Valensiya, Madrid ve Barselona’dan sonra İspanya’nın en büyük 3. şehridir. Madrid ile arasında 355 kilometre, Barselona ile arasında ise 303 kilometre bulunmaktadır. İspanya’da en büyük liman kenti Avrupa’da ise ilk 10 içerisinde yer almaktadır. Hem endüstriyel hem de stratejik konumu Valensiya’yı İspanya tarihinin en eski yerleşim yeri olarak kılmaktadır. MÖ 13. yüzyılda Romalılar tarafından kurulan Valensiya 15. yüzyılda ise konumundan ötürü birçok saldırıya maruz kalmıştır. 1982 yılında bağımsızlığını kazanmıştır.
Hem yumuşak iklimi hem de tarihi ve festivalleri ile Valensiya yıllık 8 milyon turist ziyareti ile Avrupa’nın gözde şehirlerinden biri olma yolunda.
Valensiya için 2 günlük ziyaret yeterlidir. İsterseniz Klasik İspanya yaparak içine Madrid ve Barselona da ekleyebilir ya da tek Valensiya programı çıkarabilirsiniz. İstanbul’dan uçuş süresi 3 saattir…
Valensiya eski ve yeni şehir olarak ikiye ayrılmıştır. Eski tarihi bölgesinde birçok katedral, pazar, kule ve kendine özgü mimari stilleri ile bezenmiş yapılar görebilirsiniz. Ulaşım ağı çok basittir. Metro veya otobüs kullanarak gün içerisinde turunuzu tamamlayabilirsiniz.
- Bu şehir Festivali, gece hayatı, denizi, mutfağı ve tarihi dokusuyla ünlüdür.
Görmeden Gelmeyin:
Saint Mary’s Katedrali veya Valensiya Katedrali: Şehrin en önemli meydanlarından biri olan Plaza de la Reina’ya 50 metre mesafede bulunan Valensiya Katedrali şehrin en iyi muhafaza edilmiş katedrallerinden biridir. 1262’de yapımına başlanan katedral Roma, Barok, Neo Klasik ve Gotik unsurlar içerir. Kilise içerisinde müze ve şehrin simgesi haline gelmiş çan kulesi barındırmaktadır. Katedral ve meydan çevresinde birçok restoran ve kafe mevcuttur.
Mercado Central veya Central Market: Eski şehir (old town) bölgesinden devam ettiğinizde İspanya’nın en büyük kapalı pazarlarından biri olan Central Market içerisinde sebze, meyve, balık pazarı ve ayak üstü yemek yiyebileceğiniz tapas barlar bulabilirsiniz. Fiyatlar çok makul.
Torres de Quart veya Quart Tower: Yine old town bölgesinde görülebilecek yerlerden biri olan surlar şehrin giriş kapılarından birini oluşturmaktadır. Kulenin manzarası eşsiz. Kuleye çıkmak ücretlidir.
Plaza de Toros de Valencia: Kuşkusuz İspanya’nın en güzel ve en ihtişamlı arenalarından biri olan Plaza de Toros de Valencia, Carrer de Xàtiva caddesi üzerinde yer almaktadır. Kent merkezine (Ayuntamiento) 350 metre mesafededir. 10 bin 500 kapasiteli bu arenanın yapımına 1850’de başlanmış ve 1859’da kapılarını halka açmıştır. Arena, Roma mimari yapısıyla inşa edilen Arena of Nimes’dan (Fransa) esinlenerek yapılmıştır. Pazar günleri hariç her gün açıktır.
City of Arts and Sciences: İspanya’nın 12 hazinesinden biri sayılan Bilim ve Sanat Merkezi, bir proje ürünü olarak 1994 yılında yapımına başlanmıştır. Daha çok yenilikçi hareket olarak algılanan kompleks; bilim, sanat, spor merkezleri, müze gibi çeşitli bölümlerden oluşmaktadır. Hepsini ziyaret etmeniz için 1 gün zaman ayırmanız gerekmektedir. Ama isterseniz ilginizi çeken bölümleri ziyaret edebilir ya da geniş bir alana yayılı su ve yürüyüş parkında dolaşabilirsiniz. Kent merkezine mesafesi 4 kilometredir.
Giriş ücretleri: Gezmeyi tercih ettiğiniz bölümlere göre 8 euro ile 37 euro arasında değişiyor.
La Lonja De La Seda: Avrupa’nın en şık Gotik mimari örneklerinden biri olan yapı, 15. yüzyılda tamamlanmıştır. Eski dönemde ipek ticaret merkezi olarak kullanılmıştır. Ana salonu görkemli burma sütunlar ile döşenmiştir. O dönemde tüccarların finansal işleri yürüttüğü bölümdü. Alt katta Hz.Meryem’e adanmış küçük bir şapel ve üst katta ise borçlarını ödemeyen suçlu tüccarlar için hapishane de bulunmaktadır. 1996 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren ve Ortaçağın en gotik mimarili yapılarından biri olan La Lonja De La Seda’yı programınıza ekleyin.
Giriş Ücreti: 2 Euro
Alışveriş için artık aileden sayılan ve her köşe başında bulunan Avrupa’nın en büyük mağaza zinciri El Corte Ingles, daha neoterik ve kaotik isterseniz Centro Comercial El Saler, butik ve ağırlıklı olarak süs eşyaları mağazası arıyor iseniz Plaza Redonda‘yı tercih edebilirsiniz.
Bocadillo (sandwich) çılgınlığı için uzun kuyruklar bekleyeceğiniz bir cafe Bodega La Pascuala ve yöresel lezzetlerin adresi Llar Roman‘da İspanyol mutfağını keşfedebilirsiniz.
Ve Festival Şehri demişken her ağustosun son çarşambası Domates Festivali ve Mart ayında en büyük festival kabul edilen Las Fallas için programınızı yapın.
Açıkçası Valensiya’yı daha farklı bekliyordum. Bir Barcelona havası yaratacağı inancına kapılmıştım. Bir iki şey dışında ne ilgimi çeken ne de hafızama kazınan bir unsuru var. Tek Valensiya için gidilir mi bilemiyorum ama programınıza Alicante, Sitges, Barcelona‘yı da eklerseniz daha keyifli bir tatil geçirebilirsiniz.
Yapmadan Dönmeyin:
- Plaza de la Virgen’de kahvaltı yapın. Ortalama Fiyat: 4.5 – 7 Euro
- Mercat Central’de alışveriş yapın. Yöresel pazarda tapas deneyin. Taze meyvelerden satın alın.
- Bisiklet kiralayarak sahile inin. Fiyat: Günlük 9 Euro
- Yöresel yemeği Paella’yı El Bolon Verde Restaurante’de tadın. Fiyat: 25 Euro (Menü)
- Plaza Del Ayuntamiento’da yürüyün.