Jedidiah Jenkins bir gezgin, maceracı ve yazar. Günlük hayatta sıkça rastladığımız sabah sekiz akşam beş rutininden sıyrılan özgür bir ruh oluşu onu sıradan vatandaştan ayırıyor.
Jenkins’in hikâyesi 1970’e, ailesinin Amerika’yı yürüyerek dolaşması ve yolculuklarını Oregon’da tamamlamalarına uzanıyor. Yıllar sonra sıranın kendine geldiğini düşünen Jenkins, işinden istifa ederek 17 aylık bir maceraya adım atıyor.
Bu düşüncenin her zaman kafasında olduğunu söyleyen Jenkins’i işini bırakma noktasına getiren ise yazar ve felsefeci John Muir‘den okuduğu şu satırlar: “Değerli günlerimi kaybediyorum. Para kazanmak için yaşayan birine dönüşüyorum. Bu dünyada öğreneceğim hiçbir şey yok. Ayrılmalı, kaçmalı ve gerçeği bulmak için dağlara gitmeliyim.”
Ailesinin macerayı noktalandırdığı yerden yola çıkan Jenkins yeni insanlarla tanışmak ve farklı tecrübeler elde etmek istediğinin altını çiziyor. Sözlerine “Çocukken beyinlerimiz sürekli çalışır durumda, dahası her gördüğümüz şey bize ilginç geliyor. Büyüdükçe o heyecanı kaybediyoruz. Hayatlarımız bir rutine giriyor” şeklinde devam eden gezgin, şu sıralar çıktığı yolculukları çeşitli videolar ile ölümsüzleştirmekle meşgul. Aynı zamanda bir otobiyografik roman da kaleme aldığını hatırlatalım.