Ana SayfaYaşamDünya KültürleriNepal'de regl dönemlerinde sürgüne gönderilen kadınlar ve hikâyeleri

Nepal’de regl dönemlerinde sürgüne gönderilen kadınlar ve hikâyeleri

-

Chhaupadi geleneği Nepal’de hâlâ sürdürülüyor. Regl olan kadınlar sürgüne gönderiliyor; karanlık, soğuk, kirli, küçük sığınaklarda yaşamaya zorlanıyorlar. Kendi evlerine girmeleri ise kesinlikle yasak.

A Ritual of Exile kitabının yazarı fotoğrafçı Poulomi Basu, regl dönemlerinde ormanlardaki sığınaklara gönderilen kadınlar hakkında bilgi toplamak için Nepal’e gitti. Bazı köylerde hâlâ uygulanan chhaupadi, kadınlar regl olduğunda şeytani ruhların vücutlarını ele geçirdikleri inancına dayandırılarak yapılıyor. Basu, yaşadıkları yerlerden sürgüne gönderilen Nepal kadınlarını takip etti ve onların hikayelerini kaleme aldı.

Geleneksel bir şifacı olan Dhamala, genç kızların şeytani ruhlar tarafından ele geçirildiğine inanıyor. Bu şifacıların regl dönemindeki genç kızları sözlü ve fiziksel istismarda bulanarak “tedavi” ettikleri biliniyor.

Radha Bishwa Karma, 16

“Büyük annem evde kalmama izin vermiyor. Eğer eve gelirsem küsüyor ve çoğu kez yemek alamıyorum. Keşke annem burada olsaydı, beni eve götürseydi. Ağrım olduğunda ilaç verseydi. Burası karanlık, hiç ışık yok. Birisi gelecek diye de çok korkuyorum.”

Laskhmi, 14

“Laskhmi, saman yığınının üstünde uyuyor. Annesi bana regl olduğunda sürgüne gönderilmesin diye korkudan kimseye söyleyemediğini anlattı. Sızıntı olan kıyafetlerini değiştirmeye çalışırken 3. gününde fark edildi. Ardından hayvanların kaldığı yerde samanların üstünde yatma cezası verildi,” diye belirtiyor Basu.

Ujjwali, 48

Ujjwali, Basu’ya şöyle anlatıyor: “İyi adamlar, kadınların ne yaşadıklarını anlarlar. Bir kadın için evinin dışında kalmak zorunda olması kolay değildir fakat bazı adamlar bunu anlamak istemeyecek kadar aptal ve cahiller. Eşlerini dövüyorlar, kötü sözler söylüyorlar ve onları evin dışında yaşamaya zorluyorlar. Eğitimli olanlar ve anlayanlar eşlerinin evde kalmasını istiyorlar.”

Saraswati, 16

Henüz bir çocuk olan Saraswati, 3 gün önce doğum yapmış. Doğumdan sonra kanaması olan Saraswati, bebeği ile birlikte karanlık bir odada kalmak zorunda.

Basu; onu 15 gün sonra almaya geleceklerini, Saraswati’nin aynı küçük odada yemek yapmak zorunda olduğunu ve bunun dumanının yeni doğan bebeğini etkileyeceğini söylüyor. Çocuk yaşta doğum yaptığı için sağlık problemleri olduğunu da ekliyor. Dışarı çıkmasına nadiren izin verildiğinden ve oda küçük olduğu için pek hareket edemeyen Saraswati güçlükle yürüyebiliyor. Saraswati, küçük odasında stresle mücadele ediyor ve çok az konuşuyor.

Tula

Ders çalışmak için yeterli ışık olmuyor. Abim yemek getiriyor, annem getirmez. Abim yemeği bana uzaktan atıyor, ben de başka tabağa alıyorum. Yemek bitince tabağı ortadan kaldırıyorum,” diyor Tula. Tula’nın ailesi Basti, Achham’daki en fakir ailelerden biri.

Mangu Bika, 14 – Chandra Tiruva, 34

İlk gittiğimde yılanlardan korkuyordum. Ancak şuan yılanlardan çok erkeklerden korkuyorum. Kaçırılmaktan korkuyorum. Evlendikten sonra neler yaşayacağıma dair endişeleniyorum,” diyen Mangu’nun yanında 2 yaşındaki çocuğuyla yatan Chandra ise şunları söylüyor: “Burada olmayı sevmiyorum fakat çok fazla baskı var. Üvey annem burada olmam için zorluyor, ne yapabilirim ki?”

Dhana Devi, 40

Dağlar çok soğuk olduğu için küçücük alanda ateş yakmak zorunda kalıyor. Dhana, “Oda duman altı. İçeri girmemen gerek. İlk sürgüne zorlandığımda 14 yaşındaydım. Ablam chhau için hazır olduğumu, evimizde tanrıların yaşadığını eğer evden gitmezsem onları üzeceğimi söylemişti. Keçi barınağında kalmak zorunda kaldım. Bana ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu, sürekli ağladım,” diyor.

Fotoğraflar: Poulomi Basu/Magnum Emergency Fund

Kaynak: The Guardian 

SON YAZILAR

Antik dönemde denizlerin kırmızı olduğunu biliyor muydunuz?

Hayal ya, demem o ki, zaman yolculuğu yapıp antik dönemde yaşayan birisiyle karşılasanız size denizlerin kıpkırmızı rengi olduğunu söyleyecekti. Renkleri ve renklerin tarihini hiç araştırdınız mı? Biraz...

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

A unique visual feast from the depths of Hindu mythology: Holifest

HoliFest, a colorful and vibrant celebration, is observed annually in India during the month of March. Rooted in Hindu mythology, this event is based on...

Hindu mitolojisinin derinlerinden eşsiz bir görsel şölen: Holifest

Holifest, Hindistan'da her yıl Mart ayında kutlanan renkli ve coşkulu bir festivaldir. Hindu mitolojisinin derinliğine işaret eden bu etkinlik, iki farklı hikayeye dayanır. Festivaldeki renkler,...
Emel Kocaer
Emel Kocaer
22 yaşındayım. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nde Basın ve Yayın okuyorum. Sayfa tasarımı (gazete) ile ilgileniyorum. Sait Faik gibi deniz aşığıyım, Sabahattin Ali gibi de doğa. Hayvan severim, barınak gönüllüsüyüm.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol