Şehirde yaşayan, her işini telefonuyla halledip başını ondan kaldırmayan, kafelerde barlarda buluşup sohbet eden ve sürekli konuşan bizler için sessizlik mühim… Çünkü bu meditasyonu uygularken 10 gün boyunca konuşmuyor, telefon ve her türlü teknolojik aletten uzak kalıyor, öğlen 12’den sonra meyve dışında yemek yemiyorsunuz. Bittiğinde sesli konuşmak çok ilginç bir deneyim oluyor, insanı sesine yabancılaşmış hissettiriyor. Vipassana meditasyonu kuralları gereği, yaşadığım deneyimi olduğu haliyle aktarmam doğru olmaz ancak şunu söyleyebilirim ki sizi “gerçeğe” yaklaştırmak konusunda zorlayıcı ve hatta acı dolu ama çok güzel bir yöntem sunuyor.
Olanı olduğu gibi görmek anlamına gelen ve Hindistan’ın en eski meditasyon tekniklerinden biri olan vipassana, 2500 yıldan daha uzun bir süre önce Gotama Buddha tarafından yeniden keşfedilmiş ve evrensel hastalıklara evrensel bir çare olarak öğretilmeye başlanmış.
“Gerçeği olduğu biçimde gözlemlemek, bunu iç gerçeği gözlemleyerek yapmak, kişinin kendisini doğrudan ve deneyimleyerek bilmesidir” S.N. Goenka
Zihinsel kirliliklerin tamamen yok edilmesi ve bunun sonucunda da eksiksiz özgürlüğün en yüksek mutluluğu amaçlanıyor. Kendi kendini gözlemle gelen bir kişisel dönüşüm yolu olan vipassana, beden ile zihin arasındaki derin bağlantı üzerine odaklanır. Bu bağlantı, bedenin yaşamını şekillendiren ve zihnin yaşamına da sürekli bağlı olan ve onu koşullayan bedensel hisler üzerine disiplinli bir şekilde dikkatin yoğunlaştırılması ile doğrudan deneyimlenebilir.
Bu gözlem temelli, kendini keşif yolculuğudur zihin ve bedenin ortak kökenine giden ve zihinsel kirliliği eriterek dengeli, sevgi ve şefkat dolu bir zihinle noktalanan. İnsanın düşüncelerini, duygularını, yargılarını ve duyumlarını işleten bilimsel yasalar anlaşılır hale gelir. Doğrudan deneyimle, kişinin ilerleyişinin ya da gerileyişinin, ıstırabı nasıl ürettiğinin ya da ondan nasıl özgürleştiğinin doğası anlaşılır. Yaşam, artan farkındalıkla, aldanmadan uzak, öz-denetim ve huzur ile nitelik kazanır.
Peki, vipassana bunları nasıl yapar? Nefes… Sadece nefese odaklanmak, nefes farkındalığı ve bedende oluşan duyumlarla kalarak. Değişimin, geçiciliğin farkında olarak… Böylelikle Dharma çarkı dönmeye devam eder. Çark döner, her şey değişmeye devam eder, nefes girer ve çıkar değişim sürer. Bu dönüşüm sürerken sadece farkındalık ve dengelilikte kalabilmektir asıl olan.
10 günlük kampın bazı disiplin kurallarını içerdiğini ve gitmeden kendini hazır hissetmenin önemini vurgulamakta fayda var. Günlük yaşamdaki tüm alışkanlıkların bırakılması bir yana bedensel ve zihinsel acı yaşanabileceğini ama bunun özgürleşme/gerçeğe ulaşma yolundaki en önemli adım olduğunu da hatırlatayım. Ayrıca vipassana konaklamasıyla birlikte tamamen ücretsiz, devamlılığını sadece 10 günlük kursu tamamlamış eski öğrencilerin bağışlarıyla sürdürüyor.
“Tüm varlıklar mutlu olsun, tüm varlıklar huzurlu olsun, beni üzen herkesi affediyorum, benim üzdüğüm herkesten af diliyorum.”
Başlık Görseli: Deviantart