Ana SayfaEkolojiHayvan HaklarıGeleneksel eziyet, deve güreşleri

Geleneksel eziyet, deve güreşleri

-

Bir çemberin içerisindesin ve etrafında birkaç insan canlısı, ellerinde sopalar ile boynundan bağlı halata asılıp duruyor. Kaçmaya çalışıyorsun ama nafile birçoğu sıkıca tutmuş hâlâ çekiyorlar. Üzerinde ağır bir yük ve renkli renkli bir sürü aksesuar. Ne diye? Onları eğlendirebilmen için.

Binlercesinden çığlıklar uğultu şeklinde kulağında yankılanıyor. Korkman onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Ağzından akan köpüklü salya ile ilgilenmiyorlar. İnsana özgü galibiyet duygusunu yaşamaları gerek. İşte her yıl bu işkenceyi çekiyorsun. Hem de geleneksel bir festival adı altında.

Her yıl Ocak ayının 3. pazarında İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı Efes’te yaklaşık 140 deve, insanların içlerindeki rahatsız açlığı doyurmak üzere geleneksel bir organizasyon adı altında güreştiriliyor. İnsanların oluşturduğu bir çemberin ortasına alınan develer birbirlerini boyunları ile yaptıkları baskılar ile devirmeye çalışıyor. Güreş esnasında develerin yularından birçok kişi tutarak ve develeri çekiştirerek devrilmelerine yardımcı oluyor veya develeri kontrol altında tutuyorlar.

Güreşten çekilmeye veya kalkmaya çalışan deveye etraftaki kişiler ellerinde bulunan sopa veya halatlarla, herhangi birine sahip değilse de el hareketleri ile korkutarak develeri güreşmeye zorluyorlar. Önce devrilen deve yarışı kaybetmiş oluyor. Güreş esnasında ağızlarından sürekli akan salya ve dayak normal karşılanıyor. Ne de olsa büyük bir hayvan ve kontrol etmesi zor olarak düşünülüyor.

Deve güreşlerinin geçmişi çok eskiye dayanıyor. 1983 yılında ise turistik olarak kabul edilerek sırf güreştirme amacıyla günümüzde yaklaşık 1200 Tülü cinsi deve yetiştirildiği düşünülüyor. Tüm bu develerin tek yaşam amacı; birkaç günlük süren festivale gelen katılımcıların keyiflenmesini, acımasız taraflarının tatmin olmasını sağlayabilmek olarak görülüyor. Güreştirilecek develer çeşitli aksesuarlarla süsleniyor. Güreştirilen develerin görünümü de önem taşıdığından her bir deve üzerindeki renkli yüklerle seyircilerin karşısına çıkartılıyor. Uluslararası çapta düzenlenen organizasyona binlerce kişi katılıyor.

Her yıl Türkiye genelinde yaklaşık 60 farklı noktada gerçekleştirilen deve güreşi festivallerinden en büyüğü Selçuk’ta gerçekleştirilen festival. İlgili festivalin sponsorluğunu Selçuk Belediyesi üstleniyor. Ciddi bir gelir kaynağı olması organizasyonun önemli olarak nitelendirilmesine olanak sağlıyor. Gerçekleştirilen organizasyonda develerin arasından en süslü olanı da yarışma kapsamında ödüllendiriliyor. Tabi ödüllendirilen deve değil onu yarıştıran bakıcısı oluyor.

Hayvan dövüşlerinin suç kabul edilmiş olmasına rağmen belediyeler, bu gibi organizasyonları festival adı altında gerçekleştirerek hayvan dövüştürmeyi meşrulaştırıyor. Bulunduğumuz coğrafya genelinde hayvan dövüşleri hâlâ yaygın olarak devam ediyor. Özellikle köpek ve horoz dövüşleri yasak olmasına rağmen varlığını sürdürmekte. Toplumun hayvanlara bakış açısında gerçekleşmeyen değişim ve kök salmış vahşi geleneksel anlayış, tek amacı yaşamak olan varlıkların yakasını bırakacağa benzemiyor.

MUGLA'NIN YATAGAN ILCESINDE, EGE, AKDENIZ VE MARMARA BOLGELERINDEN 140 DEVENIN KATILDIGI FESTIVAL DUZENLENDI. (ANADOLU AJANSI - KENAN GURBUZ) (20120115)
Muğla’nın Yatağan ilçesinde, Ege, Akdeniz, ve Marmara bölgelerinden 140 devenin katıldığı festival düzenlendi. (ANADOLU AJANSI – KENAN GÜRBÜZ)

Merkezi ve yerel örgütlü yapılar ve bireysel anlayışların günümüze yansıması hayvanların acı dolu çığlıkları olarak yükseliyor. Eğlence adı altında ölen, yaralanan, sakat kalan ve yaşamsal faaliyetlerini fiziksel ve psikolojik yönden sağlıklı devam ettiremeyen hayvanların varlığı bizim varlığımızın bir ürünü.

Geleneklerimiz hayvanların bedenlerinde son buluyor. Bitmek bilmeyen bir kan davasının tek aktörleri olarak yaşamlarımıza devam ediyoruz ve bu davada ölen yalnızca bir taraf var: Hayvanlar.

SON YAZILAR

Yasayı sokakta biz yazacağız!

Toplumda bir karşılığı olmayan ve fakat iktidar tarafından köpürtülen Güvenli Sokaklar Derneği'nin oluşturduğu fason algı sonucunda, adı hâlâ "hayvanları koruma" olan 5199 numaralı yasadan "koruma"...

Hatay’da depremin ardından süren hayat mücadelesinin pek de söz edilmeyen özneleri: Hayvanlar

6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen Hatay'da yaşayan patili dostlarımız oldukça zor durumda. Hayvanlara yönelik bir sağlık hizmeti görünür değil, özellikle kedi ve köpekler kontrolsüzce...

“Hayvanlar için etki” yaz okulu için kayıtlar başladı

Kafessiz Türkiye tarafından düzenlenen “Hayvanlar İçin Etki Yaz Okulu” kayıtları başladı! Başvuru için son gün 22 Temmuz. 25- 26-27 Temmuz 2023 tarihlerinde online olarak gerçekleştirilecek...

Felaketin görünmeyen yüzü: Depremden etkilenen hayvanlar

Depremin ardından Animal Save Türkiye grubu deprem bölgesinde ilanlar aracılığıyla hayvanları kurtardı. Bakım verenlerine ulaşabildiği hayvanları sahiplerine ulaştıran grup, depremzede hayvanları yuvalandırmaya devam ediyor.
Kadir M. Ersoy
Kadir M. Ersoy
Milyonlarca yıl önce iki ayağı üzerine kalkan primatlatların günümüz temsilcilerinden biriyim. Şansıma modern dünya adı verilen döneme rast geldim. Bana modern olmak ister misin diye sorsalar yok ben taşları birbirine vurarak ateş yakmaktan öteye gitmek istemem derdim. Ne parmaklık tanırdım o zaman ne de tel örgü. Bu konular üzerine de konuşamazdım belki ama varsın internetim de olmasın. Her insan canlısı kadar bu dünyaya zararı dokunan ama bunun farkında olup utancını içinde yasayarak kendini değiştirmekle ise başlayan sıradan biri. Herkese yetecek kadar sevgisi, duvarlara karşı öfkesi mevcut. Müzik dinleyip resim çizer. Ha bir de çok iyi hayvan sever.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol