tedavi görmek zorunda kaldım. 25 yıldır sendikacıyım, birçok mitinge katıldım. Hiçbir güvenlik önlemi olmaması dikkatimizi çekmişti. Başbakan “elimizde liste var ama patlatmadan yakalayamıyoruz” demesi, çeşitli istihbaratlar alınmasına karşı, bomba ihtimaline karşı bu miting için gerekli önlemleri almayanlardan, Ankara ve Gaziantep Emniyet Müdürlüğü ilgililerinden, eylemden sonra oylarımız 1-2 puan arttı diyen siyasi iktidardan, hepsinden şikayetçiyim.
02/05 15:11 Müşteki Özgün Atabay Acun
Ata Önder Atabay’ın ablasıyım. 2 kardeştik, birbirimizi hiç kırmadık, hiç incitmedik.
Bir gün bir rüya görmüştüm, küçüktüm, kardeşim yerde yatıyordu, bir adam onu kucağına alıp ambulansa koymuştu, çok ağlamıştım.
10 Ekim’de ambuans sesleri çınladı kulaklarımızda, bu sefer rüya değildi. Canlarımıza kıymışlardı. Onlar “Kimse ölmesin, huzur içinde yaşayabilsinler” diye gitmişlerdi Ankara’ya.
Bu önde oturan katillerin, yeğenlerinin, kuzenlerinin gittiği okullarda öğretmendi Önder. O okulda müdür yanına çağırıp bir spor faaliyeti yapmasını ister. Bir portakalı sarar sarmalar top yapar, o takım Türkiye şampiyonu olur. Mersin’e götürür öğrencilerini, lk kez deniz görür çocuklar.
Keşke bu IŞİD’li katillerin de Önder gibi bir öğretmeni olsaydı. Öğretmenlik hayatı boyunca her okulunda birçok başarıya imza atmıştı. Kardeşimin ve güzel birçok insanın geleceğini çaldılar.
Valisinden, emniyet müdüründen, canlarımızın üzerine gaz sıkan polislerden, “Patlamadan sonra oylarımız arttı” diyenlerden şikayetçiyim.
02/05 15:03 Müşteki Taner Şimşek
Çorum’dan mitinge katıldım, ikinci bombada yaralandım. Yoğun bir şekilde üzerimize gaz bombası atıldı. Birlikte geldiğimiz arkadaşlar beni garın içine aldılar. 20-25 dk kadar orada bekledim. İlkyardım yapıldı bana.Dışarıda da 25 dk ambulans bekledikten sonra hastaneye götürdüler. Vücudumda hala bombanın parçaları var. Elimi vücuduma attığımda o parçaları hissediyorum. Bu olayda kastı ve ihmali bulunan herkesten şikayetçiyim.
Vatandaşlık dersinde bize vatandaşlığın 3 şartı var demişlerdi. Ben bu şartları yerine getirdim devletin de beni korumasını bekliyorum.
En tepeden en aşağıya sorumlu olan herkesten şikayetçiyim.
02/05 15:00 Müşteki Nuray Çoşgun: “Çocuklarımızın Geleceğini Çaldılar, Ateşimiz Hiç Sönmeyecek. Günlerinizin Değerini Bilin”
Avukat Uygar Coşgun’un annesiyim.
Oğlumuza Uygar adını verirken, oğlumuzun yüzüyle gülen, insanlara yardım eden biri olduğunu biliyorduk. Daha sonra bunu daha iyi anladık. Çevreden duyduğum olaylar, oğlumla gurur duymamı sağladı.
Olay sayesinde Ankara’da bilmediğimiz hastane kalmadı, bir umutla “Bulur muyuz acaba” diye. Ne kadar zor, acı olay insanı kısa zamanda yakalıyor. Öğreniyorsun, kalbi paramparça, ciğerlerinde bir kor ateş, insan olarak bunu kabul etmek… “Ne yaptı” diyorum, benim oğlum, çevresindeki insanlara yardım etmekten, onlara gülümsemekten başka ne yaptı?
İnsanlıktan nasibini almamış insanlara anlatmak çok zor geliyor bana. Benim oğlum burada avukatlık yaptı. Onu burada izlemek isterdim bir kere. Burada bulunan bütün avukatlar benim çocuğum, benim Uygarım, onlarla gurur duyarım. Benim Uygarım “Barış” diyerek geldi, 101 güzel insanla birlikte katledildi.
