Ana SayfaYaşamFeminizmErin Lefevre objektifinden 7 fotoğrafla kapsayıcı feminizm

Erin Lefevre objektifinden 7 fotoğrafla kapsayıcı feminizm

-

Dünyaya feminizmin nasıl algılandığını göstermek isteyen fotoğrafçı Erin Lefevre, feminizme dair duygularından ve çeşitli feministlerin daha iyi temsil edilebilmeleri için duyduğu arzudan esinlenerek feminizm ile alakalı yeni bir fotoğraf dizisi oluşturdu.

Lefevre Huffington Post’a verdiği açıklamada, “Yaşamım boyunca feminizme ihtiyaç duyduğum birçok örnek üzerine düşündükten sonra, kendimi feminist olarak adlandırma konusunda daha bilinçli oldum. Feminizmin özünü daha da öğrendikçe, toplumun feminizm hakkındaki düşünceleri karşısında bir o kadar hayal kırıklığına uğradım. (erkeklerden nefret eden, traş olmayan ve sutyenlerini yakan bir hareket (!) )” diyor.

Lefevre açıklamasına şöyle devam ediyor: “Son dönemlerde popüler kültür içerisinde; kadın gücü, beden pozitifliği ve kendini olduğun gibi sevme sloganlarını cesaretlendiren ve feminist harekete olan ilgiyi yeniden canlandıran bir değişim var. Ancak ünlüler, diğer feministlerin günlük düzeyde mücadele etmek zorunda kaldıkları engellerle çoğu zaman hiç karşılaşmıyorlar ve konuyu ayrıcalıklı bir perspektifle ele alıyorlar.”

Lefevre, San Francisco’da yaşayan farklı grup feminist sanatçıların fotoğraflarını çekerek sanatçılardan feminizme dair görüşlerini paylaşmalarını istemiş ve sonuçlar da oldukça ilgi çekici.

Lefevre’nin portreleri ve anlatımları, ünlülerle aynı ayrıcalıklara sahip olmayan feministlere kendilerini ifade etme olanağı sağlıyor ve bizlere de kapsayıcı feminizmin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.

Nina Vichayapal, ressam ve disiplinlerarası sanatçı

o-FEMINISM-900

“Asya kökenli Amerikan vatandaşı bir kadın olmak çoğu zaman yol ayrımındaymış gibi hissetmek demek. Benden hem ağırbaşlı, uslu hem de ev işlerine bağlı olmam bekleniyor. Ancak, ergenlikten sonra bana biçilen bu rol dışında her şey olmak istedim ve hâlâ sesimi yükseltip söyleyecek şeylerim var. Sessiz kalmayı reddeden sanatçıların eserleri ve dayanışması benim de devam etmemi sağlıyor. San Francisco’ya eğitim için geldim fakat asıl önemli eğitimin hiçbir okul veya kurumda verilmediğini öğrendim.”

Dawline-Jane Oni-Eseleh, ressam ve grafiker

o-WHAT-DOES-FEMINISM-900

“Bana göre feminizm, bir kadının, hayatının gidişatına kendisinin yön verebilme hakkına sahip olmasıdır. Bir ‘görünüş’ ya da erkeklere üstünlük kurma çabası değil. Feminizm, kendi hayatını etkileyen seçimleri özgürce yapabilen ve eşit söz hakkına sahip kadının bir birey olarak var olabilme ve kendini dünyaya istediği şekilde tanıtma hakkıdır.”

Zulfi Ali Bhutto, fotoğrafçı ve disiplinlerarası sanatçı

o-WHAT-DOES-FEMINISM-900 (1)

“Feministler olarak üçüncü dünya ülkelerindeki toplumları baskıcı ve kadın düşmanı diye niteleyerek umursamazlıktan gelmemeliyiz. Bunun yerine böylesine toplumlar yaratan baskıcı sistemlerin özelliklerini ve sorunun asıl nedenlerini işaret etmeliyiz. Bu zorlu ve uzun bir süreç fakat bir kez başarılı olduk mu dünyada gerçekten bir şeylerin değiştiğini görmeye başlayacağız.” 

Oliver Redmond Coleman, fotoğrafçı

o-FEMINISM-900 (1)

“İnsanlar, trans bir erkek olduğum için biyolojik cinsiyetimi değiştirerek ‘erkek’ olmak istediğimi bu yüzden feminist olamayacağımı zannediyorlar. Ama bu doğru değil, ben gerçekten ateşli bir feministim.” 

Chelsea Ducote, ressam

o-WHAT-DOES-FEMINISM-900 (2)

“Hamisi olmayan bir kadın genellikle insanların otorite algılarını kendi üzerinde somutlaştırır. Etrafta yalnız ve üstü çıplak gezmek, kadınların hayatlarının her alanına nüfuz etmiş kibirli kadın düşmanlığını görmemi sağladı. Neredeyse herkes, hareketlerim hakkındaki düşünce ve tavsiyelerini bana belirtme ihtiyacı hissetti. Ben kimsenin tavsiyesini ya da fikrini sormadım. Dünyaya, izinleri olmaksızın canımızın istediği her boku yiyebileceğimizi öğretmemiz lazım.” 

Michal “MJ” Jones, yazar, eğitimci ve aktivist

o-FEMINISM-900 (2)

“Feminizm benim için, kendi ayrıcalıklarımı ve sömürgeleştirilmiş zihin yapımı sürekli bir sorgulama hali içinde olmak ve tüm insanların kurtuluşunun birbiriyle bağlı olduğunu görmek demek. Mama Audre Lorde’nin de dediği gibi ‘tek bir sorunu olan mücadeleler yoktur, çünkü tek bir sorunu olan hayatlar yaşamıyoruz.’ ” 

Anna Bongiovanni, ressam

o-FEMINISM-900 (3)

“İnsanlar dövmenin erkeksi bir sanat formu olduğuna inanıyorlar. Her ne kadar bu konudaki görüşler yavaş yavaş değişiyor olsa da, hâlâ sürekli olarak karşılaştığım bir durum. Her nedense (!) kadınların bedenleri erkekler tarafından sürekli dikkatle incelenen bir konu, yaptığımız her şeyi onları memnun etmek için yaptığımızı düşünüyorlar.”

Kaynak: HuffingtonPost

SON YAZILAR

Commedia Dell’arte’ye feminist bir bakış

“Commedia dell’Arte” ifadesinin sözlükteki anlamı “sanat” ve “komedi”nin birleşmesinden doğuyor olsa da, özellikle Venedik’te Karnaval kültürüyle, sosyolojik açıdan olağanüstü bir özgürlük ve başkaldırının simgesi olmuştur....

8 Marta giderken: Kadın Savunma Ağı ile röportaj

Kadın mücadelesi, toplumsal mücadelenin en önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Zamlarla birlikte temel ihtiyaç olan pedlerin ulaşılabilirliğinin azalması, nafaka ile ilgili ortaya atılan gündem ve önlenmeyen...

MAİD (Hizmetçi) ALEX

Kadınları, kurulu patriyarkal düzen içerisinde tahakküm altında tutmanın en başat aracı ve erkek egemenliğinin sürdürülmesinde bildiğimiz en çok kullanılan yöntem psikolojik, ekonomik, fiziksel anlamda sistematik...

Bir asırlık hayatlar, yirmi yılı aşan bir gelenek ve bir buçuk yıllık emek: Anneannemin izleri

1997 yılı baharı. Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları yüksek lisans programı öğrencileri, Mine Göğüş Tan’ın odasında Kadın Araştırmalarından Kesitler dersindeler. Derste yaşam öyküleri yazmaya karar veriyorlar....

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol