Duran’ın, taze çimler arasındaki plastiklerin zoraki estetiği ve kıyıya vurmuş beşeriyetin verdiği rahatsızlıkla, hayasızca kirlenen yeryüzüne elleri kolları bağlı bakan insanlara bir mesajı var!
Baharla birlikte doğa, tüm suniliğini dökmez toprağa. Vakti geldiğinde minik kaplumbağalar çıkar kumsaldaki yumurtalardan, atık ampuller değil. Sesinin iç organlarımıza dokunduğu akarsularda şişe kapakları hoplamaz sevinçle. Doğada plastik yoktur.
Multimedya sanatçısı Alejandro Duran, Meksika’nın oldukça iyi korunan sahillerinden birinde olağanüstü bir çalışma gerçekleştirdi. Doğal olanla absürtlüğü göz tırmalayan ”plastik atıklarla”, ironik bir uyum yakaladı. Uzun süredir devam eden ekolojik facia gözlemlerini sanat ile buluşturunca ortaya bu kaygı körükleyen görüntüler çıktı.
Öncesinde çalıştığı bir proje sırasında cesaret kırıcı birden çok benzer manzara ile karşılaşan sanatçı, insan ve doğanın giderek gerginlik dolan kesişmelerini hikayeleştirerek, farkındalık yaratma hedefi ile kolları sıvadı. Proje boyunca Sian Ka’an kıyılarında enkaz heykeller oluşturmak için 6 kıtada 50 ülkeden plastik toplayıp, renk tabanlı ve mekana özgü kompozisyonlar oluşturdu.
Ortaya çıkan fotoğraf serisi, tüketim kültürünün rutinimizde kapladığı yeri anlatıyor. Plastikler istilasında toprağın, taşın, ağacın çığlığını duyurup, mevcut medeniyet ve tabiat çıkmazını yansıtan kareler, alışkanlıklarımızı sorgulamamız için bir ilham olabilir.
Bir kişinin her yıl 140 kilo plastik kullandığı tahminlerini ve 26 milyon ton plastiğin okyanuslara atıldığı gerçeğini göz önüne aldığımızda; karşımızdaki büyük problemi çözmek için herkes bir şey yapmalı kanaatine varmamak elde değil. Okyanuslardaki kirlenme sebebi ile martı, kaplumbağa ve fok gibi 700’den fazla deniz canlısı tehlike altında. Günlük hayatınızda dikkatli davranarak çözümün bir parçası olabilirsiniz.
Kaynak: This Is Colossal