Burada biraz önce ifadesi alınan Hatice, evlatlarından söz ediyor. O buradan çıktığı zaman evlatlarını görebilecek O Hatice düşünsün bakalım. Bir evladı 32 yaşına kadar yetiştirip ondan sonra da onu görememenin ne demek olduğunu düşünebiliyor mu? Bunu ancak buradaki acılı aileler bilebilir, anneler bilebilir. Biz hiçbir insanın evladının ölmesini istemeyiz. Onlar bizim çocuklarımızın geleceklerini çaldılar, kızım Mehtap’ın eşiyle kurduğu geleceği, torunum Sarp’ın hayallerini çaldılar, hepsinden davacıyım.
Evlatları yanında olanların, o günlerin kıymetini çok iyi bilmeleri lazım. Çünkü çok mutlu günleri. En ufak şey için üzülmesinler. Çünkü biz bundan sonra mutlu olmak istesek de olamıyoruz. İçimizdeki ateş hiçbir zaman sönmeyecek. Burada yitirdiğimiz 101 can için, oğlum Uygar Coşgun için “Adalet, Adalet, Adalet” diyorum sadece. Şikayetçiyim. Davaya katılıyorum.
02/05 14:54 Müşteki [isim duyulmadı]
Konu katiller ve tecavüzcüler olunca her türlü güvenlik önlemini alanlar, konu barış isteyenler olunca hiçbir önlem almadı.Davacıyım.
02/05 14:53 Gülcan Karakapan
KESK’e bağlı Kültür-Sanat-Sen’in çağrısıyla meydandaydım. Bomba patladı, yerden kalkamadan yoğun bir gaz bombasına tutulduk. O gün ayağımdan yaralandım. O gün oradan sağ çıkacağıma da inanmadım.
1.5 yıl geçmesine rağmen olayın etkisinden de kurtulamadım. Olayı gerçekleştirenlerden, sorumlulardan şikayetçiyim.
02/05 14:51 Müşteki Gülistan Özgan
Akrabalarım gelmişti, beni de mitinge davet ettiler. “Daha güçlü barış istersek daha iyi olur” dediler. Kahvaltı etmeye gittik. Bana, “Sen hangi bayrağın altına gideceğini biliyor musun?” dediler.
Bir ses geldi. Havaya baktım, et parçası gördüm. Elimi kaldırdım, ikinci bomba patladı. Yağmur gibi kan üstümüze yağdı. Kardeşimi aradım. İnsanların üzerine örtülen flamaları kaldırarak kardeşimi bulmaya çalıştım.
Bomba patladığı zaman herkes kaçtı. Bombalar gelmeye başladı. Ben barış annesiyim, Ankara’da çok gaz yedim, bu gaz onlar gibi değildi. Ben kimyasal attılar dedim.
Polis o zamana kadar zaten yoktu. Polis ambulansların alana girip yaralıları almasına izin vermedi.
Gazda bazı insanların öldüğünü gördüm. Biri aradı beni, “Hacettepe’ye gel kardeşin burada” dediler. Gittim, kardeşimi göremedim, kardeşimi morgda gördüm. Onlar bana kardeş acısını gösterdi, inşallah onlar da bu acıyı görsün.
02/05 14:47 Müşteki İsa Özgan
Olay günü İstanbul’daydım. Eşim, gelinim, kardeşim bu barış mitingine katımak için Ankara’ya gelmişlerdi. 10:30’da durumu anlayınca hepsini aradım ama ulaşamadım. Sonra bazılarıyla görüştüm ama kardeşimle görüşemedim. Özel bir araca atlayıp Ankara’ya geldik. Kardeşimin Hacettepe’de öldüğünü söylediler.
Acil servise gittik, sedyelerde yarı baygın kişiler yatıyordu. Kardeşimi ve onun eşini arıyordum. Onları sedyede gördüm. Niye müdahale etmiyorsunuz diye sordum, elinin tersiyle beni itti. Bu hastaları bir sakinleştirin, bir iğne yapın dedim.
