“Erkeklerin yel değirmenleri inşa ederken kadınların sessizce söz dinledikleri, ekmek pişirip kilim dokudukları bir ekolojik toplum istemiyoruz”
Başka bir dünyanın, yeşil bir hayatın hayalini kurarken nasıl’ı her daim aklı kurcalayan bir soru olarak duruyor. Ve tabii bu soruya verilen pek çok benzer cevap. Elbet yeşili düşleyenin adaletsizliğe göz yumması beklenmez fakat eşitlik düşünü, yeşil düşe katanlar var. Kadının erkeğe göre konumlandırılması ve aynı rollerin kıskacına alınmasının önüne geçmek için çabalanıyor. Kadını, sadece anne olarak ya da belli işlerde yetkin gösteren sistemin tekrarı bir toplum değil, sömürünün herkes açısından ortadan kalktığı, cinsiyet rollerinin yıkıldığı bir yaşam düşleniyor. Bu düşün sahipleri ise fikirleri, çalışmaları ile ölümsüzleşiyor.
Petra Kelly de mücadelesi ile ölümsüzleşen isimlerden biri. Gerek politik alandaki çalışmalarıyla gerek dile getirdiği düşünceleriyle hem yol aydınlatıcı hem de kulağa küpe edilesi bir yaşama sahip.
Kelly, 29 Kasım 1947 yılında doğdu. Eğitim hayatı da yaşamı gibi hareketli geçti. Doğduğu kent Günzburg’da ilk eğitimine başladı. Ailesinin taşınması ile okulları değişti ama bu başarısını olumsuz etkilemedi. Çoğu kaynağa göre bazı tanıklıklar nedeniyle Amerika’da bulundukları sırada siyasal açıdan sahip olduğu bakış açısı şekillendi.
Washington Amerikan Üniversitesi Uluslararası Hizmet Okulu’nda siyaset okudu. Daha sonra Avrupa’ya dönen Petra Kelly, Avrupa Topluluğu ve özellikle de Avrupa ülkelerinin siyasi entegrasyonu üzerine çalışmaya başladı. Çalışmaları çeşitli statülerde yer almasının önünü açtı. Ardından Brüksel’de hayatında yeni gelişmeler oldu. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nde 1973’te asistan, 1974’te yönetici olarak çalışmaya başladı. İdealist bir yapıya sahip olan Petra Kelly her anını yoğun mücadeleyle geçirdi. İlkeli duruşu her yerde kendini gösteriyordu. Öyle ki parti içerisinde kadın ağı oluşturduğu ve uzun yıllar içerisinde yer aldığı Sosyal Demokrat Parti’den çevre kirliliği ile ilgili yeterli görmediği ve eleştirdiği tavırdan dolayı ayrıldı.
Şiddetin acımasızlığını gözlemlediği her an dünya barışı için daha fazla çaba sarf etmeye başladı. Nükleer enerjinin sivil ve askeri kullanımı ve karşılıklı silahsızlanma karşıtı mücadelesi 1970’li yıllarda yaptığı politik çalışmaların odağı oldu. Mücadelesi ayrıca erkek egemen bir alan haline getirilen politikaya ve ataerkil yapılara karşıydı.
Kelly, Mart 1979’da Yeşiller’in kuruluşunda yer aldı. Bu, daha öncesinde de mücadele içerisinde olan Petra Kelly’i daha geniş kitlelere tanıttı. Siyasal alanda kazanılan başarılar, hareketi daha fazla yaydı. Bütün dünya onun ülkesiydi, nükleere, savaşa karşı mücadele ederken dünyanın farklı noktalarındaki sorunlarla da iç içe oldu. Sorunların olduğu yerleri ziyaret ediyor, çözüm üretmeye çalışıyordu.
Petra Kelly’nin üniversite yılları ile birlikte başlayan aktivistliği, 1992 yılının Ekim ayında vurulması sonucu yaşamını yitirene kadar devam etti. Kadının ve doğanın aynı sistem tarafından ezilişini gören, bunu mücadelesinin odak noktasına alan Kelly, eşit ve yeşil bir dünya için çalıştı. Yaşamı boyunca sürdürdüğü, dünya barışı, silahsızlanmanın ve nükleerin ortadan kalkması çalışmaları, ataerkil tarih istemese de onu, tarihin unutulmaz isimlerinden biri yaptı.
- Sara Parkin, The Life and Death of Petra Kelly. London: HarperCollins, 1994.
- Josh Kamrar, Petra Kelly.
Spot: Petra Kelly’nin üniversite yılları ile birlikte başlayan aktivistliği, 1992 yılının Ekim ayında vurulması sonucu yaşamını yitirene kadar devam etti. Kadının ve doğanın aynı sistem tarafından ezilişini gören, bunu mücadelesinin odak noktasına alan Kelly, eşit ve yeşil bir dünya için çalıştı.
Fotoğraflar:
1 https://www.boell.de/sites/default/files/phpRP0UIv (kapak görseli bu linkteki resim olabilir)
2
3