Ana SayfaEkolojiTarım & GıdaDoğal tarımın babası Fukuoka'dan sürdürülebilirlik ilkeleri

Doğal tarımın babası Fukuoka’dan sürdürülebilirlik ilkeleri

-

Masanobu Fukuoka Japonya’nın güneyindeki bir adada çiftçilik yapan bir aileye mensup. Mikro-biyoloji eğitimi alan Fukuoka, birkaç sene süren iş hayatının sonunda; insanın doğayı anlama çabasının yıkıcı sonuçlarını anlayarak köyüne dönüyor. Burada ilk denemeleri başarısızlıkla sonuçlanan deneysel çalışmalar yapmaya başlıyor. “Hiçbir şey yapma” tarımı adını verdiği yöntemle Japonya’nın en yüksek mahsulünü alan Fukuoka, doğal tarımı bir hayat felsefesi edindi ve 95 yaşında (2008 yılında) hayata veda edene dek bu felsefeyi sindirdi, uyguladı, öğretti.

Buyrun, doğal tarımın 4 ilkesi:

Toprağı işlememek!

Doğal tarımda toprağın sürülmesi; bitki köklerinin yayılması, mikroorganizmaların ve küçük hayvanları ile yer solucanlarının aktiviteleri gibi doğal yollardan kendi kendine gerçekleşir. Fukuoka’ya göre; toprağı işlememek, toprağı sürerek veya belleyerek altını üstüne getirmemektir. Çünkü toprak sürüldüğü zaman doğal ortam tanınmayacak şekilde değişir. Doğası değişen toprak yabani otların egemenliğine girer. Yabani otları temizlemeye çalışan çiftçi ise neredeyse imkansız bir işle baş başa kalır. Çiftçinin bu gibi durumlarda vicdani bir sorumluluk hissettiğini de belirten Fukuoka; en duyarlı yaklaşımın bu durumu yaratan doğal olmayan uygulamalardan vazgeçmek olduğunu söylüyor. Sapları yaymak ve yonca ekmek gibi yumuşak yöntemler kullanıldığı zaman çevre doğal dengesine geri dönüyor ve sorun çıkaran yabani otlar bile kontrol altına alınabiliyor.

Suni yani kimyasal gübre ya da hazırlanmış kompost kullanmamak!

Fukuoka gübre olarak, beyaz yoncadan oluşan bir zemin örtüsü kullanıp, dövülmüş sapları tarlaya geri verir ve tarlaya az miktarda kümes gübresi ekliyor. Fukuoka’ya göre; doğa kendi hâline bırakıldığında verimlilik artıyor. Bitki ve hayvanların organik atıkları yüzeydeki bakteri ve mantarlar tarafından çürütülüyor. Yağmur suyunun hareketiyle, besinler toprağın derinliklerine taşınarak mikroorganizmalara, yer solucanlarına ve diğer hayvanlara yiyecek oluyor.

Toprağı işlemek
Ayrıca Fukuoka hazırlanmış gübre yerine de tüm sap ve kabukları tarlaya geri veriyor. Sapların çürümesini kolaylaştırmak için ördekleri tarlaya salıyor. Eğer yavru ördekler, fideler daha gençken tarlaya salınırsa, pirinçle birlikte büyüyor. 10 ördek 1 dönüm için gerekli tüm gübreyi sağlıyor ve aynı zamanda yabani otları da kontrol altında tutuyor.

Yani Fukuoka; sap ve yeşil gübre kullanarak, hiç kompost ya da ticari suni gübre kullanmadan yüksek verim alınabileceğini savunuyor.

Kimyasal gübre

Toprağı sürme ya da herbisit (yabani otları öldürmek için kullanılan kimyasalların ortak adı) kullanma yoluyla yabani otları temizlememek!

Yabani otlar, toprak verimliliğini oluşturduğundan ve canlı topluluğunun dengesini sağlama rolü oynadığından, Fukuoka yabani otların yok edilmemesini, kontrol altında tutulması gerektiğini söylüyor. Fukuoka beyaz yoncadan oluşan bir zemin örtüsü ve geçici olarak su basmanın (gölleme) kendi tarlalarında etkin bir yabani ot denetimi sağladığını öğütlüyor.

Toprağın sürülmesine son verildiği zaman yabani otların egemenliği de sona ermiş oluyor. Bununla birlikte herbisit kullanmak da oldukça mânâsızlaşıyor.

Herbisit

Kimyasallara bağlı kalmamak!

Doğa kendi halinde iken kusursuz bir denge içindedir. Ancak suni gübre ve toprağın sürülmesi zayıf bitkiler ortaya çıkarır ve bu bitkilerin düzenli ilaçlanması gerekmektedir. Fukuoka doğanın dengesini bozmadan tarım yapmanın hem daha verimli hem de daha kolay olduğunu vurguluyor.

Tarımsal kimyasallar kullanmak zararlılardan kurtulmanın bir yolu değildir. Fukuoka sorunları çözmek için kimyasal kullanmanın zararlılardan daha da zararlı bir yöntem olduğunu söylüyor. Doğal tarımın mücadele yolları da doğal olmalı!

Masanobu Fukuoka 222

Kaynak: Ekin Sapı Devrimi (Masanobu Fukuoka, Ekim 1975)

SON YAZILAR

Çevre dostu mimarinin örneği: Sürdürülebilir yaşam, Casa Cosecha de Lluvia ve yağmur suyu yönetimi

Casa Cosecha de Lluvia, dağların kalbinde sürdürülebilirliğin ve yenilikçiliğin mükemmel bir örneğini sunuyor. Yağmur suyunu arıtan bu etkileyici yapı, çevre dostu tasarımıyla size ilham verecek! Robert...

Çiftçilerin isyanını, toprağın çığlığını duydun mu?

Dünyanın dört bir yanında çiftçiler meydanlarda seslerini yükseltiyor. Peki neden? Çünkü toprağın gerçek sahipleri, artık daha fazla susamıyor. Çığlıkları dünyaya yayılıyor, kulak veren var mı? Çiftçinin...

Yeşil mimarinin geleceği: Tarımsal atıklardan mimarinin zirvesine; mısır koçanları karbon emici duvarlara dönüşüyor

Tarım atıklarının mucizevi dönüşümüne tanık olun: Mısır koçanlarından üretilen karbondioksit emen duvar kaplamalarıyla yeşil mimarinin geleceği şekilleniyor! Sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan bu yenilikçi projeyi keşfedelim! İnşaat ve...

Sürdürülebilir mimari tasarımın yeni yıldızı: Ahşaptan ayırt edilemeyen pirinç kabuğu yapı malzemesi

ACRE, ahşap alternatifi olarak öne çıkan bir yapı malzemesidir; dayanıklılığı, suya ve çürümeye karşı direnci, estetik dokusu ve sürdürülebilirliği ile dış mekanlarda mükemmel performans sergiler. Alüminyum ve pirinç tozlarının muazzam bir sentezi olan bu malzeme, çitlerden kapılara, pervazlardan teraslara kadar geniş bir yelpazede dış mekan uygulamaları için ideal bir seçenektir. Dünya ormanlarını koruyan bu malzemeyi keşfediyoruz!
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol