Ana Sayfaİnsan ve ToplumYeşil FelsefeBir ideoloji olarak çevrecilik

Bir ideoloji olarak çevrecilik

-

Kapitalizmin yükselişiyle çevre sorunlarının büyümesi, 1970’lerden sonra çevrecilik ideolojisini doğurmuştur. Çevrecilik, canlı ve cansız unsurların çevreleri ile olan ilişkilerini çok yönlü inceleyen bir bilimdir. Çevreselcilik ise, çevreyi araçsal bir değer olarak görüp, insan merkezli bir anlayışla çevrenin kalkınma için gerekli olduğunu savunur.

Çevrecilik, çevreselcilikten farklı olarak endüstriyelizmin terk edilmesini, ekonomik büyümenin sınırlandırılmasını, çevresel adaleti eko-merkezli bir bakış açısıyla savunur. Çevreciliğe göre doğanın içkin bir değeri vardır. İnsan- doğa ilişkisi doğaya saygı çerçevesinde gelişir. Doğaya, saygı insan için etik bir sorumluluk ve doğanın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır. Doğanın sürdürülebilirliği ise kuşak içi ve kuşaklararası adalet kavramının yer bulmasında ve yoksul-varsıl ayırt etmeksizin herkesin sağlıklı bir çevrede adil olarak yaşama hakkına kavuşmasında yol gösterici nitelikte olmaktadır.

Çevreci anlayış, toplumsal ve siyasal olarak bir dönüşümü gerekli kılar. Kapitalizmin yön verdiği tüketim alışkanlıklarından endüstiriyelizmin sınırlanmasına, insanların doğayı sömürge aracı haline getirmesine kadar birçok alanda köklü değişimler gerektirir. Endüstriyelizm, insanların tüketim alışkanlıklarına ve yaşam biçimlerine hakimiyet kurmaya neden olduğu gibi, doğanın üzerinde de hakimiyet kurar. Çevreci anlayışta insan, sınıflandırmalardan, etnik ve sosyal kimliklerden uzak salt bir türdür ve bu durumu uygulanan çevreci politikalara da yansıtır. Çevreci politikalar tüm bunların yanında, adem-i merkeziyetçi, şeffaf ve katılımı ön plana çıkaran daha demokratik bir anlayışla geliştirilmelidir.

Bir ideoloji olarak çevrecilik, mevcut siyasetin bir kolu olarak yürütülmemeli ancak ve ancak çevreciliğin kendi politikaları doğrultusunda bir siyasi temele oturtulmalıdır. Bu politikaların oluşmasında ise bireylerin kendi yaşam biçimlerinden başlayarak bilinçlenmeleri ve bu bilinçlenmenin tüm toplumda yaygınlaşması gerekmektedir.

Başlık Fotoğrafı: Truthimpact

SON YAZILAR

Bahar geldi: Aylardan Mayıs, günlerden Hıdırellez; gününüz hep güneşli, talihiniz hep bol olsun

Zaman akıp gider... İnsan bu hayattan geçerken nice mevsimleri ve nice baharları da beraberinde yaşar. Belki farkındadır, belki de bilincinde değildir ama kaç kez kim...

Ekoloji ve Kadının Kesişim Noktası: Ekofeminizm

Feminizm, 18. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan ve 1792 yılında Mary Wollstonecraft’ın ''A Vindication of the Rights of Women'' adlı eseriyle akademik alanda yer edinmiştir. Kadın...

AKP ve MHP bu sefer de Eskişehir’deki hayvanlara saldırı hazırlığında

AKP ve MHP Türkiye'nin doğasından öyle nefret ediyor ki hiçbir yerde yeşil, orman, hayvan görmek istemiyorlar. Ağacı odun, hayvanı et ya da zevk malzemesi olarak...

Kayda Girmemiş Özlem Üzerine Sarı Renkler

Müzik kendi frekansları içine girmiş duygusuyla yolculuğuna başladı. Ancak bu yolculuğun nereye doğru olacağını müzik bilemezdi. Duygunun hedeflenmesi için başka bir şeye ihtiyaç vardı. Bir...
Aygül Akkuş
Aygül Akkuş
1984 yılında Ankara'da doğdum. Lisans öğrenimimi Ankara Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümünde tamamlamama karşın ekolojik sorunlara olan hassasiyetim tamamladığım bölümün önüne geçti. 2006 yılından bu yana sürdürdüğüm aktivistlik yönümü bilimsel açıdan da zenginleştirmeyi ve bu alanda akademik çalışmalar sunmayı istediğim için bölümümün değerli hocaları tarafından kabul edilerek Ankara Üniversitesi'nde Kent ve Çevre Bilimleri alanında yüksek lisans eğitimi almaya 2013 yılında başladım. Çepeçevre gazetesini gerek çevre gazeteciliğinin eksik olan yönlerini tamamlamak, gerekse doğa ile olan ilişkilerimizin daha bilinçli hale gelmesi açılarından son derece önemli buluyorum.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol