Zaman zaman sizin de şehrin gürültüsünden, kalabalığından ve trafiğinden sıkıldığınız oluyor mu? Böyle zamanlarda hep küçük bir kasabaya ya da köye taşınıp orada yaşamak istiyorum diye içimizden geçirsek de aslında büyük bir cesaret isteyen bu değişim çoğumuzun aklının bir köşesinde hayal olarak kalmaya devam ediyor.
Şimdi sizleri Ceren ile tanıştırmak istiyorum, çünkü bu Ceren’in hikâyesi… Ceren, çoğumuzun aklından geçen şehir hayatından ve stresten uzak, doğa ve hayvanlarla iç içe yaşama hayalini gerçekleştirmiş biri. Geçen yıl Haziran ayında kedisi Serçe ile Yozgat’ın bir köyüne yerleşen Ceren, tam bir hayvansever ve hayvan hakları savunucusu. Ceren’in kendisi ile birlikte yaşayan yedisi keçi, dördü kedi, üçü tavuk, biri köpek ve biri horoz olmak üzere toplam 16 hayvan dostu var. Onun için hayvanları çok önemli, her birinin ayrı ayrı hikâyeleri var.
Ceren, köyde yaşadığı toplam 14 ay boyunca düşünce tarzının biraz daha farklı olması nedeniyle ufak tefek zorluklar ile karşılaşmıştı. Hayvanlar ile olan dostluğu bazı insanların tepkisini çeken Ceren’in hakkında deli olduğuna dair söylentiler dolaşmaya başlasa da, o kendi küçük dünyasında huzuru ve mutluluğu yakalamaya çalışıyordu! Ta ki 17 Temmuz günü hayvan dostlarıyla çıktığı yürüyüşten eve dönene kadar.
Eve döndüğünde daha girmeden bir gariplik olduğunu anlamıştı. Korku ile adımını attı içeri. Evi tanınmayacak haldeydi. Ceren evde yokken biri ya da birileri evine girmiş, kıyafetlerine, özel eşyalarına kadar her şeyi parçalayıp dağıtmıştı! Ceren’in belirttiğine göre mutfaktaki yiyecekler bile yerlere dökülmüştü, üzerilerine tekrar kullanılmasınlar diye şampuan gezdirilmişti! Şahıs ya da şahıslar öyle öfkelilerdi ki onun ekmeğini yaptığı pakette duran unu bile dökmeyi ihmal etmemişlerdi.
Aslında ciddi bir durum yokmuş gibi görünen bu olayı paylaşmak ve Ceren’in sesini duyurmak neden önemli? Çünkü kadına yönelik şiddet, yaşam hakkının ihlali ve çok daha ciddi kayıplar ile sonuçlanan olaylar tam da bu şekilde başlıyor. Kadınlar korkup susuyorlar, bir cesaret ile konuşup hakkını arayanlar ise her zaman o kadar şanslı olmayabiliyor ve yaşadıklarını ifade edip sonuç alana kadar bazen çok geç olabiliyor!
Olay sonrasında aslında hala şokta olan, korku dolu günler ve geceler geçiren Ceren Sansar, olay ile ilgili sorularımı samimiyetle yanıtladı.
Merhaba Ceren, öncelikle geçmiş olsun. Seni kısaca tanıyabilir miyiz?
Merhaba, ben 28 yaşındayım. Bu köyde doğdum ve büyüdüm. Liseye burada gittim. Sonrasında şehre giderek 10 yıl kadar şehirde yaşadım. Şehir hayatım çalışarak geçti. Evlendim, ayrıldım. Üniversiteye başladım fakat birinci sınıftan bırakarak köye geri döndüm.
Köyde yaşamaya nasıl karar verdin?
İzmir’de okuyordum ve şehir hayatında çok mutsuzdum. Geçen yıl Haziran ayında yazın köyde, kışın ablamlarda ya da abimlerde kalan annemin yanına geldim. Çok geçmeden annemle birlikte yaşayan 3 keçi ile arkadaş olduk. Hem şehir hayatını sevmediğimden hem de ben gittikten sonra hayvanların satılma ihtimali olmasından dolayı, aslında ilk başta okula geri dönmeyi düşünsem de köyde kalmaya karar verdim. Ailem bu kararıma karşı çıktı, fakat ben hayvan dostlarımla burada yaşamaya karar vermiştim.
17 Temmuz günü neler oldu Ceren, bize biraz bahseder misin?
17 Temmuz günü keçilerim ile birlikte yürüyüşe çıkmıştım. Bir süre sonra eve geldiğimde kapı açıktı, korku ile içeri girdim. Evimi tanıyamadım. Her yer, bütün eşyalarım darmadağın, paramparçaydı. Hatta giysilerim tarlaya kadar atılmıştı! O görüntüyü hala unutamıyorum.
Peki, bu olayı kimler neden yapmış olabilir, bir fikrin var mı?
Bazı yerlerde yazıldığı gibi köylüler evimi basmadı benim. Bu olaydan sonra benimle bir kap yemeğini paylaşanlar da oldu, hiçbir şey olmamış gibi davrananlar da… Ama bu olayı gerçekleştiren tek bir aile! Ben hayvanlarımı yalnız bırakamadığım için arkadaşlarım beni ziyarete geliyorlardı. Bahsettiğim şahıslar evime arkadaşlarım geliyor diye hakkımda çok üzücü söylentiler çıkarttılar ve zamanla bu söylentiler bütün köye yayıldı. Yine aynı şahıslar hayvanlara çok değer verdiğimi bildikleri için köpeğimi öldürmekle tehdit ediyorlardı. Zamanla hayvanların can güvenliklerinden endişe etmeye başladım!
Çok özel değil ise hakkında ne gibi bir söylenti çıkarttıklarını bizimle paylaşabilir misin?
Bunu üzülerek söylüyorum, arkadaşlarımın ziyaretime gelmesinden ötürü fuhuş yaptığımı iddia etmeye başladılar!
Oranın senin evin olduğunu biliyoruz ve her ne sebepten dolayı olursa olsun hiç kimse kendi isteği dışında evinden, yurdundan uzaklaşmak durumunda kalmamalıdır. Fakat yaşanan olaylarla birlikte başka bir yere taşınmayı düşündün mü hiç?
Düşündüm evet, hem de birkaç kez. Ama hayvanlar ile başka bir yere taşınmak o kadar da kolay değil ve ben onlardan ayrı yaşadığımı hayal dahi edemiyorum!
Peki, bundan sonra neler olacak?
Suç duyurusunda bulundum, gelişmeleri takip edeceğim. Bir şekilde adaletin yerini bulacağına inansam da olay sonrası sözünü ettiğim şahısların birinden aldığım tehdit telefonu tam toparlanmaya çalışırken moralimin tekrar bozulmasına yol açtı!
Korkuyor musun peki?
Evet korkuyorum, ama korkum daha çok hayvanlara zarar verecekler diye. Kendim ve onlar için hakkımı aramaya ve sesimi duyurmaya devam edeceğim…
Sevgili Ceren Sansar’a çok teşekkür ederiz. Gelin daha üzücü olaylar yaşanmadan Ceren’in sesini duyurmasına yardımcı olalım. Yardımcı olalım ki çevre baskısı, psikolojik ve sonrasında fiziksel şiddet gören fakat korkudan susan, bazen ise yardım etmek için çok geç kalınan kadınlarımız bu ve benzeri olayları yaşadıklarında sessiz kalmasınlar… Yardım edelim ki hiçbir kadın hiçbir türlü şiddete maruz kalmasın. Daha da geç olmadan…