Kimden şikayetçi olacağımızı bilmiyoruz. Davutoğlu elimizde 30 kişilik liste var diyordu. Kimden şikayetçi olacağımızı biliyoruz ama söylesek de beş para etmiyor. Burada ihmal yoktur, burada kasıt var. “Orayı kan gölüne çevireceğiz” diyen Sedat Peker gibi biri var, onları burada görmüyorum. Onlar bu gücü, bu cesareti nereden alıyordu?
Dönemin emniyet müdürlerinin getirilip ifadelerinin alınmasını istiyorum.
02/05 14:42 Müşteki Sibel Erduman
Üsküdar HDP’denim. 6 arkadaşımı kaybettim. Demokratik ve barış içine bir ülkede yaşamak için bu mitinge katıldım.
Türkülerimizle geldik, barış için geldik, eski köy hayatına özlemimizi konuşarak geldik. Arkadaşlarım köylerinden sürüldükleri için İstanbul’daydı.
Ben 55 yaşındayım. 77 mayısından beri bir çok patlamada, birçok şeyin içinde bulundum, ya da beş dakika öncesinde hayatım tesadüfen kurtuldu. Ama bu mitingin çok başka bir önemi vardı; Barış. Çok gereken bir anda yapılan bir mitingti. Eski tecrübelerime dayanarak, polislerin bu kadar ortalarda olmamasını garipsedim.
Güzel duygularla oraya gelen arkadaşlarımızın canını alan taşeronlardan da, sorumlularından da şikayetçiyiz.
02/05 14:38 İsmail Kılıç
Polisler her eylem öncesi otobüsümüzde kimlik kontrolü yapardı. O gün kontrol yapılmadı ve garip geldi. 45 dk sonra hastaneye taşınabildim.
Herkesten şikayetçiyim.
02/05 14:36 Alaattin Kerküt
KESK Birleşik Taşımacılık üyesiyim. Korteje girerken patlama oldu. 3 yerimden yaralandım. Eylemi planlayanlardan, uygulayanlardan, Kilis’ten, Antep’ten gelip arkadaşlarımı yaralayanlardan, bunda ihmali olan tüm kamu görevlilerinden şikayetçiyim.
02/05 14:33 Müşteki Ruşen Topal
O gün yaralandım, sivil vatandaşlarca hastaneye taşındım. orada görevli bulundurmayanlardan şikayetçiyim.
02/05 14:33 Müşteki Engin Kuyubaşı
Seyyar satıcıyım. Alandaki çay ocağı benimdi. 7 gün hastanede yattım. Sırtımda hala şarapnel parçası var. 105 gün çalışamaz raporu aldım. MS hastası eşim 6 aydır psikiyatrik tedavi görmektedir. Etrafımda ölenler arkadaşımdı.
Sabah 5:30’da oradaydım. Sırt çantalı 2 kişi çay içip gitti. daha sonra onların canlı bomba olduğunu öğrendim.
Olaydan sonra 1 saat kadar yerde yattım, bilincim açıktı, Tabipler Odası’ndan insanlar bana yardımcı oldu. 11’e kadar hastaneye gidemedim.
Ağır kaldıramıyorum, çocuğumu bile kaldıramıyorum.
02/05 14:29 Müşteki Gülderen Ertaş
Eşimle Barış Mitingine giderken hiç polis olmadığını görünce aklıma Suruç geldi. Bir bomba daha patlatırlar mı diye düşündüm. Seçim yakın olduğu için bir bomba daha patlatmak istemezler diye düşündüm. Ancak daha sonra sosyolojik araştırmaların, böyle kaos durumlarında iktidarın güç kazanacağını söylediğini gördüm.
10 Ekim katliamına devlet göz yumdu. Bir polis bile yaralanmadı, bu kanıtlıyor. Devletin göz yumduğu dğer ölümlerde, Uğur Mumcu, Abdi İpekçi cinayetlerine göz yumulmuştur. Türkiye tarihinde siyasi cinayetlerin hiçbiri çözülmemiştir, üstleri kapatılmıştır.
Avukatlarımız çok çalışıyor, onlara güveniyorum. Mahkemenin de şimdilik adil bir yargılama yürüttüğünü düşünüyorum. Bir umudum var.Ancak gerçek sorumluları yargılanacağına inanmıyorum. Azmettiricilere şimdilik bir şey olmayacak diye düşünüyorum.
Eşimle hep el ele yürürdük mitinglerde. Eşim o gün beni ilk kez yanından ayırdı. Ortada hiç polis olmadığı için bir arkadaşı şüphelenip onu aramış.
Eşim yalnızca herkes için barış istedi ve bunun için öldüler.
Sorumluluğu olan herkesten şikayetçiyim.
02/05 14:22 Müşteki Nimet Fahri Karasu
Haber-Sen Şube başkanıyım. Hem şahit hem müştekiyim.
Bu mitinge gelirken hiç polisle karşılaşmadık. Oysa ki, her zaman polisler yolda bize iki kere kimlik kontrolü yapardı. Ancak 10 Ekim’de polise rastlamadık. Oysa yaptığımız bir basın açıklamasında bile onlarca sivil ve resmi polis varken, o meydanda tek bir polisin bile olmaması düşündürücü.
Patlamadan sonra gaz bombalarını görünce ilk defa ölümü düşündüm ve gözlerim etrafta bir MOBESE kamerası aradı, işte bu gazlar yüzünden öldük diye göstermek istedim.
Herhangi bir şikayet dahi olmadan böyle bir soruşturmanın yapılabileceği ilgili AİHM kararlarında vardır. Mahkemenizden de bunların uygulamaya koymasını talep ediyorum.
Her kademedeki bütün sorumlulardan şikayetçiyim.
02/05 14:18 Müşteki Özdemir Altun
Eğitim-Sen üyesiyim. Daha önce de Ankara’da mitinglere gelmiş birisiyim. Ankara’ya gelirken hep polis eskortuyla gelirdik, bu kez hiç polis görmedim birkaç trafik polisi dışında, garipsedim. O ara Güneydoğu’da olan operasyonlarla ilişkilidir diye düşündüm.
Patlama oldu, kendime geldiğimde çevremdekilerin hiçbiri yoktu. Polis üzerimize gaz sıktı.
Adli Tıp, gaz bombasının ölümlere etkisinin olmadığı yönünde rapor vermiş. Nasıl öyle bir rapor verilmiş anlamıyorum. TTB’den arkadaşlarımız bize hareket etmeyin dedi. Adli Tıp bize hiçbir şey sormadı Nereden biliyor hareketli olduğumuz için yaralanmaların olduğunu? Ambulanslar çok geç geldi ve polis müdahalesi yüzünden geciktiler.
Daha sonra iki ameliyat oldum.
Emniyet müdürü, güvenlik şube müdürü, çevik şube müdürü, ismini tek tek saymayacağım, o raporda ismi geçen herkesten davacıyım. Polisin görevi orada yaşamı korumaktı.
Genelkurmay başkanı yargılanırken, özel mahkemelerde yargılandı, bu kişilerin de böyle mahkemelerde yargılanması gerekir. Devlet memurları kanununun geçersiz olması gerekir.
02/05 14:14 Müşteki Ali Hıdır Tekin
Sorumlu olan herkesten şikayetçiyim, gaz sıkan polisten şikayetçiyim.
02/05 14:13 Müşteki Emel Emre
Sendikamın [ESM] davetiyle Barış Mitingine katıldım. İlk patlamayı duydum, arkamı döndüğünde ikici patlamayı gördüm. Sonra sadece kaçtığımı hatırlıyorum. Tedbir almayan herkesten şikayetçiyim.
02/05 14:12 Müşteki Haşim Alçın
Bacaklarımda 3 tane kırık var. 120 gün hastanede yattım. Olayla lişkili herkesten şikayetçiyim.
02/05 14:11 Müşteki Sultan Kıvrak
Kimden şikayetçi olayım bilmiyorum. Aylardır biz ne yaptık diye düşünüyorum. Benim eşimin ne suçu vardı da bu kadar ağır bir şey geldi. Benim eşimden 40 tane bilye çıktı, benim eşim 40 bilyeyi hak edecek ne yaptı?
Benim eşimin hayalleri yıktılar. Evimi paramparça ettiler. Eşimin suçu neydi de beni eşimden ayırdılar. Suçlu olsa kabul ederdim ama biz suçlu değildik. Biz barış için oraya gittik. Bu insanlar niçin bizim yuvamızı yıktılar? Ne hakları vardı benim ocağımı söndürdüler? Eşimin çantası duruyordu orada, yola gidecekti. Kararı siz vereceksiniz hakim bey. Ben sorumlu herkesten şikayetçiyim.
02/05 14:08 Müştekilerin ifadelerine geçildi.
Müştekilerin kimlik tespitleri yapıldı ve yasal hakları okundu.
Müşteki Sultan Kıvrak ile başlanacak.
02/05 13:48
02/05 13:45 Duruşmaya verilen ara sona erdi, duruşma devam ediyor.
Üçüncü tur duruşmanın birinci gün duruşması, öğle arasının ardından müştekilerin ve avukatların tespiti yapılarak devam ediyor.
02/05 12:02 Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi.
02/05 11:52 Av. Özcan Karakoç’un sanık Hatice Akaltın’ı sorgusundan: “Eşin Suriye’ye gitse söyler miydi? – Hayır, Gitti mi? – Hayır, Nereden biliyorsun? – Söylemedi…”
Av Karakoç: Eşin Suriye’ye gitse sana söyler miydi?
Sanık Hatice Akaltın: Söylemezdi.
Av: Eşin Suriye’ye gitti mi?
Sanık: Gitmedi.
Av: Nereden biliyorsun?
Sanık: Söylemedi.
Avukat, sanığa bazı fotoğraflar gösterdi. Hatice Akaltın, eşi Metin Akaltın’ı teşhis etti. “Suriye’de silahlı eğitim gören eli silahlı kişi Metin Akaltın.”
Av. Özcan Karakoç, Sanık Metin Akaltın’ın salondan çıkarken Hatice Akatın’ın avukatı Oğuz Akman’ın avukatını da çıkarken “Sen davadan çekil” dediğni iddia etti. Sanık avukatına soruldu, sanık avukatı Metin Akaltın’ın kendisine “sen savunma daha iyi” dediğini ifade etti.
02/05 11:47 Av. Hamit Özden’in çapraz sorgusundan: “Sanığın yalanları kendisini ele veriyor”
Av: Özden “Hatice Hanım’ın örgüt üyesi olması dışında, Ankara Katliamı’nın da bir iştirakçisi olduğunu düşünüyoruz. ”
Av: “Hatice Hanım çantası hakkında bize bilgi vermiyor”
Av: “Hatice Hanım facebook hesabı olmadığı konusunda yalan söylüyor. Hesabında eşi ve çocuklarıyla fotoğrafları var”
Av: “Bir sanık kendisi hakkında yakalama kararı olduğunu bildiği halde 2 ay boyunca kaçıyorsa, bundan sonra ne yapacağını da bilemeyiz”
02/05 11:42 Av. Hamit Özden tekrar çapraz sorguya başladı; Sanık Avukatı “Gitme” Demiş, Polisler Tutuklamaya Bile Gelmemiş
Av: Hiç kaçak yaşadınız mı?
Sanık: Hiç kaçak yaşamadık. Öyle olsa ikametimiz olmazdı.
Av: Sizin hiç resmi adresiniz olmamış.
—
Av: 18 Nisan 2017’de ifade verme gereği neden duydunuz? Yakalama kararından haberiniz var mıydı?
Sanık: Yakalama kararı olunca polisler gelseydi kapıma.
Av: Hakkınızda bir yakalama kararı varken babanızda, kayınvalidenizde mi kaldınız?
Av: Yakalama kararı Şubatta çıktı. Neden 18 Nisana kadar beklediniz?
Sanık: Görüntülü sistemin oluşturulmasını bekledim.
Av: Görüntülü sistemin oluşturulmasını beklemenizi kim söyledi.
Sanık: Avukatım söyledi.
Av: Yani avukatınız davayı UYAP’tan takip ediyordu.
Sanık: Evet.
Av: Yan yakalama kararından Şubattan beri haberiniz vardı.
Sanık: Evet.
Av: Antep polisi bu zamanda bile bile gelmedi öyleyse sizi aramaya.
02/05 11:27 Hatice Akaltın dışındaki sanıklar salondan çıkartıldı
Hatice Akaltın’ın çapraz sorgusu tekrar başladı. Av.Eylem Sarıoğlu sorularını tekrarlıyor. Sanık daha önce cevap vermediği bazı sorulara cevap vermeye başladı.
