“— Burası Amerika, Esty. Kendi kararlarını verebilirsin.
— Williamsburg, Amerika değil.
— Kuralları bilmiyorsun.
— O kurallar hayal ürünü. Mahallenin etrafındaki erüv telleri elektrikli değil, Williamsburg krallığının etrafında timsahlarla dolu bir hendek yok. Güçleri sadece senin kafanda.”
Kültürel alışkanlıklar, tabular olabilir; hakikat adı altında çocukluğundan beri küstahça dayatılan dini bilgiler de, yalnızca ailene has dar görüşler de… Doğduğundan beri seni sarmalayan, hakikat diye yedirilen bu çeşitli bilgilerin gerçekliğinin aslında sadece kafanda başladığını anladığın-o bilince eriştiğin-zaman onları bitirebilmek de, Nietzsche’nin deyimiyle hakikati sağlayabilmek için (bu durumda kendini gerçekleştirmek için) bütün inanç ve önyargılardan arınarak kendi yolunu bulmak artık senin elinde oluyor.
Unorthodox, kendini gerçekleştirme yolunda çabalayan bir Hasidik yahudisi olan Esther’ın bu yolda komunitesinden Berlin’e kaçışını ve orada yaşadıklarını anlatan, Deborah Feldman’ın gerçek hikayesini yazdığı kitabından esinlenerek yapılmış bir Netflix mini dizisidir. Hikayenin ele aldığı Hasidikler, 18. yüzyılda Doğu Avrupa’da yeşeren bir dini yahudi grubudur. Zamanla Avrupa’da yaşadıkları çeşitli baskılar nedeniyle büyük oranda Amerika’ya göçen Hasidikler büyük ölçüde etraftan izole bir şekilde, grup olarak mahallelerde yaşarlar. New York eyaletindeki Williamsburg da bu mahallelerin bulunduğu bir semttir. Ana karakterimiz Esther (Esty) da Brooklyn’deki bu Hasidik komunitesinde doğmuş bir genç kızdır.
Esther tıpkı diğer hasidik kızları gibi 19 yaşında evlendirilmiş-kendi deyimiyle-diğerlerinden farklı bir kızdır. O da çocukluğundan beri kanına işlenen dini gereksinimleri bir alışkanlık olarak mutlak doğru adı altında yapmaktadır. O da diğer kızlar gibi kısıtlı bir din eğitimi almış, yalnızca ona “gerekli olan” bilgileri öğrenmiş, yemek yapabilen, çocuk nasıl bakılır diye bilen sıradan bir hasidik kızıdır aslında. Ama ona göre hâlâ oturmayan bir şeyler vardır kafasında. O hâlâ bir şeyleri neden yaptığını ya da yapamadığını (erkekler önünde şarkı söylemek gibi) “kavrayamamış,” hatta direkt olarak zihninin derinliklerinde Tanrı’nın varlığını net şekilde kabullenememiştir. Bunun en bariz nedeni de aslında Esty’nin Hasidik komunitesindeki diğer herkes gibi çarkı dönen bir sistemin aleti olmasıdır. Yani Williamsburg’daki bu yahudilerin Holokost’ta ölen altı milyonu geri getirme çabaları, gayeleri kişinin “hakikati” kavrama ve gerçekten iman etmiş bir yahudi olmasının önüne geçmiştir. Sadece bu durum olmasa da Esty’nin dünyadan izole edilip herhangi farklı bir görüş görmesine izin verilmemesi sonucu Esty kendini gerçekleştirememiştir.
Herkes Esther gibi izole ve kısıtlayıcı bir ortamda yaşamasa da bu hayattaki yerini öğrenmek, gayesini bilmek hususunda birçok kişi benzer kaygıları yaşıyor gibi. Unorthodox da bulunduğumuz çevreyi anlamak, sorgulamak ve harekete geçmek konusunda bize yol gösteriyor. Örneğin Esty’nin annesinin sırf komuniteden ayrılmış açık bir lezbiyen hayatı sürmesi onun ailesi tarafından ölü görülmesine, Esty’nin bir yetim olarak adlandırılmasına yol açıyor. İşte bu gibi durumlar etrafımızdaki insanların bizi nasıl manipüle ettiğine dair düşünmemizi sağlayabilir. Bahsettiğim durumda, annenin ölü kabul edilmesi Esty’ye çok net bir şekilde şu mesajı veriyor: Eğer komuniteden ayrılırsan ya da “mükemmel” bir yahudi hayatı sürmezsen sen bir hiçsin. Bu uç bir örnek olsa da aileler tarafından çocuklara yapılan baskı ve manipülasyonların var olmadığını göstermiyor.
Esty’nin hayatındaki ilk dönüm noktası, onun Berlin’e gitmesini sağlayacak olay, Esty’nin kiracılarından aldığı piyano dersi oluyor. Esty orada farklı bir yaşam tarzıyla, gerçekliğiyle tanışıyor. Ona komunitesi tarafından hazırlanmış baloncuktan ibaret olmadığını görüyor hayatın. Bu da onun kafasında oturtamadığı dini gerekliliklerin aslında belki hiç de kavranacak değerde olmadığı farkındalığına erişmesini sağlıyor. Bu noktada şunu anlıyoruz aslında: Kendini tanımak için senden farklı olan hayatları tecrübe etmek, üzerine okumak ya da direkt yaşamak…Temelde hayatın senin doğduğun o gerçeklikten çok fazlası olduğunu da bilmek önemli olan ve böylelikle zihninin zincirlerini kırmak…
Kaynakça: Unorthodox, Netflix