Dünya ve topraklar sadece insanlığa ait değil. Hayvanlar, bitkiler, çiçekler, ormanlar ve akarsular var. Biz hepimiz nefes alıp veriyoruz bu ortak yaşam alanında. Belki insan icadı bir takım sistem ve hegemonyalar olmamalıydı. Belki sınırların olması gerektiğine inanmamalıydık. Keşke her insanın yaşam hakkı olduğuna inandığımız gibi hayvanlar için de bunu söyleyebilseydik. Sistematik beynimiz, teknolojik ekipmanlarımız ve bunlarla doğru orantılı art niyetlerimiz doğmasaydı, hükmedenlerin dünyasına belki daha uzak olurduk. Bir canlıyı kapattığımız, onu doğal evinden ayırdığımız her yer hapishanedir. Ben bunu gördüm. Bir an için, etrafın karmaşasından uzaklaşıp, o hapishanelerdeki hayvanların gözlerinin içine bakın. “Burada olmak istemiyorum” diyen bir boz ayı, yalnızlıktan depresyona giren bir çöl tilkisi ve uçsuz bucaksız coğrafyalarda koşamadığı için volta atan bir kaplan gördüm. Lütfen siz de görün ve lütfen saygı duyun nefes alıp veren her canlıya.
İşte bu proje, benim diğer insanlara bunu gösterme yöntemim.