Av: “neden sık sık ev değiştiriyordunuz?”
Sanık H.A: “sık sık değiştirmiyorduk”
Av: “Neden şu adresten (haklarında yakalama kararı olduğu için polisin geldiği adres) taşındınız?”
Sanık H.A: ” çocuklarımız küçüktü, evin kombisi çalışmıyordu, o yüzden soğuktu, hasta olmasınlar diye taşınmak zorunda kaldık”
Av: Ama Mayısta taşınmıştınız. Mayısta Antep’te hava soğuk olur mu?
Av.: “Eşin 9 Ekim günü eve geç geldi mi? ”
Av: “Eşinin 10 Ekim patlamasıyla ilgili olduğunu biliyor musun?”
02/05 11:19 Sanık avukatı Oğuz Akman, ifade veren sanıklar dışındaki sanıkların dışarı alınmasını talep etti.
Sanık avukatı, sanığın baskı altında ifade verdiğini ifade ederek, diğer sanıkların salondan çıkartılmasını talep etti.
Mahkeme başkanı, sanık Metin Akaltın’ın ifade sırasında Hatice Akaltın’a sözlü ve işaretle müdahele ettiğini tespit ederek, diğer sanıkların salondan çıkartılması talebini kabul etti.
Diğer sanıklar salondan çıkartılıyor.
02/05 11:12 Av. Hamit Özden çapraz sorgu yapıyor – Sanık eşinin silahlı fotoğrafına “oyuncak silah gibi duruyor” deyince, gelen soru cevapsız kaldı: “Eşiniz oyuncak sever mi?”
Sanık Hatice Akaltın, avukatın sorularından bazılarına cevap vermeye başladı.
Avukat, sanığa daha önce (7 yıl evliliği boyunca) kaldığı evlerin adreslerini sordu, sanık “hatırlamıyorum” cevabı verdi. Sadece ilk kaldığı evin adresini bildiğin söyledi.
Av. Özden, “Eşiniz örgüt elemanlarını polise verir miydi?”
Sanık Hatice Akatltın, Sanık Burak Ormanoğlu’nun şofben tamiri için eve geldiğini söylemişti.
Avukat, Ormanoğlu’nun neden evde 3 gece kaldığını sordu.
Sanık: “bir gece kaldı”.
Av: “Neden az önce mahkemede 3 gece kaldığını söylediniz”
Sanık: “Onun kaldığını değil, eve eşya taşımaya gelenlerin kaldığını söyledim”
Av: “Yani eve eşya taşımaya gelen başka birileri de var?”
—
Sanık telefon kullanmadığını söyledi. Ancak çantasından 3 adet cep telefonu, tabletler, bataryalar, yüzükler çıkmıştı.
—
Av: Eşiniz Halil İbrahim Durgun’un arkadaşı mı?
Sanık: Eşimin arkadaşlarını bilemem.
Av: Esin Durgun’u tanır mısınız?
Sanık:Hayır
Av: Esin Durgun yanınızda oturuyor. Tanır mısınız?
Sanık: Tanıdığınız insan tanıdığınız insan mı olur?
—
Avukat, bir telefon numarasını soruyor.
Avukat, Hatice Akaltın’a eşi Metin Akaltın’ın silahlı resmi olup olmadığını sordu, sanık “hayır” diye cevap verdi. Avukat, Metin Akaltın’ın silahlı resmini gösterip “bu eşiniz mi” diye sordu. Hatice Akaltın: “o oyuncak silah gibi duruyor” dedi. Avukat: “Eşiniz oyuncak sever mi?” diye sordu.
02/05 11:02 Sanık Hatice Akaltın’ın avukatı, müvekkilinden sorulara cevap vermesini istedi
Sanık Avukatlarından biri, müvekkili Hatice Akaltın’dan sorulara cevap vermesini talep etti. Aksi takdirde müdaafilikten çekileceğini, sanığın masumiyetine inanarak Gaziantep’ten geldiğni ifade etti.
Mahkeme Başkanı, sanığa talebi tekrarladı. Sanık Hatice Akaltın, “Üzerime atılı suçlar sabit olmadığı için kendimi savunmayacağım” diye cevap verdi.
02/05 10:49 Avukat Eylem Sarıoğlu çapraz sorguya başladı
Hatice Akaltın, önceki duruşmalarda diğer sanıkların aksine sorulara cevap veriyor.
