Ana SayfaYaşamİnsan HaklarıEkonomik refahın diğer yüzü: Britanya'da evsizlik problemi

Ekonomik refahın diğer yüzü: Britanya’da evsizlik problemi

-

Genç yaştaki insanların evsiz kalması, Britanya’da halihazırda oldukça büyük bir problem. Bu problemin önünde duran en önemli engellerden olan kira yardımları ise hükûmet tarafından kesilmeye çalışılıyor. Sonuçları ise bir felakete dönüşebilir.

Britanya’daki genç evsizlerin kesin sayısını belirlemek oldukça zor. 2015 yılında Cambridge Barınma Araştırmaları Merkezi’nin sunduğu verilere göre, 2014 ve 2015 yıllarında toplam 83 bin genç, yerel yönetimler ya da evsizlik hizmetlerinin yardımıyla barındırıldı. Crisis adlı kurum ise 2014 yılında yaptığı araştırmada 16-24 yaşları arasındaki gençlerle yaptığı araştırmada bu gençlerin yüzde 8’inin geçtiğimiz beş yılda en az bir kere evsizlik tecrübesi yaşadığını ortaya koydu. Londra’da da sokaklarda yaşayan evsizlerin sayısı 2011 yılına nazaran yüzde 40 arttı. İngiltere’deki evsizlerin yaklaşık üçte biri Londra sokaklarında yaşıyor. Bu kişilerin ise yüzde 43’ü Britanya vatandaşı iken yüzde 36’sı ise Orta ve Doğu Avrupa göçmeni.

Elbette evsiz gençler, sokaklarda yatanlardan ve belediyelerin yardım için ulaştıklarından ibaret değil. Birçoğu “sofa-surfing” (geçici olarak tanıdıklarının evlerinde misafir olarak kalmak) yapıyor ya da geçici olarak hostellerde konaklıyor.

Evsiz gençlerin hayatları hakkında bir belgesel hazırlayan rap sanatçısı Professor Green’in (Stephen Manderson) belirttiğine göre: “Evsizlik, sadece gidecek bir evin olmaması değil. Sokaklarda yatmaya başladıklarında, evsizliğin bu gençlere psikolojik olarak onlara yaptığı şeyler ve kime dönüştükleri, kalacak bir ev bulduklarında birden bire eskiye dönmüyor. Bir evsiz hostelinde kalınca, evsiz sayılmasanız bile aslında evsizsiniz.”

Green, yaptığı araştırma boyunca pek çok evsizle ve sokaklarda yaşamaktan kurtulup koşulların yarattığı uzun vadeli etkilerle savaşan insanla tanışıyor. Evsizlerin yaşadıkları kötü koşullar, madde bağımlığı ve uğradıkları saldırıların altında sistematik bir problem yattığını belirten Green, evsizlerin değil, evsizliğin madde bağımlığına hedef olduğunu belirtiyor.

İngiltere’nin herhangi bir büyük şehrinde yapılacak ufak bir akşam yürüyüşü, sokaklarda yatan birçok insanla beraber, geceleri belediye tarafından kapıları kapatılan parkları, boş halde duran binaları ve çöpe atılan yenilebilir haldeki tonlarca gıda maddesini görmemizi sağlıyor.

evsizlik2

Evsizlik sorununun şiddetli olduğu yerlerde, acil barınma çözümlerine ulaşmak da bir o kadar zor oluyor. Londra’daki New Horizon Gençlik Merkezi, acil hostel imkânlarının sağlanamadığı gecelerde, gençlere gecelik otobüs biletleri sunuyor. Bu durum, evsiz hostellerinin fonlarını korumak için uygulamak zorunda olduğu “yerel bağlantı,” yani hostelde kalacak kişinin yerel yönetimle bağlantısını kanıtlaması gerekliliğinden ve emlak sektörünün kiraları her geçen gün, dar gelirli insanların artık karşılayamacağı miktarda, arttırması nedeniyle ortaya çıkıyor.

Evsiz gençlere yardım etmeye çalışan STK’ler ise iki arada bir derede kalmış. Kurumlar hem acil ve kısa vadeli çözümleri (otobüs biletleri ve kumanyalar gibi) sağlamak zorunda hem de fon alabilmek için evsizlerin eğitimi ya da istihdam edilmesi gibi, kişilerin otobüslerde gecelemek zorunda kaldığı için erişemedikleri, uzun vadeli sonuçları ortaya koymak zorundalar.

Hükûmet bir süredir gençlere yapılan kira yardımlarının kesilmesini tartışıyor. 18-21 yaşları arasındaki gençlere kira yardımının kesilmesi, yıkıcı sonuçlara sebep olacak gibi duruyor. Bu da sokaklarda daha fazla evsiz gencin kalması ve bu gençleri beslemeye ya da giyim ihtiyaçlarını sağlamaya çalışan STK’lerin daha fazla baskı altında kalması demek. Bunların yanısıra, yardımlardaki kesintiler daha az görünür olsalar da önemli etkileri olan başka sonuçlar da doğuracak. Ev içi şiddete uğrayan gençler, yardım sağlamak için evlerini terk etmeye daha az yeltenecek; biraz daha şanslı olanlar ise aşırı kalabalık yerlerde kalmaya zorlanacaklar.

evsizlik3

Yerel yönetimler ise evsizleri kriminalize etmekte hükûmetten geri kalmıyor. 2014’te yürürlüğe giren Kamusal Alanı Koruma Yönetmeliği şu anda 40’tan fazla yerel yönetim tarafından kabul edilerek uygulamaya konulmuş durumda. Bu yönetmelik evsizlerin karşılaştıkları zorlukları ve yapmak zorunda kaldıkları şeyleri belirsiz şekillerde yasaklayarak polisin evsizlere baskı yapmasını kolaylaştırıyor. Yönetmeliği göçmenlerin en yoğun olduğu bölgelerden Hackney’de uygulayan Londra yönetimi, sokakta uyuyan kişilere bin pound’a (yaklaşık 4 bin 150 lira) kadar ceza kesiyor. Yönetmelik ayrıca evsizliği anti-sosyal davranış olarak tanımlayarak halkın evsizler üzerinde sosyal baskı oluşturmasını da teşvik etmiş oluyor.

Bir gencin istikrarlı yaşam koşulları sağlayamadan eğitime ulaşmasının ya da istihdam sağlayabilmesi ziyadesiyle zor. Konuyla ilgili etnografik bir araştırma yürütmüş sosyolog Emma Jackson, evsiz gençlerin umutlarına ve hayallerine kulak verdiğinde “ev işim hallolduğunda” lafını duymaya alıştığını söylüyor. “Bir kişiyi evsiz bırakmak, aynı zamanda onu geleceksiz bırakmaktır” diye de ekliyor Jackson.

Özel mülkiyeti tek standart haline getirmeyi bir çözüm olarak sunan barınma yasası tasarısı, evsiz gençlere çok az bir destek imkanı sunuyor. Bu sırada ise, özel girişimlere sosyal konutları satın alma hakkı vererek halihazırda sosyal konutlarda beş yıllığına kiracı olarak kalabilen kişilerin barınma durumunu istikrarsız hale getiriyor. Gene Crisis’in 800 ev sahibi ile yaptığı araştırma ise ev sahiplerinin yaklaşık yüzde 82’sinin sabit bir adres belirtemeyen kişilere evlerini kiralatmadığını ortaya koydu.

evsizlik4

Bu gelişmeler, gençlerin işsizlik oranının genele kıyasla iki kat daha fazla olduğu ve genç kesimin yardım kesintilerinden orantısız bir şekilde etkilendiği bir ortamda gerçekleşiyor. Jackson, araştırmasında bir sosyal yardım çalışanının, evsiz bir gencin bedava öğlen yemeğine erişebilmek için her gün Londra merkezinde yaklaşık 13 kilometre yürümek zorunda kaldığını anlattığını söylüyor.

Britanya’da sokaklarda yaşayan evsizlerin yarısından fazlası psikolojik sorunlardan muzdarip. Geçtiğimiz ay yayınlanan bir rapora göre bu sorunlarla ilgilenen kurumların birçoğu fon kesintileri nedeniyle küçülmeye gitmek durumunda kalmış ya da kapanmış.

SON YAZILAR

“Gerçeği görüyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!

Feminist ve LGBTİ+ örgütlerin biraraya gelmesiyle kurulan Hepimiz için Anayasa Koordinasyonu "Birbirimizin elini bırakmıyoruz! Hiçbirimizi geride bırakmıyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!" başlıklı açıklamasıyla tüm toplumu...

Hataylılar 6 Ekim’de Meclis’te: #HatayıGör

6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımı yaşayan Hatay'da depremin üzerinden geçen 8 aya rağmen hiçbir şey değişmedi. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi en...

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

İşçiden işçiye uzanan bir dayanışma köprüsü: İşçi Yaşamı ve Hakları Vakfı | İşçi Mahallesi

İşçi Yaşamı ve Hakları Vakfı gönüllüleri ile işçi hakları mücadelesini, vakıf gönüllülerinin çalışmalarını, kazanımlarını ve dayanışmayı konuştuk. İşçi mahallesi ismi ile vakfın yayın organı olma...
Sinan Doğan
Sinan Doğan
Hayvan hakları ve ekoloji aktivisti. Psikoloji ve Kültürel Antropoloji alanlarında çalışmakta, öğrenmekte ve yazmakta. Yarı zamanlı müzik yazarı, radyocu; tam zamanlı müzik aşığı.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol