Kuzey İtalya’nın ticaret, sanat ve tasarım kenti olan Milano, 1.5 milyon nüfusu ile İtalya’nın en kalabalık şehirlerinden biri. Kuşkusuz Avrupa’nın da en gelişmiş ve zengin metropolit şehirlerinden. Burası aslında “en”lerin buluşma noktası…
MÖ 400’lerde Keltlerin bir kolu tarafından kurulan kent, MÖ 200’lerde Roma hâkimiyetine girecektir. MS 300’lerde Hristiyanlığın resmi din sayılması ile Milano önemli yapıların merkezi olacaktır. Orta Çağ döneminde Ostrogotlar (Cermen Kabilesi) ve Lombardlar tarafından ele geçirilir. Milano yükselişini 1270’lerde asil Visconti ailesinin gelmesiyle yaşayacaktır. 1400’lerde ise Sforzalar başa geçerek Rönesans kültürünü kente uyarlayacaktır. 16’ncı ve 17’nci yüzyıllarda Fransa, İspanya ve Avusturya egemenliğine geçerek modern kent planı örneğini yansıtırlar. İtalya Krallığı‘nın kuruluşu ile de kent ülkenin başkenti olur.
Floransa yazımda belirttiğim gibi, kenti şaha kaldıran aile Medici, Milano’yu “top” seviyeye yükseltenler ise Sforza ailesinden Dük Ludovico Sforza’dır. Bu aileler için Rönesans’ın en önemli figürleri diyebiliriz.
- Dünyanın ilk alışveriş merkezi Galleria Vittorio Emanuele’dir.
- Avrupa’nın dördüncü en büyük katedrali Duomo Katedrali’dir.
- Dünyanın en ünlü opera binası La Scala’dır.
- Dünyanın en önemli freski “Son Akşam Yemeği“, Santa Maria Dele Grazie’dedir.
Milano’da ulaşım oldukça gelişmiş. Metro, otobüs, tren ve tramvay kullanarak ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Kırmızı, yeşil ve sarı hatlardan oluşan metro sistemi ile daha hızlı ve daha az maliyet ile yararlanabilirsiniz. Konaklayacağınız tesis ise Duomo ya da Navigli’de olabilir.
Milano’nun en ünlü meydanı Duomo’dur.
Duomo Di Milano
Gotik mimarinin en güzel örneklerinden biri olan katedralin yapımı tam 500 yıl sürdü. 1905 yılında açılan yapı, Avrupa’nın en büyük eserleri arasında dördüncü sırada yer almaktadır. Göz kamaştıran yapısı ve ince işçiliği ile katedral 40 bin kişinin aynı anda ibadet yapmasını sağlayacak kapasitededir. Üzerinde 3500’den fazla heykel barındırıyor, ki bunlardan en önemlisi Bakire Meryem Ana heykelidir. Helikopter ile bile çalınmaya kalkışılmış ve başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu heykeli önemli kılan unsur ise 3 tonluk som altından yapılmasıdır. İçerisinde yer alan fresk ve tabloları mutlaka dikkatle inceleyin.
Duomo meydanına gelmek için Kırmızı hattı kullanarak Duomo durağında inebilirsiniz. Milano Katedrali; St. Charles Türbesi, Arkeolojik Alan, St. Stefano Vaftizhanesi ve terastan oluşmaktadır. Mutlaka terasa çıkıp fotoğraf çekin.
Giriş Ücreti: Katedral – 3 Euro, Teras – Yürüyerek 9 Euro ve asansör ile 13 Euro
Galleria Vittorio Emanuele
İtalyanların burayı dünyanın en eski alışveriş merkezi olarak tanımlıyor. Bu konuda haksız da sayılmazlar, çünkü tarihi 1867 yılına dayanmaktadır. Galleria, İtalya Krallığı’nın ilk kralı olan Vittorio Emanuele’nin adını taşımaktadır. Burası öyle bir simgesel yapı ki, iki ünlü meydanın kesişme noktasında. Yapı, muhteşem cam tonoz çatısı ve sütunlu kemerleri ile en şık kafe, restoranlara ve ünlü mağazalara ev sahipliği yapmaktadır.
Duomo meydanında, Milano Katedrali’nin sağına düşmektedir.
- Milano’da yenilecek en güzel şeylerden biri Risottodur. Uğrak noktanız ise La Locanda del Gatto Rosso veya Ratana olmalı.
La Scala
1778 yılında Veronalı müzisyen Salieri’nin operası ile açılışını yapan bina 2 bin 250 kişi kapasitesi ile sadece İtalya’nın değil Avrupa’nın enler listesine adını yazdırmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nda bombalardan hasar görerek restore edilmiştir. Madam Butterfly, Otello, Nabucco, Norma gibi dünya çapındaki eserlere ev sahipliği yapan opera binası, artık sadece gösteri dünyasına değil eğitim hayatına da hizmet etmektedir. Ayrıca içerisinde bir müze de barındırmaktadır. Gösteri izleyebilir veya müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Duomo meydanına 400 metre mesafededir.
Giriş Ücreti: 9 Euro
Santa Maria Delle Grazie
Bol bol Bakire Meryem heykelleri görüp gına geçirmekten bıkmadıysanız Santa Maria kilisesi sizi davet ediyor. Aslında buraya artık bıkkınlık veren Madonna heykelleri için değil, dünyanın en ünlü freski olan Son Akşam Yemeği‘ni görmek için gidiyoruz. Tabii ki burada bir freske bakıp çıkacağım, ziyaretim kısa sürecek gibi düşüncelere girmeyin. Çünkü yapı bilet sömürgeciliğinin bir numaralı adresi. İki ay öncesinden biletinizi rezerve etme veya her gün sitesini kontrol etmeniz gerekir. Ya da benim gibi “mesleki” çıkarcılığınızı kullanmanız gerekir.
Dük Francesco Sforza, daha eski olan bir şapel üzerine Kutsal Meryem’e adanması için bir Gotik mimarili manastır ve kilise yapılmasını emretti. 1490 yılında tamamlanan kilise, Sforza ailesi için de mezar görevi gördü. Ludovico’nun eşi Beatrice, bu kilisede gömülmüştür. Kilise duvarları Ferrari’nin Crucifixion freskleri ile süslenmiştir.
UNESCO Dünya Miras Listesi‘ne adını yazdıran kilisedeki en önemli eser Leonardo Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği freskidir. 1495 yılında manastırın yemekhane duvarına yapılan resim sandığınızdan daha büyük. Da Vinci, bu resminde farklı bir teknik kullandı fakat zamanla yıpranan fresk 19 yıllık bir restorasyon sonucu yeniden sergilendi. Ama artık orijinalliğinden eser kalmadı.
Giriş Ücreti: 36 Euro (Bulabilirseniz)
Castello Sforzesco Kalesi
Pek çok savaşa tanıklık eden kale, 15’nci yüzyılda Sforza ailesi için yapılmıştır. Bir suikast sonucu ölen Barnabo Visconti’nin mezarı da buradadır. Kale içerisinde yer alan Eski Sanatlar Müzesi gerçekten ilgi çekici. Michelangelo’nun Pieta Rondanini heykeli göz alıyor. Kaleyi ziyaret etmek ücretsiz, lakin içerisinde yer alan birçok müze ücrete tabidir. Metro ile 1 nolu kırmızı hattı kullanarak Cadorna ya da Cairoli durağında inebilirsiniz.
Giriş Ücreti: 5 Euro (Müze)
Navigli Bölgesi
Eğer Duomo çevresinden sıkıldıysanız hareketli gece hayatı ile Navigli’ye geçebilirsiniz. Buranın popüler olmasının sebeplerinden biri kanal üzerine kurulu olması. Milano’nun karasallığından sıkılan kesim su kenarına taşınarak sosyal hayatlarını burada değerlendirmektedir. Birçok kafe, restoran, bar ve gece kulübü ilerleyen saatlere kadar hizmet vermektedir. Akşam yemeğiniz için Civi&Co restoranı tercih edin. Kanalın sağ yürüyüş yolunda konumlanmıştır.
Alışveriş merkezi
Merkezde bir yer arıyorsanız Duomo meydanında Galleria’nın yanında çok katlı LA Rinascente’ye uğrayabilirsiniz. Burası hem yemek yiyebileceğiniz hem de kozmetikten giyime birçok şeyi bir arada bulabileceğiniz bir store. Outlet mağazalarına ulaşmak isterseniz de Segrate Outlet Village‘ı ziyaret edebilirsiniz.
Milano tekstil dünyasını elinde tutmaktadır. Bu da Milano’yu moda devi yapmakta. Eğer hiç yorulmadan mağazaların çoğuna tek yerden ulaşmak istiyorsanız Duomo’nun yukarısından Galleria’ya kadar yürüyebilirsiniz. Fiyatlar Türkiye’ye göre haliyle düşük. Özellikle ünlü İtalyan markalarını yarı yarıya temin edebilirsiniz.
İtalya turunun olmazsa olmazlarından biri olan Milano, artık sadece moda kenti değil tarihi, mimarisi, müzeleri ve yemek kültürü ile Avrupa’nın en sükseli ve önemli şehirlerinden biri. Özellikle ulaşım ağının multi olması ve her yerin birbirine yakınlığı bir avantaj. Bu avantaja sanat, tarih, moda, gastronomi ve gece hayatı da eklendiğinde şehirden keyif almamak imkansız hale geliyor.
Yapmadan Dönmeyin
- Son Akşam Yemeği freskini mutlaka yakından görün.
- Risotto’nun yanına bir kadeh şarap yada Menabrea marka bira tercih edin.
- Galleria ve çevresindeki mağazalara uğrayın.
- Avrupa’nın ünlü futbol takımlarına ev sahipliği yapan San Siro stadını görün.
- Tarihlerinizi ayarlayabilirseniz Milano Moda Haftası’na denk gelin. (Şubat)