Av. Sarıoğlu. “Metin örgütün kasası mıydı?”. “Paralar sende çıktı. Örgütün kasası sen miydin?” “Metin’in kod adını biliyor muydun?” “Kasap Bedo lakabını duydun mu?” “Metin’le evlendiğinizden beri kaç kez ev değiştirdiniz” (Sanık, 2 kez olarak cevap verdi)
Av. Sarıoğlu: “Yakalanmadan önce evinizde kimler kalıyordu?” “Halil İbrahim Durgun kaldı mı?” (Sanık. “Evet, bir gece kaldı” )
Av. Sarıoğlu: “Esin’i evinizde sakladınız, evinizde misafir etmişsiniz. Niye sizin hakkınızda yalan söylesin?” (Sanık: Bilmiyorum)
Sanığın eşi Metin Akaltın: “Sorulara cevap verme” diye müdahalede bulundu.
Sanık, sonraki sorulara cevap vermeyeceğim” şeklinde cevap vermeye başladı.
Salondan itirazlar geliyor.
02/05 10:44 Mahkeme Başkanı, Hatice Akaltın’ın ifadesindeki çelişkileri sorgulamak üzere sorular sormaya başladı.
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurmak, 6136 Sayılı Yasaya Muhalefet Etmek suçlarından yargılanan Hatice Akaltın, tutuklu sanıklardan Metin Akaltın’ın eşi. Bombacıları Ankara’ya getiren Halil İbrahim Durgun’un kendini patlattığı evde, Durgun’un eşi Esin Altıntuğ ile birlikte yakalanan Hatice Akaltın 16 Aralık 2015 tarihinde tahliye edilmişti. Davanın iki duruşmasına da katılmayan sanık Hatice Akaltın hakkında son duruşmada yakalama kararı çıkartılmıştı.
Hatice Akaltın: “Çantayı gördüm. Ancak kıyafet çantası sandım. Zaten eşime sorduğumda içinde kıyafet olduğnu söylemişti.”
Mahkeme Başkanı, Hatice Akaltın üzerinde bulunan 8000 TL parayı sordu. Akaltın: “Kişisel paramızdı,araba satışından elde ettik” dedi.
02/05 10:37 Çevik Kuvvetin duruşmada bulunmaması talebi reddedildi
Müşteki avukatlarının, duruşmada güvenliğin Çevik Kuvvet Şube bağlı polis memurları tarafından SAĞLANMAMASI yönünde vermiş oldukları dilekçe “Duruşma salonunun durumu, katılanların sayısı, davanın mahiyeti göz önüne alınarak gerekli tedbirlerin alınmasında zorunluluk bulunduğu” gerekçesiyle reddedildi.
02/05 10:19 Dava başlıyor, kimlik tespitleri yapıldı
Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıkların isimlerini okudu. Sanıkların tamamı salonda hazır bulunuyor.
18 Nisan’da yakalanarak tutuklanan sanık Hatice Akaltın da salonda hazır bulunuyor.
Müştekilerin ve avukatların kimlik tespitleri yapılıyor.
Kimlik tespitleri 10:35 itibariyle tamamlandı.
02/05 09:50 Almanyalı barış aktivistleri de davayı takip ediyor
10 Ekim Katliamı Davası’nın 2. oturumunda da davayı takip eden Alman Barış Aktivistlerinden biri olan Holger Griebner, duruşma öncesinde Ankara Adliyesi önündeki açıklamaya katıldı.
02/05 09:45 Avukat Tuncay Bek bilgilendirme yapıyor
“Öncelikle, yakalanan Hatice Akaltın’ın ifadesi alınacak. Biz ailelerin vekilleri olarak bu katillerin en yüksek cezayı almaları için çalışacağız. Bu şebeke birçok katliamın da failidir. Bu davada ortaya koyduğumuz deliller sonucu bir gün kamusal sorumluluğu olanların da yargılanacağına inanıyoruz.”
02/05 09:37 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Adliye Önünde
#10Ekim #AnkaraKatliamı Davası 3. Duruşması öncesinde 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği ile katliam mağdurları ve avukatlar, davanın görüleceği Ankara Adliyesi önünde bir araya geldi.